Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinden

Başlatan Gül_Sultan, 23 Nisan 2007, 14:18:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Gül_Sultan

Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nden garip bir vak'a

Şefaat ya Resulellah!" diyecek yerde "Seyahat ya Resulellah" deyip, o desturla bütün bir ömür, ayaklarina sari sular inercesine bilumum Osmanli topraklarini gezip dolasarak bizlere bir seyler birakabilmenin çilesini çekmis Evliya Çelebi (1611-1682) merhum, Seyahatnamasi''nin ilk cildini istanbul'a ayirmistir. Orada çok enteresan vak'alar, rivayetler, hikayeler anlatilir. Bir tanesi söyle:

Vaktiyle Kasimpasa'da Zindanarkasi kabristaninda kavuklu bir mezar sahidesi varmis. (simdi Haliç Tersanesi'nin sirtlarinda kalir ve ana cadde bu kabristanin içinden geçer.) Buna halk, "Meyyitzade kabri" diye isim vermisler... Ama, kimse niçin böyle denildiğini bilmezmis. Yalniz ağizlarda bir tek rivayet dolasirmis: Burada bir ana ile oğlu beraber yatmaktadir.

Evliya Çelebi, elbette böyle bir rivayeti arastirmadan birakacak değildir. Hemen ise baslar. Arastirmalarini tamamlayinca ortaya söyle bir hikaye çikar:

Osmanli askerleri Eğri önlerinde savasirken aralarinda kirkina yaklasmis şakaklarinda kırçıllar görülmeye baslamis bir yeniçeri de vardi. Aklı sık sık istanbul'a kayiyor ve alti aylik taze bir gelin olan hamile hanimi ve doğacak çocuğunu düsünmeden edemiyordu.Bu savasa gelirken onlari emanet edecek kimsesi yoktu. Ferman padisahin, deyip yola koyulacaği sirada iki rek'at sefer namazi kilmis ve Allah-i Teala'ya söyle yalvarmisti: "ilahi! Halim sana malumdur. Kalbime öyle gelir ki, ben seferden dönmeden su hatuncuk doğum yapacaktir. Artik çocuğum sana emanet."

Yeniçeri yanilmisti. Kendisi gider gitmez genç kadin hastalanmis ve dört ay sonra da henüz doğum vakti gelmeden vefat etmisti. Mahalleli onu getirip yukaridaki zikri geçen mezarliğin bir kösesine defnettiler. iiin garibi , kadinin karnindaki çocuk henüz sağ idi. Mezara konulduktan birkaç gün sonra dünyaya geldi ve hikmet-i Hüda, annesinin vücuduna tirmanip göğsüne yetiserek emmeye basladi.

Çocuğun bu ölü memesinde süt bulmasi, karnini doyurmasi ve nerede olduğunu bilmeden karanlik bir dünyada kah uyuyarak kah ağlayarak hayatini devam ettirmesi, elbette ki akilla izah edilecek bir sey değildir. Ama Evliyaa Çelebi'nin arastirmalarina göre, gerçek tam da böyleydi.

Bir hafta kadar sonra Ordu-yu hümayun Eğri Seferi'nden döndü. Bizim yeniçeri neferi hasret atesiyle soluğu evinde aldiysa da nafile kapi duvardi. Hakikati öğrendiği zaman inanamadi. Durmadan "Olmaz!" diyordu. "Ben karimi ve çocuğumu Allah'a emanet etmistim. O benim emanetlerimi korurdu." Oysa unuttuğu bir sey vardi. Hanimini ve çocuğunu birlikte değil yalnizca çocuğunu Allah'a emanet etmisti.

Nihayet mahallenin erkekleri ona karisinin mezarini gösterdiler. O kaytan biyikli dağ gibi yiğit, henüz bir haftalik kabre sarilip ağlamaya basladi. Fakat o da ne! Kulaklarina bir ses geliyordu. Bu bir bebeğin masum çiğliklarindan baska bir sey değildi. Hemen yerinden doğrulup yanindakilere haykirdi: "Bre, kazma kürek getirin evladim asağida sağdir." Evet yanilmiyordu. Emaneti sahibi muhafaza ediyordu. Bir kosu mezarcinin kazma küreği getirildi ve derhal kabir açildi. Gördükleri manzara akillara durgunluk verecek tarzda idi. Erkek bir bebek annesinin çürümeye baslayan vücuduna yapismis, sağ memesinden süt emiyordu. Hayrete şayan olan bir diğer sey, annenin vücudunun rengi ve sekli değişip çürümeye basladiği halde, sağ memesini olduğu gibi korunmus olmasi idi.

Evliya Çelebi'nin zikrettiğine göre, annesini koynundan alinan bu çocuk, delikanlilik çağında ulema sinifina dahil olmus ve Sultan 1. Ahmed'in saltanati zamaninda (1603-1617) kadar - itibar gören, sözü dinlenen bir zat olarak yasamistir. Halk onu daima "Meyyitzade (ölünün oğlu)" lakabi ile bilmis ve öldüğü zaman da yine doğduğu yere, annesini mezarina defnedilmistir.
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

Tuğra

〰〰〰〰🐠

mazlum

H.z Allah Razı olsun bu . Hikayeyi Kulaktan duyma Biliyorduk Sayenizde ,
Tüm Hakikatiyle ögrendik Tşk ler .
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .