Kalb halleri, kalbe aid ve kökleşmiş olmalıdır

Başlatan kenz, 14 Kasım 2007, 14:16:03

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kenz

Gönül sahibi bir Seyyid bir gün İmam–i Rabbani Kuddıse Sırruhu hazretlerinin huzurlarına geldi. Huzura gelen seyidi öyle bir hal kaplamıştı ki, yanında oturan kişiler seyidin kalbinin;

"Allah! Allah!" dediğini duyarlardı. Bu Seyyid hele uyuduğunda kalbinin sesi ,daha açık bir şekilde duyulurdu. Bu Seyyid zamanın meşayihinden, kemale ve olgunluğa ermeden icazet almıştı. Ne yazık ki alınan bu icazetin hakkıyla alınmadığı ve hakkıyla verilmediği ortada aşikardı. Bu Seyyid İmam–i Rabbani Kuddıse Sırruhu Hazretlerinden de icazet almak için gelmiş ve icazet almak için ısrar ediyordu. Vazıyetten haberdar olan İmam–i Rabbani Kuddıse Sırruhu hazretleri buyurdular ki:

–"Mübarek bir zat oldukları anlaşılıyor. Ama bu hadde varan kalb zikrinin istilasından ve hakkıyla verilmemiş olan o icazetlerden dolayı olan düşünceleri, onun ilerleme yolunu kesiyor. Ona yapılacak ilaç, bu hallerini yok etmektir."

Bu konuşmanın ardından iki gün geçmemişti ki, o kalbe aid zikr kendisinden öyle alındı ki, her ne kadar kendini zorlasa bile zikr edemedi. Şaştı kaldı, ağlamaya, inlemeye, feryat etmeye başlayıp, çok göz yaşları döktü. İmam–i Rabbani Kuddıse Sırruhu Hazretleri birkaç gün içinde, teveccühü ile onu eritti ve onun gururunu kökünden kazıdı. Sonra onu çağırıp, tasavvufta gizli haller ile süsledi, hallendirdi ve buyurdu ki:

"Kalb halleri, kalbe aid ve kökleşmiş olmalıdır."



(Evliyaullahtan Tasavvufi Hikayeler)
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Fatihan