Gönderen Konu: "Duvardan Dökülen İnciler" Takvim Yaprakları  (Okunma sayısı 1064069 defa)

0 Üye ve 351 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Peygamberlere İmân | İsimlerimiz
« Yanıtla #1590 : 16 Nisan 2015, 16:09:06 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : وَالَّذِينَ آمَنُوا بِاللهِ وَرُسُلِهِ أُولَئِكَ هُمُ الصِّدِّيقُونَ وَالشُّهَدَاءُ عِنْدَ رَبِّهِمْ لَهُمْ أَجْرُهُمْ وَنُورُهُمْ ... الآية. (سورة الحديد, 19

“Allâh’a ve Peygamberlerine îman edenler sıddîklardır ve şehîdlerdir. Rableri indinde onlara (sıddîk ve şehîdlerin) ecirleri ve nurları vardır.”
(Hadîd sûresi, âyet 19)



16
Nisan Perşembe 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 27 Cemâziyelâhir 1436 - Rûmî: 03 Nisan 1431

Şeyhülislam İbni Kemal Paşa'nın Vefatı (1534) • Eleşkirt'in Kurtuluşu (1918)


Peygamberlere İmân

Ve rusülihi: Îmânın dördüncü şartı, Allâhü Teâlâ’nın peygamberlerine îmân etmektir.

Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselam, âhiri; son peygamber bizim peygamberimiz Muhammed aleyhisselamdır. Bu ikisinin arasında ne kadar peygamber geldi ise hepsinin peygamberliği haktır ve gerçektir.

Kurân-ı Kerîm’de ismi geçen yirmi sekiz peygamber vardır ki bunları bilmek herkese vaciptir:

Âdem, İdris, Nuh, Hûd, Sâlih, İbrahim, Lût, İsmail, İshak, Yakub, Yûsuf, Eyyûb, Şuayb, Mûsâ, Hârûn, Dâvûd, Süleyman, Yûnus, İlyas, Elyesâ, Zülkifl, Zekeriyya, Yahyâ, Îsâ, Üzeyr, Lokman, Zülkarneyn -bu üçünde ihtilaf olundu, bazıları peygamberdir dediler ve bazıları evliyadır dediler-. Âhiri, son peygamber Muhammed aleyhisselam’dır.

Peygamberler hakkında vacib olan sıfatlar beştir:

1- Sıdk: Bütün peygamberler sözlerinde doğrudurlar.

2- Emânet: Bütün peygamberler emîndirler.

3- Teblîğ: Bütün peygamberler Allâhü Teâlâ’nın emirlerini ve yasaklarını noksansız olarak ümmetlerine ulaştırıp beyan ederler.

4- Fetânet: Bütün peygamberler kâmil akıl ve zekâ sahibidirler.

5- İsmet: Peygamberler günahtan uzaktır.

Peygamberler yalandan, hıyanetten, emir veya yasağı gizlemekten, ahmaklıktan, büyük ve küçük günahtan uzaktırlar.

Bizim peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) diğer peygamberlerden fazla olan sıfatları:

Bütün peygamberlerden efdaldir (üstündür).

Bütün insanlara ve cinlere gönderilmiştir.

Hâtemül enbiyadır. Yani, bütün peygamberlerin en sonuncusudur, ondan sonra peygamber gelmeyecektir.

Bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

Dîni, kıyâmete kadar devam edecektir.


İsimlerimiz: Erkek: Mesud, Kız: Saadet




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sa’d Bin Ebî Vakkas’ın (r.a) Annesi İle İmtihanı
« Yanıtla #1591 : 17 Nisan 2015, 10:41:51 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: عَلِّمُوا وَيَسِّرُوا وَلَا تُعَسِّرُوا وَإِذَا غَضِبَ أَحَدُكُمْ فَلْيَسْكُتْ. (حم

“Öğretiniz, kolaylaştırınız ve zorlaştırmayınız. Biriniz öfkelendiği zaman hemen sussun.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)



17
Nisan Cuma 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 28 Cemâziyelâhir 1436 - Rûmî: 04 Nisan 1431

Fatih Sultan Mehmed Han'ın İstanbul Adalarını Fethi (1453)


Sa’d Bin Ebî Vakkas’ın (r.a) Annesi İle İmtihanı

Hazret-i Sa’d bin Ebî Vakkas radıyAllahü anh, İslâmiyet’i kabul edince annesi Hemme bint-i Ebî Süfyan bunu işitmiş:

“Ey Sa’d, senin İslâmiyet’i kabul ettiğini haber aldım. VAllahi sen Muhammed’i inkâr edinceye kadar ben daima güneş altında duracağım, hiçbir evin gölgesinde bulunmayacağım ve yemek içmek de bana haram olsun.” demiş ve üç gün yemeksizin, içmeksizin güneşin sıcağı altında durmuştu.

Hazret-i Sa’d ise ona itaat etmeyip, ‘yüz canın olsa da hepsini birer birer çıkaracak olsan ben yine sana itaat edip Muhammed aleyhisselâmı inkâr etmem’ dedi. Annesi oğlunun kendi sözünü dinlemeyeceğini anlayınca inadından vazgeçti. Hazret-i Sa’d ise Peygamberimizin huzuruna gelerek annesinin o halinden şikâyette bulunmuş, bunun üzerine:

“Hem insana anne babası hakkında güzellik tavsiye ettik. Maamafih sana, hakkında sence hiç bir ilim bulunmayan bir şeyi bana şirk koşasın diye uğraşırlarsa o vakit onları dinleme. Dönüşünüz banadır. Ben o vakit size yaptıklarınızı haber veririm” meâlindeki Ankebut sûresinin 8. âyeti kerimesi nazil olmuştur.

Bir kimseye anası, babası ne kadar ısrar etseler de meşru olmayan bir hususta onlara itaat edilmesi câiz değildir. Böyle bir itaat, insanı intihara, ebedî helâk gerektiren dinden dönmeye sevk etmek demektir. Artık meşru olmadığı bilinen, deliller ile sabit bir husus hakkında anne babaya hiçbir şekilde itaat edilmesi câiz olmazsa böyle bir hususta başka bir kimseye nasıl itaat edilebilir?.

KIT’A:

Allah adın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işte her kula
Allah adın her kim ol evvel ana
Her işi âsân eder Allah ona   (Süleyman Çelebi)

Lügatçe: Cümle: Her, âsân: kolay,


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hz. Muâviye’nin Vasiyeti | NÜKTE: Hasta Nasıl Terletilir?
« Yanıtla #1592 : 20 Nisan 2015, 10:44:41 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يُتِمَّ صَوْمَ شَهْرٍ بَعْدَ رَمَضَانَ إِلَّا رَجَبَ وَشَعْبَانَ. (طب

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ramazan ayından başka sadece Receb ve Şaban aylarının tamamında oruç tutmuştur.
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)



18
Nisan Cumartesi 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 29 Cemâziyelâhir 1436 - Rûmî: 05 Nisan 1431

Türk-Yunan Harbi'nin Başlaması (1897)


Hz. Muâviye’nin Vasiyeti

Hz. Muaviye (r.a.) vefat edeceği vakit oğullarını topladı ve onlardan birine hitaben:

“Sana emanet ettiğim şeyi getir” dedi. Oğlu, kilitli ve mühürlü bir kutu getirdi. Yanındakiler onda bir mücevher olduğunu zannettiler. Sonra:

“Bunu, şu günüm için saklıyordum” dedi ve açmasını emretti. İçinde üç elbise vardı. Dedi ki:

“Şu, Resûlullâh’ın bana giydirdiği gömlektir, şu da Vedâ Hacc’ından döndüğünde bana giydirdiği ridâdır (belden yukarıya giyilen kıyafet).”

Resûlullah’ın (s.a.v.) bu hediyelerini aldıktan bir müddet sonra:

“Yâ Resûlallâh, üzerinizdeki şu izarı da (belden aşağıya giyilen kıyafet) bana verir misiniz” dedim.

“Ey Muâviye, evime gittiğimde onu sana gönderirim,” buyurdu ve gönderdiler.

Bir gün Resûlullâh (s.a.v.), hacâmatçıyı çağırdı. Mübarek başından kan aldırdı.

“Yâ Resûlullâh, şu saçları bana verir misiniz” dedim.

“Ey Muâviye, al” buyurdular.

O saçlar bu ridâdadır. Öldüğüm zaman beni Resûlullâh’ın gömleğiyle kefenleyin, ridasına sarın, izârım da Resûlullâh’ın izârı olsun. Resûlullâh’ın saçlarının birazını çeneme ve burnuma koyun. Kalanını da göğsümün üzerine koyduktan sonra Erhamürrâhimîn olan Rabbimin rahmetiyle benim aramdan çekilin. (Vesâyâ’l-Ulemâ)

NÜKTE:  Hasta Nasıl Terletilir?

