Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Süngerler: Bitki mi, Hayvan mı?

Başlatan İsra, 22 Nisan 2008, 03:53:31

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra

Çoğu insan süngerin bitki olduğunu zanneder. Oysa süngerler çok hücreli hayvanlardır. Kendilerini sert bir zemine yapıştırarak yaşamlarını sürdürürler.

Süngeler pek çok şaşırtıcı özelliğe sahip canlılardır. 24 saat boyunca deniz suyunu süzgeçten geçirerek, kendi hacminlerinin 20.000 katı kadar deniz suyu pompalayabilirler. (i) Denizsuyunu süzme hızları ise saatte 200 litre denizsuyuna varabilmektedir. (ii)

Cam Süngerleri

Dış yüzeyi parlak bir cam yüzeyden oluşan bir binayı gözünüzün önüne getirin... Bu cam binanın temelleri öyle sağlam ki, en şiddetli depremlere dahi dayanabiliyor... Camları da hiçbir darbeyle kırılmıyor� Henüz dünya üzerinde var olmayan böyle bir binaya okyanusların derinliklerinde rastlamak mümkün. Bu sağlam binanın adı Venüs Çiçek Süngeri�

Bu cam süngerler bir çift karidesin yuva yapabileceği büyüklükte cam bir bina inşa ederler. Okyanus dibinde dünyanın en dayanıklı camını üretirler.

Batı Pasifik Okyanusu'nun 1.000 m derinliklerinde yaşayan bu süngerler, okyanus zeminine cam tellerle bağlanır. Çok sıkı bir şekilde bağlanan sünger, bu sayede okyanus akıntıları ve etkilerine karşı koyar ve kopmadan yaşamını devam ettirir. Süngeri okyanus tabanına böylesine sağlam bağlanmasını sağlayan yapı ise ancak elektron mikroskobu altındaki incelemelerle ortaya çıkmaktadır.

Okyanus Derinliklerindeki Lamba

Derin sularda yaşayan canlılar için tek ışık kaynağı ışık saçan organizmalardır. Venüs süngeri de bu canlılar için bir deniz altı lambası rolü üstlenmiştir. Venüs süngeri fiber optik kablolara benzeyen cam iplikleri, insan yapımı olanlarla karşılaştırıldığında ıiık iletimi açısından da çok daha üstün kalitededir. Yüce Allah�ın üstün aklının eseri olan bu kablolar, insan yapımı olanlardan şu temel özelliklerle ayrılır:

* Venüs süngerinin lens benzeri uzantıları vardır. Bunlar ışık toplama verimliliğini artırır. Bu da silindirik kafes şeklindeki iskeleti çevreleyen taç benzeri cam liflerden oluşan fiber optik yapıyı ışıklandırmada daha etkili hale getirir.

* Venüs süngerinin fiber kabloları ışığı çok iyi iletirler; çünkü bünyelerine sodyum iyonlarını katabilirler. Sodyum süngerin fiberlerine müthiş bir esneklik verir ve kırılmalarını engeller. Venüs süngerinin fiber kabloları DNA�sında şifreli olan proteinler tarafından düşük sıcaklıkta ve okyanus basıncında üretilir. Ancak suni optik fiberler, camı eritecek yüksek ısılarda yapılırlar ve sodyum iyonu eklendiğinde fiberlerin camsı yapılarını kaybetmelerine neden olur. Bu nedenle insan yapımı opik fiberler kırılgan ve daha az kullanışlıdırlar. (iii)

Tıp, Süngerlerden Faydalanıyor

Süngerlerin savunma mekanizması olarak kullandıkları kimyasal silahlar, günümüzde tıp alanında birçok buluşa ışık tutmaktadır. Süngerlerden binlerce yıldır yararlanılmaktadır. Günümüzde en önemli kullanım alanı ilaç endüstrisidir. Süngerlerin ürettiği zehirler, insan vücudundaki değişik sistemleri değişik yollardan etkilerler ve doğru miktarda kullanıldığında bu zehirler ilaç etkisi göstererek tedavi edici olarak kullanılırlar.

Yapılan araştırmalarda bir sünger türünde bulunan ve AS-2 adı verilen molekülün, kanserin ilerlemesine yol açan hücre bölünmesini engellediğine ilişkin sonuçlar elde edilmiştir. Buna göre;

- Dysidea frondosa adlı pasifik süngerinden elde edilen bir bileşiğin ateş düşürücü,

- Phahertis simplex adlı türün ürettiği kimyasal bileşiklerinse organ naklinden sonra vücutta ortaya çıkabilecek olumsuz tepkileri azaltıcı etkilerinin olduğu saptandı.

Süngerlerin, kalp-damar, mide-bağırsak hastalıkları ve tümör oluşumunu engelleyen kimyasal bileşikleri ilaç yapımında kullanılmaktadır. Bakterilerle beslenen süngerlerin, süzdükleri suda bulunan bakterilere karşı çok güçlü bir bağışıklık sistemleri olduğunu fark eden bilim adamları, bu antibiyotik etkiyi insan sağlığı yararına kullanmanın yollarını da bulmuşlardır.

Süngerlerle ilgili yapılan çalışmalarda, immüno süpresif (savunma sistemini baskılayan), anti enflamatuar (iltihap önleyici), antikanser, antibiyotik ve analjezik (ağrı kesici) etkili maddelerin muhafaza edildiğini ifade eden bilim adamları; klinik çalışmaları tamamlanmak üzere olan ve kanser tedavisinde kullanılacak olan yeni bir ilacın bu yıl içinde yani 2006 yılında piyasaya çıkacağını da belirtmişlerdir.

Akıl ve şuurdan yoksun bu canlılar, bilim adamlarının laboratuvarlarda uzun çalışmalarla geliştirmeye çalıştıkları ilaçları kendi vücutlarında üretebilmeleri, hiç şüphesiz onları, sahip oldukları mükemmel özelliklerle yaratan Yüce Rabbimiz�in üstün yaratma sanatını gözler önüne sermektedir.

Elif Kıral

Kaynak:
(i) http://sci.ege.edu.tr/~sukatar/sungerler.htm
(ii) http://www.aad.gov.au/default.asp?casid=5942
(iii) Sundar, V.C., Yablon, A.D., Grazul, J.L., Ilan, M. and Aizenberg, J., Fibre-optical properties of a glass sponge, Nature 424(6951):899�900, 21 August 2003; http://www.nature.com/nbt/journal/v21/n10/full/nbt874.html


      

Lika

Bir an okul yıllarına gittim sanki:) Teşekkürler İsra..Rabbimiz'in yarattığı her bir mahlukat gibi bunlar da şüphesiz bir görev üzere yollandılar..Vazifelerini ifa ediyorlar...
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim