Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Zor zamanlar nasıl aşılır?

Başlatan İsra, 04 Haziran 2008, 02:35:36

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra

Kuzey yarım küresinde mevsimler üç ayda bir değişir; fakat insan ömründeki mevsimlerin değişmesi aylar değil, bazen dakikalar içine sığmaktadır. Zaman olur, "bu halin içinden nasıl çıkacağım!" diye kara kara düşünürken; zaman olur işlerimiz bir su gibi akar gider...

Bence bazen insanlar hadiseleri, bazen de hadiseler insanları idare eder. Fakat hiçbir şeyi emniyet altına alamayız.

Ve yarınlarımızın sınırlarını keskin çizgilerle belli edemeyiz...

Herhangi bir zorluk karşısında teferruattan kaçınıp, temel esaslar üzerinde durmak gerekir. Mesela bir kimse ile aramızda anlaşmazlık çıktı. Hemen inadımız tutacak, kinimiz kabaracak ve iftira çamurlarıyla karşıdaki şahsı kirletmeye çalışacağız. Bu hal dinden imandan haberdar olmayanlar için geçerli olabilir. Dinden haberdar olanların ise içlerinden yükselen inat ve kin feryatlarına değil, İslam'ın esaslarına uymak zorunda olduklarını unutmamaları gerekir.

'Şu dünyada nasıl yaşarsak mutlu oluruz'un sırrını din çözdü. Öyleyse evinde, cemiyette, işyerinde, huzur içinde yaşayamayan Müslümanlar, İslamiyet'i gereği gibi anlamamış sayılır.

Yapılan iş İslam'a uygun da şu veya bu şahsa göre yanlışmış... İşte şahsi duygular öncelik alırsa, huzur denilen şeyi kovmuş oluruz. İnsanlar sayısınca anlayış vardır. Herkesin anlayışına tabi olmak mümkün olmadığı gibi anlayışa göre hareketleri tanzim etmek de münakaşaya sebeptir. Biz cehennemî bir halde miyiz? Öyle ise İslamiyet'i anlamamışız.

Unutmayalım ki karşılaştığımız zorluk, ilk değildir. Daha evvel de birçok zorluklarla karşılaştık. Onları sabırla, güzel konuşmayla, feragatle çözdük. Şimdi yine aynı yolları denemeliyiz. Aklı erenlere danışmalıyız. Problemin içindeki şahıs, hadiseleri bütünü ile göremez, gereği gibi düşünemez. Dıştan bakanlar, hadiseyi ana hatlarıyla tespit edip, çıkış yolunu gösterebilirler. Her zaman istişareden istifade etmek lazım.

Zorlukları çözme yerine, zor hallerin içine düşmekten kaçınmalıdır.

Bir konuda karar vermeden önce, namaz kılınız. Namazda okuduğunuz sûrelerin manalarını anlamıyorsanız, ilmiyle âmil olan kimselere gidip sorunuz.

Her zaman kararınızın yanlış olabileceğini göz önünde bulundurun. Fakat doğru bir karar vermeden önce beynimizi zorlamalıyız. Sadece akılla kalmayıp, kalbimize de danışmalıyız. Son zamanlarda HİS denen şey, değer kazanmış. Verdiğimiz kararda, içimizde bir kabul etmememe hali varsa, yine beklemeliyiz. Fakat bir ölü gibi değil, diri gibi düşünerek, sorarak ve kararımızdan şüphelenerek araştırmalarımıza devam etmeliyiz.

Şans, sudaki balıktır. Oltanıza gelir mi gelmez mi belli olmaz. Fakat akıl sizindir ve emrinizdedir.

Çile çeken, zorluklarla karşılaşan sadece biz değiliz. Biz insanız. Zorluklarla karşılaştığımız gibi insan olan herkes buna benzer zorluklarla da karşılaşacaktır. Zorlukları geçiştirmek için meşhur kimselerin hayatlarını okumalıyız. Elbette ki meşhurların başında peygamberler, sahabeler ve alimler gelir. Onların evleri, çoluk çocukları vardı. Onlar da yakınlarından zarar gördü. Onlar da haksızlığa uğradı ve onlar da bizim gibi çilelerin yumağından hayat denilen kumaşı dokuyup giydiler.

Dereyi görmeden paçaları sıvamayın. İleride olabilecek bazı tehlikeleri düşünüp şimdiden üzülmek, gelecekteki kıtlık yıllarını düşünüp şimdiden yemek yemek gibidir.

Hayat yayığında hadiselerin darbesiyle sarsılıyoruz. Karışıklılar bir yana bu ayranın bu şekilde yağının çıkacağını da unutmamak gerekir. Yeter ki her darbede, her halde İslam'a uymasını bilelim. Yarınlar, inanan, Allah'ın emirlerini tutup O'na asker olanlarındır.

Hekimoğlu İsmail

turab

Teşekkürler İsra,

Hekimoğlu'nun çok anlamlı bir paylaşımıydı  &))
Allahım!Ahirete mani olan dünyadan,ölümün iyiliğine engel olan hayattan ve amelin hayrına mani olan emelden sana sığınırım

Evfacan

#2
Daima pozitiv düşünmek lazım :)
Yiğit yaralı olur - Yine dağ gibi durur