Bir tıb mektebinde yapılan imtihanda, talebeye ‘Hastayı neyle terletmeli?’ diye sormuşlar. Talebenin her cevap verişinde “daha, daha” diye iyice yormuşlar. Terletmek için bilinen bütün ilaç ve tedbirlerin hepsini söylediği halde yine “daha başka” diye sorunca:

Eğer hasta bunlarla terletilemezse, buraya getirip imtihan etmeli!... demiş.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Receb-i Şerîf | Recep Ayı İctima'ı, Ru'yet ve Başlangıcı
« Yanıtla #1593 : 20 Nisan 2015, 10:50:03 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صَوْمُ أَوَّلِ يَوْمٍ مِنْ رَجَبَ كَفَّارَةُ ثَلَاثِ سِنِينَ وَالثَّانِي كَفَّارَةُ سَنَتَيْنِ وَالثَّالِثُ كَفَّارَةُ سَنَةٍ ثُمَّ كُلُّ يَوْمٍ شَهْرًا. (الجامع الصغير

"Receb ayının birinci günü oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruç tutmak iki senelik, üçüncü günü oruç tutmak bir senelik, sonra diğer her bir günde oruç tutmak ise bir aylık (küçük) günaha keffârettir."
(Hadîs-i Şerîf, Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)



19
Nisan Pazar 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 30 Cemâziyelâhir 1436 - Rûmî: 06 Nisan 1431

Kars'ın Ermenilerce İşgali (1919)


Receb-i Şerîf

Yarın idrâk edeceğimiz mübârek Receb ayı, kamerî ayların yedincisidir. “Eşhur-i hurum”dan olan bu ay, Şehrullah yani Allâhü Teâlâ’nın ayıdır. Bu aya oruçlu girmeli ve bu ayda çok ilticâ etmelidir.

Receb ayının 1’inci günü oruç tutanlara 3 senelik, 2’nci günü oruç tutanlara 2 senelik, 3’üncü günü oruç tutanlara ise 1 senelik nâfile oruç sevâbı verilir. Bu, hadîs-i şerîf ile sâbittir. Üç günden sonra her gününe birer ay oruç sevâbı verilir.

Bu ay Cenâb-ı Hakk’a mahsus bir ay olduğu için yalnız Zât-ı İlâhi’yi bildiren İhlâs Sûresi’ni çok okumak lâzımdır.

Bilhassa bu aya hürmet olarak, ayrıca günde 11 defa İhlâs-ı Şerîf okumalı, tevhid, istiğfâr ve salavât-ı şerifeyi ihmâl etmemelidir. Bu ayda 2 kandil vardır:

1. İlk cuma gecesi “Regâib Kandili”,

2. Yirmi yedinci gecesi “Mi’rac Kandili”dir.


Bu ayın birinci gecesi bir tesbih namazı veya Receb-i Şerîf’in ilk onu zarfında bir def’aya mahsus olmak üzere kılınan on rek’at namaz da kılınabilir. Önümüzdeki günlerde bu namazların kılınış şekli anlatılacaktır.

Receb ayında her gün, -başında ve sonunda 7’şer Fâtiha ile- 100 İhlâs-ı Şerif okumak da çok sevâptır. Bu ayda, mümkün olduğu kadar Hatm-i enbiyâ yapılmalı ve oruç tutulmalıdır. Bu orucu 13, 14 ve 15’inci günlerinde tutanlar, Eyyâm-ı Bıyz’da oruç tutma sünnetini de yerine getirdiklerinden, nice hastalıklardan şifâ bulurlar. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)


Recep Ayı İctima'ı, Ru'yet ve Başlangıcı

Hicrî Kamerî 1436 yılı Recep ayı ictimâ‘ı 18 Nisan Cumartesi  günü Türkiye yaz saati ile 21.57’dir.

Ru’yet, ise 19 Nisan Pazar Türkiye saati ile 11.20’dir.

Hilâl’in görüldüğü yerler: Avustralya kıtasının kuzey batısı, Hint Okyanusu’nun orta kısımları, Afrika Kıtası’nın doğusu, Çin, Sri Lanka, Hindistan, Pakistan, Afganistan.

Hilâl ilerleyen saatlerde; Türkiye, Almanya, Avusturya, Mısır, Fas, Cezayir, Tunus ve Arap yarımadasından görülebilecektir.

Hilâl’in görüldüğü günü takip eden 20 Nisan Pazartesi günü de Recep ayının 1. günüdür.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Receb Ayında Kılınacak Namaz
« Yanıtla #1594 : 20 Nisan 2015, 11:04:13 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَفْضَلَ الْإِيمَانِ أَنْ تَعْلَمَ أَنَّ اللهَ مَعَكَ حَيْثُمَا كُنْتَ . (طب

“Muhakkak en fazîletli îmân, nerede olursan ol, Allâhü Teâlâ’nın seninle beraber olduğunu bilmendir.”
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)



20
Nisan Pazartesi 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 1 Recep 1436 - Rûmî: 07 Nisan 1431

Üç Ayların Başlangıcı


Receb Ayında Kılınacak Namaz

Receb’in 1’i ile 10’u arasında 10 rek’at, 11’i ile 20’si arasında 10 rek’at ve 21’i ile 30’u arasında 10 rek’at kılınacak Hâcet Namazı vardır. Bunların üçünün de kılınış şekli aynıdır. Yalnızca namazların sonlarında okunacak duâlarda fark vardır.

Bu 30 rek’at namazı kılanlar, hidâyete ererler. Bu namazı kılanın kalbi ölmez. Bu 30 rek’at namaz Resûlullâh Efendimiz’in (s.a.v.) berberi Selmân-ı Pâk (r.a.) Hazretleri tarafından rivâyet edilmiştir.

Bu namazlar, akşamdan sonra da, yatsıdan sonra da kılınabilir. Fakat, cuma ve pazartesi gecelerinde ve bilhassa teheccüd vaktinde kılınması daha faziletlidir.

Kılınışı: Hâcet namazına şu niyetle başlanır:

“Yâ Rabbi, teşrifleriyle dünyâyı nûra gark ettiğin Efendimiz hürmetine, sevgili ayın Receb-i Şerîf hürmetine, beni feyz-i ilâhîne, afv-ı ilâhîne, rızâ-yı ilâhîne nâil eyle, âbid, zâhid kulların arasına kaydeyle, dünyâ ve âhiret sıkıntılarından halâs eyle, rızâ-yı şerîfin için” Allâhü Ekber.

Her rek’atte 1 Fâtiha, 3 Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, 3 İhlâs-ı şerîf okuyup, 2 rek’atte bir selâm verilir. Böylece 10 rek’at tamamlanır.

• İlk on gün içinde kılınan namazdan sonra, 11 defa “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît, ve hüve Hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr” okunup duâ edilir.

• İkinci on gün içinde yani Receb’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’atten sonra, 11 defa: “İlâhen Vâhıden Ehaden Sameden Ferden vitren Hayyen Kayyûmen dâimen ebedâ” okunup duâ edilir.

• Üçüncü on gün içinde, yâni Receb’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten sonra da 11 kere: “Allâhümme lâ mânia limâ a’tayte, velâ mu’tıye limâ mena’te, velâ râdde limâ kadayte, velâ mübeddile limâ hakemte, velâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddü. Sübhâne Rabbiye’l-Aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb, Sübhâne Rabbiye’l-Aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb, Sübhâne Rabbiye’l-aliyyi’l-a’le’l-Kerîmi’l-Vehhâb, Yâ Vehhâbü yâ Vehhâbü yâ Vehhâb” okunur ve duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Günahtan Tevbe Eden Günahı Olmayan Gibidir"
« Yanıtla #1595 : 21 Nisan 2015, 10:30:08 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ شَئْ ٍأَحَبُّ إِلَى اللهِ تَعَالَى مِنْ شَابٍّ تَائِبٍ، وَمَا مِنْ شَئْ ٍأَبْغَضُ إِلَى اللهِ تَعَالَى مِنْ شَيْخٍ مُقِيمٍ عَلَى مَعَاصِيهِ. (كنز

“Allâhü Teâlâ’ya, günahlarından tevbe eden gençten daha sevimli hiçbir kimse yoktur. Allâhü Teâlâ’ya, günah işlemeye devam eden yaşlıdan daha sevimsiz hiçbir kimse yoktur.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)



21
Nisan Salı 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 2 Recep 1436 - Rûmî: 08 Nisan 1431

"Günahtan Tevbe Eden Günahı Olmayan Gibidir"

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

“Kime şu dört şey verilirse dört şeyden de mahrum bırakılmaz; o da verilir.”

Kime Allâhü Teâlâ’yı zikretmek nasib olursa Allâhü Teâlâ da onu rahmetiyle zikreder. Nitekim Cenâb-ı Hak “O halde beni zikrediniz ki sizi zikredeyim…” (Bakara Sûresi, âyet 152) buyurmuştur.

Kim Allâhü Teâlâ’ya duâ ederse; ona icâbeti ihsân eder (kulunun duâsını kabul eder.) Nitekim, “Hâlbuki Rabbiniz buyurdu; duâ edin, yalvarın ki bana, size karşılık vereyim.” (Mü’min Sûresi, âyet 60) buyurmuştur.

Kim de Allâhü Teâlâ’ya şükrederse; Allâh da ona olan nimetlerini artırır. Çünkü “…Celâlim hakkı için şükrederseniz elbette size artırırım…” (İbrahim Sûresi, âyet 7) buyurmuştur.

Kim Allâhü Teâlâ’ya istiğfâr ederse; Cenâb-ı Hak mağfiretini ihsân eder (günahını bağışlar). Zira Allâhü Teâlâ “…Rabbinizin mağfiretini isteyin, çünkü o çok bağışlayıcıdır.” (Nûh Sûresi, âyet 10) buyurmuştur.

İmam Kuşeyrî, ‘Tahbîr’ kitabında şu kıssayı nakletmiştir:

Bir genç ne kadar günah varsa hepsini işlerdi. Nihayet hastalandı. Komşularından hiç kimse ziyaretine gelmedi. O da birisini çağırdı ve ona:

“Komşularım hayatımda iken benden eziyet gördüler. Bilirim ki kabristandaki komşularım da etrafımda olmaları sebebiyle benden eziyet görecekler. Öldüğümde beni şu evimin bir köşesine defnediniz” diye vasiyet etti.

Adam öldükten sonra onu rüyada güzel bir halde gördüler.

“Allâhü Teâlâ sana nasıl muâmele eyledi” diye sual ettiler.

“Bana, ‘Kulum, insanlar senden yüz çevirdiler. Fakat ben senden yüz çevirmem, buyurdu ve rahmetiyle muâmele eyledi” dedi.

Bu kıssadan hisse şudur ki bu kul günah ve kusurlarını itiraf etti ve kendini hakir gördü ve her şeyiyle Allâhü Teâlâ’ya yönelince Allâhü Teâlâ da ona mağfiret ve rahmetiyle muâmele eyledi. O’nun suçunu, günahlarını bağışladı, ayıplarını örttü.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Regâib Gecesi ve Bu Gecede Yapılacak İbâdetler
« Yanıtla #1596 : 22 Nisan 2015, 13:22:57 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَبْخَلَ النَّاسِ مَنْ بَخِلَ بِالسَّلَامِ، وَأَعْجَزَ النَّاسِ مَنْ عَجَزَ عَنْ اَلدُّعَاءِ. (هب

“Muhakkak insanların en cimrisi selam vermekte cimrilik edendir. İnsanların en âcizi de duâ etmekten âciz olandır.”
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabu’l-Îmân)



22
Nisan Çarşamba 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 3 Recep 1436 - Rûmî: 09 Nisan 1431

Regâib Gecesi ve Bu Gecede Yapılacak İbâdetler

Receb-i Şerîfin ilk cuma gecesi, yâni yarın akşam Regâib Gecesi’dir. Bu geceyi oruçlu olarak karşılamalıdır.

Regâib gecesi, akşamla yatsı arasında 12 rek’at Hâcet namazı kılınır. İki rek’atte bir selâm verilerek kılınan bu namazda, Fâtiha’dan sonra her rek’atte 3 İnnâ enzelnâhü... ile 12 İhlâs-ı şerîf okunur.

Namazdan sonra, 7 Salât-ı Ümmiye okunup secdeye varılır. Salât-ı Ümmiye şudur:

“Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini’n- nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.”

Secdede 70 defa:

“Sübbûhun Kuddûsün Rabbünâ ve Rabbü’l-melâiketi ve’r-Rûh” okunur. Secdeden kalkıp bir defa:

“Rabbiğfir verham ve tecâvez ammâ ta’lem. İnneke ente’l-e’azzü’l-ekrem.” okunur. Tekrar secdeye varılıp yine 70 defa:

“Sübbûhun Kuddûsün Rabbünâ ve Rabbü’l-melâiketi ve’r-Rûh” okunur.

