Sarf Ve Nahiv Hakkinda Beytler, Şiirler ve Fıkralar

Başlatan Padisah, 24 Şubat 2005, 06:59:29

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

elfida


قَالَ - Fiil'inin I'lâl Kâidesi:[/size][/b][/u]
قَالَ aslında قَوَلَ idi. Kaf ayağını kaldırdı, vav'da korktu kaçtı.

çok güldüm ya gerçekten çok güzel ...bnmde cnm  sıkılıyordu bi bakayım belki belki kardeşlerimizin yazısı ii gelir dedim gerçekten çok güzelmiş Allah razı olsun....
Yakarışa geçivermişti hepsi de birden,
İçini döküyordu herkez Hakk'a derinden;
Kuduruyordu mütegallipler kederinden
...Ve emindi Mehmetçik yarın ki zaferinden.

tarihman

Osmanlıda Ulema sınıfının bozulduğu yıllardır... Yada Cumhuriyetin ilk yılları da olabilir... Anadolu'da bir kazanın köyüne imamlık için muhterem bir hocaefendiden ilim okumuş değerli bir zat başvurmak ister. Bu sebeple müftülük binasına girer. Önce vaizin odasına gider. O sırada vaiz mangalda ısınmaktadır. Közler kor gibi olmuştur. Bizim muhterem zat, ilminin engilliğini göstermek için "En'nârü semeratü'ş-şitâ" der. Vaiz cahil birisidir. Bu engin ilmin altında kalmamak için "evet... nar tatlı bir nimettir" der. İmam adayı, asabı bozuk olarak oradan ayrılır. Müftünün yanına gider. Müftüye bu olaydan bahseder. "Hocam, ben vaize en-narü semeratü'ş-şita dedim, o da nar tatlıdır dedi"der. Müftü kendinden emin bir biçimde "vay cahil... vay... her zaman söylüyorum şuna... ayet-i kerimelere yanlış mana verme, diye... desen ya, ayet-i kerimeye yine yanlış mana verdi."

İsra

Allahrazı olsun arkadaşlar çok hoş paylaşımlar :)

kenz

İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

mihmander

avamil okuyan talebeler imtihan olacaklarmış.hemde sene sonu imtihanı.hep olurya imtihan sünmüüüş gitmiş.yok cuma olacaksınız heyet geç kaldı pazartesi belkide çarşamba olursunuz.derkeeeen imtihan hey'eti gelir.abi sorar söyle bakalım kızım fiili muzariyi nasb eden harfleri.köyünü özleyen talebe sayar:EN LEN KÖY İZİN....

müteallim

Alıntı yapılan: sananebanane - 03 Şubat 2008, 00:13:56
avamil okuyan talebeler imtihan olacaklarmış.hemde sene sonu imtihanı.hep olurya imtihan sünmüüüş gitmiş.yok cuma olacaksınız heyet geç kaldı pazartesi belkide çarşamba olursunuz.derkeeeen imtihan hey'eti gelir.abi sorar söyle bakalım kızım fiili muzariyi nasb eden harfleri.köyünü özleyen talebe sayar:EN LEN KÖY İZİN....
a15)) e56)) t3)) :hihi
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

ankebut-57

Alıntı yapılan: sananebanane - 03 Şubat 2008, 00:13:56
avamil okuyan talebeler imtihan olacaklarmış.hemde sene sonu imtihanı.hep olurya imtihan sünmüüüş gitmiş.yok cuma olacaksınız heyet geç kaldı pazartesi belkide çarşamba olursunuz.derkeeeen imtihan hey'eti gelir.abi sorar söyle bakalım kızım fiili muzariyi nasb eden harfleri.köyünü özleyen talebe sayar:EN LEN KÖY İZİN....

Ben de "On gün köy izini" versiyonunu duymuştum. :)
Âlimleri irfan sahib eden, üç harf ile beş noktadır.(عشقْ)
Mü'minleri duhûlü cennet eyleyen, beş harf ile üç noktadır. (ايمان)

www.ayasofya.org

enfa


Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

narçiçeği

hepsine bayıldım yaa.... emeklerinize sağlık...
Sakın terk-i edebden kûy-ı Mahbûb-i Hudâ’dır bu
Nazargâh-i ilâhidir, Makam-ı Mustafâ’dır bu

racül

Ne tatli günler(mis)di..

Köye izinin hasretinin cekildigi, hacidi mutlak desem de hocam sana izin vacib oldu dese diye sayiklandigi günler...

Simdi köye izin kimsenin umurunda degil, varsa da yoksa da, pause (teneffüs)...
Köy kimsenin umurunda degil..

Hele burda,

Kahvaaltida cay gibi bir sorunlari bile yok..
Corbayi cok seven ben haric, talebenin tamami kahvaaltida artik corba degil de hep cay ciksin diye neredeyse kazan kaldiracakti...

