« Yanıtla #1803 : 15 Kasım 2015, 01:01:07 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym" (قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْمُؤْمِنَ إِذَا لَقِيَ الْمُؤْمِنَ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ، وَأَخَذَ بِيَدِهِ، فَصَافَحَهُ، تَنَاثَرَتْ خَطَايَاهُمَا، كَمَا يَتَنَاثَرُ وَرَقُ الشَّجَرِ. (طس
“Mü’min, mü’min birisiyle karşılaşıp ona selâm vererek elini tutup musafaha ettiği zaman her ikisinin de günahları ağaç yapraklarının döküldüğü gibi dökülür.”
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat)
14
Kasım Cumartesi 2015
Ayın Safhaları
Rûmî: 01 Teşrin-i Sanî 1431 Hicrî: 2 Safer 1437
Alemdar Mustafa Paşa'nın Vefatı (1808) • Birinci Dünya Harbi'nde "Cihad-ı Ekber" İlanı (1914) • Hayrabolu'nun Kurtuluşu (1922)
Vasiyyet Vasiyet, bir malı veya menfaati ölümünden sonrası için bir şahsa veya bir hayır cihetine teberru etmek, bağışlamaktır.
Vasiyetler, ayetler, hadisler ve icmâ-ı ümmet ile sabittir. Vasiyette nice hikmetler vardır. Zengin olan kimselerin -vârislerine zarar vermeden- yapacakları vasiyetler, yardımlaşmadır ve mâli ibadettir. Bir hadîs-i şerîfte: “Kendisinde vasiyyet edecek bir şey bulunan bir Müslüman için yanında vasiyetnâmesi yazılmaksızın iki gece geçmesi muvafık değildir.” buyurulmuştur. Bütün servetini başkalarına bırakıp âhirete eli boş olarak gidecek bir insan için fakirlere, zayıflara servetinden bir hisse ayırması âhiret kazancıdır. Bu bir sadaka-i cariye olabilir. Bundan dolayı amel defterlerine sevap yazılabilir. Hele dini vazifelerinden bazılarını yerine getirememiş olan bir Müslüman için böyle bir vasiyet, bir vecibe hükmündedir. Vasiyetler beş kısma ayrılır:
Vacip vasiyetler: Emanetlerin ve bilinmeyen borçların ödemesi ile hac, zekât ve keffâretlere ait vasiyetler gibi.
Müstehap vasiyetler: Borcu ve vârisi olmayan bir Müslümanın bütün malını vasiyet etmesi gibi.
Mendup vasiyetler: Zengin olan âlim ve salihlere yardım için olan vasiyetler gibi.
Mübah vasiyetler: Yakın veya yabancı olan zenginlere vasiyet gibi.
Mekruh vasiyetler: Fâsık, günahkâr kimselere vasiyet gibi.
Bir ölünün bıraktığı malından cenaze masrafları karşılanır, borçları ödenir, vasiyetleri yapılır. Bunlar yapılmadıkça varislerine bir şey verilmez.
Bununla beraber vârisler fakir olup da kendilerine kalacak mala muhtaç oldukları anlaşılırsa vasiyetlerin vacip olmayanlarını yapmamak evlâdır. Fakat vârisler, zaten zengin ise veya kendilerine düşecek mala muhtaç değillerse bu halde vasiyetlerin yapılması evlâ olur. Zira bu vasiyetin yapılması, bir sadakadır, terk edilmesi de yakınlara bir hibe (bahşiş) kabilindedir. Sadaka vermek ise hibe etmekten evlâdır.
« Son Düzenleme: 15 Kasım 2015, 01:03:08 Gönderen: Mücteba »