Koca Yemeği" nasıl pişirilir

Başlatan Lika, 23 Mart 2008, 08:03:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Lika

"Koca Yemeği" nasıl pişirilir?
Bu tabir garibinize gidebilir. "Koca Yemeği" de ne demek?

Lezzetli yemekler pişiren bir hanım, kocasını da pişirip olgunlaştırmazsa, hayatın tadı kaçabilir. Bunun için, mesut olmanın bir sanat, bir bilim dalı olduğu peşinen kabul edilmelidir. Hâlbuki şimdi gençlere her türlü bilgi veriliyor, mesut olmanın şartları anlatılmıyor. Mesut olmanın şartlarını bilmeyen genç, evleniyor, bir sürü problemlerle karşılaşıyor; tecrübelerle mesut olmanın yolunu bulmaya çalışıyor amma, bu da çok pahalıya mal oluyor.

Evet, koca yemeği nasıl pişirilir?

Evvela kocanızın gönlünü tenkitlerle kırmayın. Kırılırsa sevgi çiçekleri solar.

Her insan annesini sever. Bunun bir manası da, her insan her yaşta biraz çocuk gibidir. Öyleyse çocuğunuza gösterdiğiniz şefkati, kocanızdan esirgemeyin.

Kocanıza yaptığınız hizmet, hiçbir zaman "hizmetçilik" manasına gelmez. Çünkü siz kocanıza hizmet ettiğiniz ölçüde, onu kendinize "hizmetkâr" etmiş olursunuz.

Her kadın, kocasını tesiri altına alabilir! Yeter ki kadınlar bunun sırrını bilsin. Nitekim yabancı ülkelerde pek çok aile mesut yaşarken, bizde en ufak sebeplerden boşananlar görülebiliyor... Demek ki mesut olmanın sırları vardır. Kim bunları yakalarsa, mutlu olur.

Şunu hiçbir zaman unutmamalıdır ki, çirkin kadın yoktur; huyu çirkin olan kadın vardır.

Denecek ki, "Niçin hep kadın üzerinde duruyorsunuz? Erkeklerden de söz ediniz!"

Başta da söyledik; mesut olmanın şartlarını kadın da erkek de öğrenmek zorundadır. Fakat erkek kadına daha fazla muhtaçtır. Dikkat edilirse dul kalan erkekler, hemen evlenmek cihetine giderler. Erkek de, çocuklar da kadına muhtaç olduğu için kadın, yuvayı yapan dişi kuş gibidir. Erkeği yuvaya bağlamak kadının elindedir.

Bir ailede reis, şu veya bu değildir. Evin reisi, "MESUT OLMAKTIR!" Eşler, cennet gibi dünyayı başlarına cehennem etmemek için mesut olmanın çarelerini aramalıdırlar. Burada en büyük pay, kadına düşmektedir.

Her türlü erkeği, kadın, şefkatiyle, güler yüzüyle ve tatlı diliyle muhakkak yola getirebilir. Kadınlar şunu unutmasın ki, hiçbir erkek tartışmayla yola getirilemez! Akıllı bir hanım, kavgayla, ısrarla değil, eşine yardımcı olmakla, isteklerini insanlığa uygun şekilde yerine getirmekle yola getirebilir.

Eğer evin hanımı, kocasını güler yüzle karşılayabiliyorsa, yerine oturana kadar yardımcı oluyorsa, sonra yemeğini, çayını, kahvesini zamanında yerine getiriyorsa, hele hele sohbet edecek kadar halden anlıyorsa, bu erkeğin gözü neden, hangi sebeple dışarıda olsun?

Eşiniz açken, uykusuzken veya bir işi acele yapma noktasında iken, ondan herhangi bir istekte bulunmayın. Çünkü bu hallerdeyken erkek, ters cevap verebilir.

Her zaman halinizden memnun olmaya çalışınız.

Bir erkek için en büyük bahtiyarlık, karısının kendisini beğenmesidir!..

Çocuğunuza nasıl bakıyorsanız, eşinize de öyle bakınız. O zaman çocuğunuz sizi ne kadar seviyorsa, eşiniz de o kadar sevecektir.

Toplumumuzda aile hayatına müdahale çok görülür. Şunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamalı; eşler mesut olmak zorundadır. Ana-babanın hukuku kadar eşimizin de hukuku korunmalıdır.

Yemek nasıl sizin eserinizse, erkeğiniz de öyle!.. Erkeğinden şikâyetçi hanımlar "Acaba hangi hususta hata yapıyorum?" diye kendini kontrol etmeli ve noksanlığını erkeğine sorarak öğrenmeli.

Hiç düşündünüz mü, midemiz güzel yemekler istediği gibi, beyin ve kalp midesi de bir şeyler istemekte...Acaba bunlar nedir?..

Erkeğin zaafları bellidir. Kadın bunları çözerse, erkeği kendine bağlar. Bir kadının sadece tutumlu olması, güzel olması, güzel yemek pişirmesi erkeğe yetmiyor. Eşine hayat yoldaşı olması gerekiyor...

Hekimoğlu İsmail_Zaman
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

hsgul

çok güzel bi paylaşım teşekkürler &))

mardin

makaleyi okurken Allah rahmet eylesin sabancının bir sohbetini dinlemiştim,
sordular sabancıya mutlumusun diye evet hemde çok dedi .
bizim oralarda bir laf vardır:dedi
eşin güzelse (her türlü huy vs) ne gerek var dügüne gitmeye
dügün senin evinde....gir oyna çık oyna... fg20))
eşin çirkinse (huy vs)ne gerek var ölü evine gitmeye
ölü senin evinde
gir ağla çık ağla...
umarım bu konuya özet olmuştur .
tüm saadet ailesine sonsuz mutluluklar Allahtan niyaz ederim...
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

günce

böyle paylaşımlar her zaman yayınlanmalı.yazılanları biliyoruz.ancak tatbik etmiyoruz.ama okuyunca insan şöyle bir silkeleniyo.mevlam yuvalarımıza mutluluk,huzur,bereket ihsan eylesin.
İnmemeştir hele kuran   
bunu hakkıyla bilin 
ne mezarlıkta okunmak
ne de fal bakmak için.
            M.Akif Ersoy

gül68

Hekimoğlu İsmail'in iyi günde kötü günde evlilik kitabını okumuştum.Orada da çok güzel örnekler vardı.Gerçekten bu yazıda çok çok güzel ve anlamlı.kendisinden Allah Razı olsun.

BT 857

Allah razi olsun..cok güzel bir paylasim
LA TENSENA

Günbatımı

Bu günlerde yeni bir söz duydum, tam bu yazıya uygun:

Kadın vardır, adamı deli eder; kadın vardır, deliyi adam eder!
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana