Ya deve ya yemin ya da ölüm!

Başlatan hocaoğlu, 06 Kasım 2007, 18:00:57

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hocaoğlu

İbnu Abbas RadıyAllahu anhümâ anlatıyor:
Cahiliye devrinde görülen ilk yemin hadisesi, Benî Haşim'in içinde cereyan etmişti. Benî Haşim'den bir zat Amr İbnu Alkame adında bir erkeği, Kureyş'in bir başka koluna mensup, Hıdaş İbnu Abdillah adında bir adam ücretle tuttu. Hıdaş develerini yanına alarak ticaret maksadıyla sefere çıktı. Yanına Amr'ı da almıştı. Yolda Benî Haşim'den bir kimse onlarla karşılaştı. Bu adamın deri çuvallarının ipi kopmuştu. Adam akrabası olan Amr'a dedi ki:
–Bana yardım et, ip ver de şu çuvallarıma bağlayayım, develer ürkmesin! dedi, o da ona bir ip verdi ve onunla çuvalları bağladı. Sonra herkes yoluna koyuldu.
Konaklama yerine geldikleri vakit bir tanesi hariç bütün develer bağlandılar. Amr, iplerden birini yolda akrabasına verdiği için, ipler eksik gelmişti. Amr'ı ücretle tutan patron:
–Bu deve niye bağlanmadı? diye sordu ve Hıdaş, Amr'a bir sopa vurdu. Meğerse onun eceli bu değnekte imiş. Amr yaralandı, yarası ağır, hatta ölümcüldü. O sırada konaklama yerine yemen kafılesi geldi, kafilede ki bir zat Amr'ı gördü ve yanına geldi. Amr Yemenliye sordu:
–Sen hacc mevsiminde Mekke'de hazır bulunur musun? A-dam:
–Bazen bulunurum, bazen bulunmam, dedi. Yaralı ona:
–Benim için bir elçilik yapar mısın? diye ilave etti. Adam:
–Evet, yapar, istediğinizi duyururum, dedi. Yaralı:
–Sen hacc mevsiminde hazır bulunduğun zaman: "Ey Kureyşliler!" diye bağır. Sana "Buyur!" ettikleri vakit: "Ey Haşimoğulları!" de!.. Onlar: "Buyur!" edince Ebu Talib'i sor. Ona: Beni falancanın bir ip sebebiyle öldürdüğünü haber ver! dedi. Bunu söyledikten sonra Amr vefat etti.
Onu ücretle tutan patron, Mekke'ye dönünce Ebu Talib yanına gelerek öleni sordu:
–Arkadaşımıza ne oldu? dedi. O da:
–Hastalandı, tedavisi için elimizden geleni yaptık. Ama maalesef öldü, defin işini de ben üzerime aldım! diye cevap verir. Ebu Talib:
–O, senin bu alâkanı hak etmişti, dedi. Aradan bir müddet geçti. Sonra ölen Amr’ın vasiyette bulunduğu Yemenli zat hacc mevsiminde çıkageldi ve:
–Ey Kureyşliler! diye seslendi. Kureyşliler toplanıp:
–Biz Kureyşlileriz! dediler. Bu sefer adam:
–Ey Haşimoğulları! dedi. Onlar:
–Biz Benî Haşimiz! derler. Adam bu sefer de:
–Ey Ebu Talib! dedi. Kendisine:
–İşte şu Ebu Talib'tir! dediler. Adam:
–Bana falan kimse, size bir elçilik yapmamı, bir haber tebliğ etmemi söylemişti. O da şu: Onu falan kimse bir ip yüzünden öldürmüş, dedi.
Bunun üzerine Ebu Talib Hıdaş’ın yanına gidip:
–Bizden üç şeyden birini seç: İstersen yüz deve öde, zira sen bizim adamımızı öldürdün. Bu iddiamızı inkâr edecek olursan, dilersen, kavminden elli kişi senin öldürmediğine dair yemin etsinler. Bunlara itiraz edecek olursan, biz de seni onun sebebiyle öldüreceğiz! dedi. Adam kavmine gelip durumu haber verir.
–Yemin edelim! dediler. Onlardan bir erkeğe nikâhlı olup, doğum da yapmış olan Benî Haşimli bir kadın Ebu Talib’e gelip:
–Ey Ebu Talib! Benim şu oğlumu o elli kişiden bir adam yerine tutmanı, fakat ona yeminlerinin yaptırıldığı Ka'be rüknü ile Makam–ı İbrahim arasında yemin ettirilmemesini talep ediyorum! dedi. Ebu Talib bu kadının dilediği şekilde hareket etti. Derken onlardan bir başka adam gelir ve:
–Ey Ebu Talib! Sen yüz deveye bedel elli kişinin yemin etmesini diledin. Bu durumda her adama iki deve düşüyor. Al şu iki deveyi benim hesabıma kabul et, yeminlerin yapıldığı yerde bana yemin ettirme! dedi. Ebu Talib bu iki deveyi kabul etti. Kırk sekiz kişi de gelip yemin ettiler.
İbnu Abbas RadıyAllahu anhümâ der ki:
"Nefsimi kudret eliyle tutan Zat–ı Zülcelal'e yemin olsun, yeminleri üzerinden bir yıl geçmeden o kırk sekiz kişiden hiçbir kımıldayan göz kalmadı, hepsi helak oldu.".

Beyan dergisi NUSRETULLAH ÇAYIR
Mal cimrilerde, Silah korkaklarda, Yönetim akılsızlarda olursa iş bozulur...Hz Ebu Bekir (r.a.)

Fatihan

Allah razı olsun.

"Yalan yere yemin etmemek, yemin edilip tutulamazsa kefaretini vermek" önemli konular bunlar...