Coca Cola özür diledi ama özürü kabahatinden büyük

Başlatan osmanlı, 30 Mayıs 2008, 12:24:40

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

osmanlı

Sudan sonra en çok tüketilen Coca-Cola'da bulunan E211 (Sodyum Benzoat) maddesinin siroza neden olduğu ortaya çıktı. DNA bozukluğuna da yol açan E211 ürünlerden çıkarılacak.

Piyasaya çıktığı ilk günden beri içerisindeki katkı maddelerini bir sır gibi saklayan Coca Cola firmasının sırrı sonunda çözüldü. Yapılan araştırmalarda Coca-Cola'nın içerisinde E211 (Sodyum Benzoat) maddesinin bulunduğu saptanmış, firma uzun süre bu iddialara karşı sessiz kalmıştı. Sodyum Benzoat maddesi siroz, parkinson gibi hastalıklara davetiye çıkarıyor, hiperaktivite bozukluğuna neden oluyor ve DNA'ya zarar veriyor.

KÜFLENMEYİ ÖNLÜYOR

Genel olarak gazlı içeceklerin birçoğunda bulunan ve küflenmeyi önleyen bu maddenin C vitaminiyle karşılaşınca kansorejene dönüştüğü belirtildi. Coca Cola firması ilk olarak Diet Colalar'dan bu maddeyi çıkartacaklarını ve yıl sonuna kadar tamamen kullanımdan kaldıracaklarını açıkladı. Firma sözcüsü bu maddeyi kullanmayı bırakacaklarını açıklasa da Sodyum Benzoat'ın yerini tutacak başka bir bileşen bulamadıklarını da itiraf etti.

kaynak : Bugün gazetesi

NOT:

Sodyum Benzoat Maddesi sadece Coca Colada değil tüm gazlı içecekler ve meyve sularında koruyucu katkı maddesi olarak bulunmaktadır. Önemli olan bu maddenin oranı ve bu katkı maddesi bulunan içiceklerin ısısının +21 derece üzerine çıkarılmamasıdır.

Bu tarz içiceklerin ambalajlarında SOĞUK İÇİNİZ ibaresi bulunmasının nedenide Sodyum Benzoat maddesinin etkisinin zararlarından korunulması içindir.Çünkü ısı artığı takdirde Sodyum Benzoat maddesi etkinleşir, içecek üzerinde zehirlenme yapar. Coca Colanın tek zararı bu sodyum benzoat maddesi değildir.Bunun dışında Cafein'in yanı sıra bağımlılık yapıcı maddelerde içermektedir.

Kırmızı rengini ise mantar özelliği taşıyan bir böcek türünden almaktadır. (Chiconea Adlı böcek.Meksika yerlileri tüketiyor) Kanunen tüm maddelerin içeriğinin belirtilmesi zorunludur, ancak Cola tüm dünyada içeriğini belirtmeden satış yapmaktadır. Coca cola ayrıca pas çözücü ve tarım ilacı olarak kullanılmaktadır. Tuvalet ve banyo temizliğinde de denendiği takdirde kireç çözücü ve leke giderici etkisi özelliğinin olduğu görülecektir. Dünyada en büyük terör gıda üzerinden yürütülmektedir israil ise bu sektörün 1.si konumundadır.

Bu tarz içecek ve yiyecekleri özellikle çocuklarımızdan uzak tutmamız çocuklarımızın beyin gelişimi açısından önemlidir.Çikolatalarda ise Hidrojene bitkisel yağlar erken dönem kalp krizi riskini artırmaktadır.Jelatine maddesi domuzdan elde edilmektedir. Bu madeler ise Jelibon maddesi ihtiva eden yiyecekler ve kapsülü haplarda, drajelerin bir kısmıda dahil kullanılmaktadır.Çocuklarımızı koruyalım, tüketimden gelen hakkımızı bu katkı maddeleri içeren yiyecek ve içecekleri almamak sureti ile kullanalım.
Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...

Fatihan

#1
Fransız hükümeti Amerika'nın rokfor peynirine karşı koyduğu yüksek tarifeye misilleme Coca-cola resti çektini çekti.

Avrupa Birliği ile Amerika arasında yaşanan, Bush yönetimi zamanına dayanan ve kamuoyunda "Peynir savaşları" olarak bilinen savaş gittikçe kızıyor. Amerika geçen hafta, Avrupa Birliği'ne üye ülkelerden gelen pek çok ürüne uygulayacağı tarifeleri listeledi.

Listede açıklanan tüm ürünlere yüzde 100 oranında tarife uygulanırken, rokfora yüzde 300 tarife uygulandı.