.......

Biraz daha yazarsam,
özellikle bizden birazcik önceki kusaktan birileri, l1))'nin gözleri ekrandan kamasip, kollarinin yenleriyle gözlerini ogusturacak...

Fazla nostalji,
yen kirletir...
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

ruy-ı zemin

çok güzel olmuş arkadaşlaş. ne anlatacağız tasası çekenlere göstermek lazım.
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

ruy-ı zemin

#56
Alıntı Yap
Dil  inkilabin yapildiği senelerde eski ağdaali dilden bir türlü vazgeçmek istemiyen ve yeni lisani konuşanlari her firsatta paylayan, Müderris Hami Efendi bir defasinda Talebelerden biri (Sicakdan bunalmış olacakki ) ''Susadım ...'' yahu! dediğini işitir. Hemen talebeyi yanina çağirir ve derki. '' Senin gibi ,medrese tahsili yapan bir kişiye öyle alel ade kelimeler yakişmaz.! en azından' ''Derum ateş-i nar ile püryan idüğünden  bir kadeh-i  tebrizi hoşgüvar-i nür ederek ,teskini ateşi dilefkar ve bu suret ile iktisabi ferahı bi sümar eyledim" demelisin ki okuyup yazmiş olduğun anlaşilsın der. Aradan  zaman geçer, kış gelir, Hami efendi  yine talebelerine ders vermekle meşgulken ,mubaşir tepeleme kömür dolu mangali Hami efendinin önüne birakır.gider Ancak yanmakda olan mangaldan bir kivilcim sıçrar,Hoca efendinin Kallavi sarığına konar ve sarik yanmaya başlar, Bunu gören talebeleri bir telaş alir, lakin ses çıkaramazlar,Zira hocam sarıgınız yanıyor deseler azarlanacaklar. Söylemeseler sarık yanıyor, Nihayet içlerinden biri cesaret göstererek ayağa kalkar.''Ey Hace-i bi misal ve ey üstazı zi kemal bu şakırd-i pür kelal sol vechile arz eylerki bi hikmet-i müteal nar-ı mangaldan bir serer-i cevval pertab ile ol elinizdeki sarığı iisal eylemiştir " der ancak sarığın yarısı çoktan yanmıştır...

çok güzelmiş kardeşim eline sağlık. şimdikiler bunun tam aksini yapıyorlar.

arabi kelimelerin türkçeleştirildiği günlerde ismet paşa TBMM kürsüsüne çıkmış. "muhterem vekillerim arabii kelimatı lisanımızdan ihraç edeceğiz."  demiş. abilerden biri de -ulan hayvan herif bunun neresi türkçe- demişti.
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

narçiçeği

ben de szie Halis ECE hocamızın bir paylaşımını aktarayım ... t3)) t3))


Şek mi, eşek mi?

Fatih Sultan Mehmed Hân hazretleri Sahn-ı Semân’a müderris olacak hocaların kütüb-i sitte ile lûgatten Sıhâh-ı Cevherî, Kâmus, Tekmile ve emsâlini hıfz ve cem etmiş kimselerden olmasını şart koşmuştur.

Oraya müderris olmak için imtihana hazırlanan Molla Lûtfi ile Uslu Şücâeddin, bir gün, bir yerde karşılaşırlar. İmtihana ve lûgate müteallik konuşurlarken Şücâeddin:

— Sıhah’da müşkilâtım çok. Hemen her satırın başına şek (şüphe)işâreti koyuyorum, der.

Molla Lûtfi şu cevabı verir:

— Vâkıa ben de şek ediyorsam da, sen benden eşek (Arapça ismi tafdil sîgası ile, daha ziyade şüpheci mânâsına) imişsin!.. (Külliyât-ı Letâif, Faik Reşad, s. 129)
Sakın terk-i edebden kûy-ı Mahbûb-i Hudâ’dır bu
Nazargâh-i ilâhidir, Makam-ı Mustafâ’dır bu

Mahi

İlmi çalışmalara meraklı bir hoca efendi evlenir ve fakat başını kitaplardan kaldırıpta ailesiyle konuşmaya vakit bulamazmış. Bir taraftan yalnızlık, bir taraftanda kocasının alakasızlığı kadına dert olmuş. Birgün, kitapları ile meşgul bulunan kocasına: " hoca efendi, neye bakıyorsun? " demiş.  Kocası: " Vankulu'na bakıyorum " cevabını vermiş. Kadın taşı gediğine koyarak: " Ne olursun, biraz da ben kuluna bak " demiş...


Vankulu: Kamus tertibinde iki ciltlik bir lügattır...

Himmet

Biz gideli beri çok hoş yazılar eklenmiş.Elleriniz dert görmesin..
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..