Secdeden sonra duâ edilir. Duâda Allâh’a şu şekilde ilticâ etmelidir:

“Allâhümme bârik lenâ Recebe ve Şa’bâne ve belliğnâ Ramazân.”

Regâib Gecesi’nden sonraki gündüzde, yani cuma günü öğle ile ikindi arasında 2 rek’atte bir selâm verilerek 4 rek’at teşekkür namazı kılınır. Her rek’atte 1 Fâtiha, 7 Âyetü’l-Kürsî, 5 İhlâs-ı şerîf, 5 Kul eûzü birabbi’l-felak, 5 Kul eûzü birabbi’n-nâs sûreleri okunur. Namazdan sonra:

25 defa “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîmi’l-kebîri’l-müteâl”,

25 defa “Estağfirullâhe’l-azîm ve etûbü ileyk” diyerek istiğfâr ve sonra da duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Regâib Kandili
« Yanıtla #1597 : 23 Nisan 2015, 15:45:57 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا الْمَيِّتُ فِي الْقَبْرِ إِلَّا كَالْغَرِيقِ الْمُتَغَوِّثِ يَنْتَظِرُ دَعْوَةً تَلْحَقُهُ مِنْ أَبٍ أَوْ أُمٍّ أَوْ أَخٍ أَوْ صَدِيقٍ، فَإِذَا لَحِقَتْهُ كَانَتْ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا. (كنز

“Kabirdeki ölü, denizde boğulmak üzere iken yardım isteyen gibidir; Babasından, anasından, kardeşinden veya arkadaşından kendisine gelecek duâyı bekler. Duâlar kendine ulaşınca, dünyânın ve içindekilerin kendisinin olmasından daha çok sevinir.”
(Kenzü’l-Ummâl)



23
Nisan Perşembe 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 4 Recep 1436 - Rûmî: 10 Nisan 1431

TBMM'nin Açılışı (1920) • Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (1920)

Bu akşam Regaib gecesidir.


Regâib Kandili

Receb-i şerîfin ilk cuma gecesi Regâib Kandili’dir. Bu geceye Regâib denilmesi, melekler bu geceye çok rağbet ettikleri içindir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki:

“Receb’in ilk cumâ gecesinden gâfil olmayınız. Çünkü bu geceye melekler Regâib ismini vermiştir. Bu gecenin üçte biri olduğunda gökyüzünde ve yeryüzünde hiçbir melek kalmaz, hepsi Ka’be’de ve onun etrâfında toplanır. Cenâb-ı Hak hâllerine muttali’ olur ve ‘Ey meleklerim! Dilediğinizi benden isteyiniz.’ buyurur. Onlar da:

‘Ey Rabb’imiz! Senden Receb ayında oruç tutanları bağışlamanı istiyoruz.’ derler. Allâhü Teâlâ “Bağışladım” buyurur.

Bu gece, Hz. Âmine’nin Âlemlere Rahmet olan âhir zaman peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e hâmile olduğunu anladığı gecedir.

Bu gecenin feyiz ve bereketinden istifâde etmek için uyanık olmalı, bu geceyi ibâdet ve tâatla ihyâ etmelidir.

“HAYATTAKİLERİN ÖLÜLERE HEDİYESİ İSTİĞFÂRDIR”[1]

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.):

“Muhakkak Allâhü Teâlâ yeryüzündekilerin duâlarından dağlar gibi sevaplar ihsan eder. Muhakkak hayattakilerin ölülere hediyesi onlar için istiğfar etmeleridir.” buyurdular. (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hazret-i İbn-i Abbâs (rad›yallâhü anhümâ) buyurdu:

Vefat etmiş olan mü’minlerin ruhları Bayram günü, Âşûre günü, Receb ayının ilk Cuma günü (Regâib kandili gündüzü) ve Şa‘bân ayının on beşinci (Berat) gecesinde ve Cuma gecelerinde kabirlerinden çıkıp evlerinin kapılarında durur ve:

“Ey hanem halkı! Bu gece velev bir lokma olsun sadaka verin, bizlere merhamet etmiş olunuz. Biz şimdi sadaka ve Fâtiha’nıza muhtacız.” derler.

Eğer hane halkı sadaka vermez ve Fatiha okumazlarsa mahzun olarak dönerler.

[1] Hadîs-i Şerif Beyhakî, Şuabü’l-Îmân


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hâcetler ve Musîbetler İçin Tesbîh Namazı | Beyit
« Yanıtla #1598 : 24 Nisan 2015, 11:23:00 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ رَأَى صَاحِبَ بَلَاءٍ فَقَالَ الْحَمْدُ للهِ الَّذِي عَافَانِي مِمَّا ابْتَلَاكَ بِهِ وَفَضَّلَنِي عَلَى كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقَ تَفْضِيلًا إِلَّا عُوفِيَ مِنْ ذَلِكَ الْبَلَاءِ كَائِنًا مَا كَانَ مَا عَاشَ. (ت) لِلّهِ

“Belâya uğramış birini gören kimse
‘Elhamdü lillâhillezî âfânî mimmebtelâke bihî ve faddalenî alâ kesîrin mimmen haleka tefdîlâ’
derse yaşadığı müddetçe ne olursa olsun bu belâdan âfiyette olur.”

(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)



24
Nisan Cuma 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 5 Recep 1436 - Rûmî: 11 Nisan 1431

Yavuz Sultan Selim Han'ın Tahta Çıkışı (1512) • Osmanlı - Rus (93) Harbi (1877)


Hâcetler ve Musîbetler İçin Tesbîh Namazı

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)’in amcası Hz. Abbâs, gelmesi mutâd olmayan bir saatte Resûlullâh Efendimiz’in yanına geldi.

“Yâ ResûlAllah, amcanız Abbas kapıdadır” denildi.

“Ona müsaade ediniz, mühim bir iş için gelmiştir” buyurdular. Yanına girdiğinde:

“Ey amca, bu vakitte seni getiren nedir” buyurdular.

“Ey kardeşimin oğlu, cahiliye devrini ve cehaletini hatırladım. Genişliğine rağmen dünya bana dar geldi. Kendi kendime ‘Bu sıkıntıdan beni kim kurtarır’ dedim. Bildim ki bundan beni Allâhü Teâlâ, sonra da senden başkası kurtaramaz.”

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.):

“Bunu senin kalbine düşüren Allâh’a hamdolsun.

Sana ikrâm edeyim mi?”


“Evet”

“Seni bundan kurtaracak şeyi vereyim mi?”

“Evet”

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), kerâhet vakitleri hâricinde, adab ve erkânına riayetle abdest aldıktan sonra tesbîh namazı kılmasını tavsiye ve nasıl kılınacağını ta‘rîf edip buyurdular ki:

“Günahların gökteki yıldızlar, kum tepelerinin kumları ve denizlerin köpüğü kadar olsa da Allâhü Teâlâ onları affeder.
Gücün yeterse hergün kıl. Ona gücün yetmezse her Cuma (haftada) bir kere kıl. Buna da gücün yetmezse her ay bir kere kıl. Buna da gücün yetmezse senede bir kere kıl. Buna da gücün yetmezse ömründe bir kere kıl.”
(el-Mu‘cemü’l-kebîr, Taberânî)

*Tesbih namazının tarifi 26 Nisan’ın arka sayfasındadır.


Beyit:

Saatin çaldığı evkât değildir her bar
Müddet-i ömrü gelip geçtiğine eyler âh

                                  Koca Ragıb Paşa

(Her saat başında saatin çalması vakti bildirmek için değildir. Belki ömrün gelip geçtiğine âh eylediğindendir.)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Receb Ayı, Tevbe Ayıdır | Mutfağımız
« Yanıtla #1599 : 27 Nisan 2015, 10:41:26 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اُعْطُوا اَعْيُنَكُمْ حَظَّهَا مِنَ الْعِبَادَةِ اَلنَّظَرُ فِي الْمُصْحَفِ وَالتَّفَكُّرُ فِيهِ وَالْاِعْتِبَارُ عِنْدَ عَجَائِبِهِ. (حك

“Mushaf-ı Şerîf’e bakmak, âyetlerini tefekkür etmek ve acaibatından (insanı hayretler içerisinde bırakan yerlerinden) ibret almak sûretiyle gözlerinize ibâdetten nasîbini verin.”
(Hadîs-i Şerîf, Hakîm-i Tirmizî, Nevâdiru’l-Usûl)