Fransız Parlamentosu üyesi Philippe Folliot, Amerika'nın rokfora uyguladığı ek gümrük tarifesine karşılık, Avrupa Birliği'nin de Amerika'dan ithal edilen Coca-Cola konsantresine yüksek oranda ek tarife uygulamasını istedi.

Folliot, yeni başkan Barack Obama'ya gönderdiği mektupta, Obama'dan uygulanan bu şok edici tarifeyi silmesini istedi. Folliot, bu tarifenin zaten kırılgan olan sektöre büyük zarar verdiğini de ayrıca ekledi.

Rokfor Fransa'da peynirlerin kralı olarak biliniyor. Rokfor üreticileri yılda 420 ton rokfor üretiyor. Bu Amerika'ya olan üretimlerinin yüzde 2,5'una karşılık geliyor.

Fransızlar yapılan bu hamleyle beraber  yükselen tarifeleri, Fransa'nın 2003 yılında Irak savaşına destek olmamasına da bağlıyor. Kendi deyimleriyle topal ördek olan başkan Bush'un gitmeden hemen önce yaptığı bu hareket Fransa'dan intikam almak amacını taşıyor.

Avrupa Birliği ile Amerika arasındaki anlaşmazlık bir başka alanda da kendini göstermekteydi. AB ülkeleri hormonlu olduğu için Amerikan bifteğini yemek istemiyor. Bu alanda hükümetler üzerinde çok güçlü bir kamuoyu baskısı var.

Avrupa'da çiftçilerin hormonlu üretim yapmaları yasakken, hormonlu biftek yenmesi konusunda Amerika'dan baskı var. Washington'un şikâyeti üzerine Dünya Ticaret Örgütü( World Trade Organization) ekim ayında, hormonlu bifteğin insan sağlığına olan herhangi bir bilimsel zararı bulunmadığını açıklamıştı. Ancak Brüksel bunu inkâr ederek, başka bir durumla Dünya Ticaret Örgütü'ne gelmişti.

Fransa tarım bakanı geçtiğimiz günlerde Dünya Ticaret Örgütü'ne yeni tarifelerin uygulanabileceği konusunda açıklama yapmıştı.  Amerika'nın hareketini "sıradan" olarak nitelendiren Fransız Bakan, uygulanan bu bezdirici tarifelere rağmen, Avrupa Birliği'nin, konuyla alakalı çizgisinden bir santimetre bile sapmayacağını, bu konuda hiçbir şekilde taviz vermeyeceklerini ve hormonlu bifteğe uygulanan tarifenin değişmeyeceğini açıklamıştı.

Rokfor Güney Fransa'nın Roquefort kasabasında üretilmeye başlayan içi küflü, farklı kokulu bir peynir olarak bilinmektedir. Rokfor'un önemli özelliği içindeki Rokfor küfüdür, peynir diğer peynirlere göre daha dayanıklı ve uzun ömürlü bir peynirdir. - gazteport

haber7

Tuğra

〰〰〰〰🐠

Tuğra

Dokunan değil içen yanıyor!

Dünyanın en büyük içecek firması Coca-Cola, kolalı içeceklerde bulunan ve kanser yaptığı iddia edilen “karamel boyası”nın miktarını azaltacağını bildirdi.

Ben bu açıklamayı sivil toplum kuruluşlarının dev içecek endüstrisine karşı bir zaferi olarak görüyorum.

Şimdilik sadece Amerika’ yı ilgilendiren bu formül değişikliğinin kısa zamanda diğer kola üreten firmalar tarafından da yapılacağına ve tüm dünyaya yayılacağına inanıyorum.

Adı karamel ama…

Önce gelin karamel boyası nedir ona bakalım.

Karamel boyasının adı hanımların evde şekeri tencerede eriterek yaptıkları karamel ile aynı olsa da bu madde şekerin “yüksek basınç ve ısı altında amonyak ve sülfitlerle” muamele edilmesiyle üretiliyor.

Bu üretim sırasında kısaca 2-MI ve 4-MI adıyla bilinen “metil-imidazol” yan ürünler oluşuyor.

Amerikan Milli Toksikoloji Programı’ na göre, 2-MI ve 4-MI ismiyle bilinen bu bileşikler hayvanlarda akciğer, karaciğer, tiroit kanserleri ve lösemiye yol açıyor ve kanıtlanmamış olmakla beraber aynı risk insanlar için de var.

CSPI (Center for Science Public İnterest) adlı kamu yararına çalışan bilim kuruluşu, geçen sene başta kolalı içecekler olmak üzere birçok yiyecek ve içecekte renklendirici olarak kullanılan kanserojen karamel boyasının yasaklanması için FDA’ ya (Gıda ve İlaç Dairesi) başvurmuştu. 

CSPI, kanser riskinin düşük olmasına rağmen hiçbir besin değerleri olmayan ve sadece kozmetik olarak kullanılan kimyasalın yiyeceklerde yeri olmadığını ve hiç değilse bu ürünlerin üzerine kanser riski uyarısı konmasını istiyor.

Kaliforniya eyaleti, 4-MI’ nin bir “kanserojen” yani kansere sebep olan bir madde olduğunu ve günde 29 mikrogramdan fazla 4-MI alınmasının kanser riskini artırdığını kabul ediliyor. Eyalet kanunlarına göre, bu maddenin fazla miktarda bulunduğu yiyecek ve içeceklere “kanser uyarı” konması gerekiyor.

Coca-Cola diyor?

Firmanın sözcülerinden Ben Sheidler “Coca-Cola’ nın senelerdir tüm dünyada tüketilen güvenli bir içecek olduğunu, içinde insan sağlığına zararlı hiçbir madde bulunmadığını” söylüyor ve ekliyor: “Kaliforniya Kanunlarına uymak için karamel üreticimize gerekli üretim değişikliklerini yapmasını bildirdik”. 

Amerikan İçecekler Birliği’ nin (ABA) görüşü de şöyle:

“4-MI nin insanlarda kansere yol açtığına dair bir kanıt olmadığı gibi FDA da dâhil hiçbir ülke 4-MI’ yi insanlar için karsinojen olarak kabul etmiyor. Hayvanlarda çok yüksek dozlarda görülen karsinojen etkinin insanlar için de geçerli olduğunu iddia etmek imkânsız. Bunun için günde bin kutu kola içmek lazım.

Karamelin kanserojen olduğu iddiası uzun zamandan beri yiyecek ve içecek endüstrisine saldıran grubun tüketicileri korkutmasından başka bir işe yaramayacaktır. “

Bu telaş gereksiz mi?

CSPI’ nin kanser endişesini çok yerinde buluyorum:

BİR: Karamel boyasının insanlar için kanserojen olduğunun kanıtlanmamış olması bence hiç önemli değil; bunun farelerde birçok kansere yol açıyor olması yeterli.

Ne yani binlerce, on binlerce insan kanser olduktan sonra “Karamel hakikaten kanserojenmiş, kullanmayalım” demek mi yoksa kanser yapma ihtimali olan bir maddeyi hiç kimse zarar görmeden hayatımızdan çıkarmak mı doğrudur?

İKİ: İnsanların farelerde kanser yaratan miktarlarda karamele maruz kalmaları için günde bin kutu kola içmeleri gerekir ifadesine bakıp yanılmayalım.

12 onsluk bir kutuda ortalama olarak 140 mikrogram (Kaliforniya Kanunlarına göre 5 misli fazla!) 4-MI olduğu ve karamel boyasının başka içecek ve yiyeceklerde de bulunduğu hesaba katılacak olursa kola tiryakilerinin ihmal edilemeyecek kanser riski ile karşı karşıya oldukları ortaya çıkar.

ÜÇ: Farelere bu maddenin çok yüksek dozlarda verildiği doğru ama hayvanlar laboratuar ortamında sadece bu maddeye maruz kalıyorlar; oysa insanlar her gün yediklerinden içtiklerinden, soludukları havadan başka karsinojenler de alıyorlar.

Karsinojenlerin birbirlerinin etkisini artırıcı özellikleri olduğu ve bundan dolayı da birden çok karsinojene maruz kalınması durumunda kanser riskinin artabileceği de unutulmamalıdır.

DÖRT: Bu kimyasalların hiçbir besin değeri olmadığına ve yiyecek ve içeceklere renk vermekten başka bir işe yaramadıklarına göre, endüstrinin bunları kullanmakta ısrar etmesinin mantığını anlayamıyorum.

Gelelim neticeye

Mısır şurubu ile tatlandırılmış, birçok katkı maddesi ihtiva eden yüksek kalorili gazlı içeceklerin başta obezite, diyabet, astım ve alerjiler olmak üzere pek çok hastalığa yol açabileceği zaten biliniyordu.

Bundan sonra kolalı içeceklerden uzak durmak için çok önemli bir sebebimiz daha var.

Benden söylemesi: İçen yanar!

Dr.Ahmet Rasim Küçükusta

KAYNAKLAR

http://articles.latimes.com/2012/mar/05/news/la-heb-cola-cancer-20120305

http://healthland.time.com/2012/03/06/soda-wars-can-the-color-in-your-cola-give-your-cancer/

〰〰〰〰🐠