elti - kayın.... acıl yardımınıza ihtiyacım var:-(

Başlatan yedikıta, 01 Eylül 2014, 14:14:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

yedikıta

Selamün aleyküm kıymetli insanlar. Benim sorum söyle: Elti ve kayın birbirne malum haram. Elbette dikkatli olunmasi lazım konuşmalarda v.s. peki elti kaynını yada kayın yengesini mazaret olmadan arayıp hal hatır soramasında sakınca varmı? Yoksa gerekmedikçe aramasa daha mı iyi olur? Aslında sorum tuhaf gelebilir size. Ama benim durumum biraz farklı. Kısaca bahsedeyim belki bana daha iyi yardımcı olabilirsiniz. Benim eltim var, eşime karşı konuşması davranışı biraz lavbali. Yani kötü niyet yok ama huyu karakteri nedeniyle konuşkan, biraz yakın. Ve eşimin de arada onu aramasını hal hatır etmesini bekliyor. Ben eltimi uyardım ama olay büyüdü tüm aileye yansıdı.  Ya hepimiz dinini bilen uymaya gayret eden insanlarız ama bu beni rahatsız ediyor. Eşimin gerek olmadıkça onu aramasını istemyorum. Ama bu sefer de biz tartışıyoruz çünkü eşim ailede huzursuzluk çıkmasın diye ararım ben diyor. Kayınvalidem de onu idare edin arayın diyor. Ben eşime karşı nasl davranmalıyım. Kabul edemiyorum kavga ediyoruz. Kabul etsem rahatsız oluyorum. Lütfen beni bilgilendirin, nasl davranmam gerektiğinı bilmiyorum.
HİZMET NİMETTİR

mazhar

   Ve aleyküm selam. Bu konuda İslam hukukunun  kuralları nettir. Bunun dışına çıkmak, şeriata-İslam'a inanan insanlar için uygun değildir. Fıkh-i hükmü hakkında bilgi sitemizde ve internette araştırırsanız bulabilirsiniz. Yazınızı okuyan  konu hakkında bilgili arkadaşlarımız da sizlere cevap vereceklerini düşünüyorum. Ama bir kaç cümlede ben söylemek istiyorum. Söylediğiniz gibi toplumumuzda kadın erkek arasında olması gereken sınırları bilmeyen bir sürü cahil insan var. Bunlar arasında akrabalarımız da olabiliyor. Eltiniz iyi niyet sınırlarını  aşmış...
Bence siz eşinizi uyarın, eşiniz mesafeli davranırsa o kişi aynı şekilde konuşamaz,davranamaz. Anladığım kadarıyla eşiniz islam-i hassasiyeti fazla göz önünde bulundurmuyor. Allah yardımcınız olsun.

Mücteba

#2
Alıntı yapılan: Mücteba - 06 Ağustos 2012, 17:28:25

Kadının, mahremi olan erkeklerle bir arada oturmasında bir mahzur yoktur. Ancak, kocasının erkek kardeşi, dayısı, amcası, dayı ve amca çocukları, veya daha uzak akrabalar gibi nâmahremler varsa; kadın tam tesettürüne, oturuşuna-kalkışına, gülüşüne-konuşmasına, onların yanında kokulanıp süslenmeye, onlarla başbaşa bir odada kalmamaya dikkat etmek şartıyla birarada bulunabilir, beraber yemek yiyebilir. Bu durumda kadın ayrıca başını omuzlarıyla beraber örten bir başörtüsü (üstlük) bulundurmalı...

Keza vücut hatlarını belirten dar ve ince elbiseler giymemelidir.

Gelinle kayınpederi ebediyyen birbirine haram olduğu için, bir odada başbaşa kalmalarında haramlık yoktur. Ancak bir odada başkası yokken yatmaları haram olmamakla beraber, fitneye sebep olabileceğinden dolayı münâsip görülmemiştir. Zira Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.), "Kadınların yanına girmekten sakınınız" buyurdular.

Ensâr'dan bir zât, "Ya erkek akrabasına (havm) ne dersiniz?" diye sordu. Allah Resûlü, "Onlarla başbaşa kalmak ölümdür" (Tecrîd, 11/324)buyurdu. Burada kadınla başbaşa kalması yasaklanan, hatta ölüme benzetilen "havm", kocasının kardeşi (kayını), dayı ve amca çocukları; kısacası kocasının babası, dedesi, ve oğulları dışındaki akrabalarıdır denmiştir. (Tecrîd, 11/325)

Ağabeyin ve kardeşin hanımları hiçbir bakımdan kızkardeşe benzemez, nâmahremdirler. Kayını onun elini öpemez, seferî olacak kadar yola yanlarında başkası yokken çıkamaz, kapalı bir yerde başbaşa kalamaz. Yenge kayının yanında, ancak başkaları varken ve tesettüre tam riâyet ederek, yani en azından göğüsleriyle beraber omuzlarını örten bir başörtüyle oturabilir. Zira kadının yabancı bir erkekten sakınmasını gerektiren sebepler, kayında fazlasıyla mevcuttur.

Bu yüzden Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), "Kadın, kayını gibilerle de mi başbaşa kalamaz? diye soran sahâbiye, "Bu ise ölüm demektir"(Buhârî, Nikâh, 111) cevabını vermişlerdir. Medyada ve basında hemen her gün şâhidi olduğumuz hâdiseler de Allah Resûlü (s.a.v.) Efendimiz'i tasdik etmekte; böylece bunun ne kadar isabetli olduğunu yakînen öğrenmekteyiz. Hulâsa, bütün bu anlatılanlar elbette İslâm dininin, mensuplarından istediği hayat tarzıdır. "Müslümanım" diyen herkesin uymakla mükellef olduğu, ictimaî hayatın düsturlarıdır.

8-9 Mayıs 1997 Fazilet Takvimi

[IMG]http://i.imgur.com/E3mvp.png[/img]

http://www.sadakatforum.com/haremlik-selamlik-uzerine-t59655.0.html;msg264465#msg264465

http://www.sadakatforum.com/islamgenel/iffet_meselesinde_kadin_erkek_ayirimi_yoktur-t59017.0.html

http://www.sadakatforum.com/cuma_sohbet_hutbe_ve_vaaz_arsivi/mahremiyyet_ve_dikkat_edilmesi_icab_eden_hususlar-t4731.0.html%3bmsg208102#msg208102

http://www.sadakatforum.com/iskilipli-atif-hocanin-tesetturi-seri-risalesi-ve-islamda-ortunme-emri1-t64089.0.html