25
Nisan Cumartesi 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 6 Recep 1436 - Rûmî: 12 Nisan 1431

Receb Ayı, Tevbe Ayıdır

Hazret-i Âişe radıyallâh anhâ validemize:

“Ey mü’minlerin annesi! Resûlullâh Efendimiz aleyhisselâmdan kabir azâbını hafifleten şeyleri hiç sordunuz mu?” diye sual ettiler: Şöyle buyurdu:

“Resûlullâh Efendimize suâl etmiştim. Şöyle buyurdular:

“(Kabir azâbını hafifleten) Dört şeydir:

1- Her vakit ve zamanda Kur’ân-ı Kerîm okumak,

2- Her yerde yetime ikrâm etmek,

3- Receb ve Şa‘bân aylarının 13., 14. ve 15. günlerinde oruç tutmak,

4- Gecenin son üçte birinde namaz kılmak. Muhakkak bu namaz kabri nurlandırır ve Rahmân olan Allâhü Teâlâ’nın rızâsını kazandırır.” Sonra şöyle buyurdular:

“Yâ Âişe! Muhakkak Allâhü Teâlâ Receb, Şa‘bân ve Ramazân-ı şerîf aylarında mağfiretini öyle genişletir ki mel’un şeytân onun mağfiretinin kendisine bile ulaşacağını sanır.

Yâ Âişe! Receb ayı tevbe ayıdır. Kim onda tevbe ederse, tevbesi kabûl olunur. Sen o ayda her gün Cenâb-ı Hakka “Tüb aleynâ, inneke ente’t-tevvâbü’r-rahîm: Allâh’ım bizi bağışla; zira sen Tevvâb ve Rahîmsin” diye niyâz eyle…”


Mutfağımız:  Dereotlu Poğaça Tarifi

Malzemeler: 1 çay bardağı zeytinyağı, 1 çay bardağı yoğurt, 1 paket kabartma tozu, yarım demet kıyılmış dereotu, (biri üzeri için) 2 yumurta, 2-3 bardak (aldığı kadar) un, bir tutam tuz.

Yapılışı: 2 bardak un ile malzemelerin tamamı büyük bir kâsede yoğrulur. Ele yapışmayacak yumuşak bir kıvama gelene kadar kalan un yavaş yavaş eklenir. Kıvama gelince ufak yuvarlak şekiller verip yağlı kâğıt serilen tepsiye dizilir, üzerine 1 yumurta sarısı sürülür, susam veya çörek otu serpilir. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında kızarana kadar (25-30 dk.) pişirilir.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
En Büyük İstiğfar: Tesbih Namazı | İsimlerimiz
« Yanıtla #1600 : 27 Nisan 2015, 10:46:50 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَفْضَلُ الذِّكْرِ بَعْدَ كَلَامِ اللهِ سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ للهِ وَلَا اِلٰهَ إِلَّا اللهُ وَاللهُ أَكْبَرُ. (عون المعبود

“Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en faziletli zikir ‘Sübhânellâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhü ekber’dir.”
(Hadîs-i Şerîf, Avnü’l-Ma‘bûd)



26
Nisan Pazar 2015

Ayın Safhaları


Hicrî: 7 Recep 1436 - Rûmî: 13 Nisan 1431

Çernobil Nükleer Santral Kazası (1986)


En Büyük İstiğfar: Tesbih Namazı

Tesbih namazı tevbenin, istiğfârın en büyüğü ve bütün vücutla yapılanıdır.

Resûl-i Ekrem (s.a.v.), amcaları Hz. Abbâs’a (r.a.) hitâben tesbih namazı ile alâkalı şöyle buyurmuşlardır:

“Ey amca! Sana on (çeşit günahını silecek) şey(i) haber vererek ikrâm etmiş olayım ki, onu işlediğin vakit günâhının evveli ve âhiri, yenisi ve eskisi, hatâ ile ve kasden yapılanı, küçüğü ve büyüğü, gizlisi ve âşikâr olanı mağfiret edilmiş olsun. Dört rek’at namazı kılarsın... Gücün yeterse bu namazı her gün kıl. Her gün kılamazsan ayda bir kere kıl. Onu da yapamazsan senede bir, onu da yapamazsan ömründe bir kere kıl.”

Tesbîh namazı 4 rek’attir. Bu namazda 300 defa şu tesbih okunur:

“Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm.”

Bu tesbih, namaz içinde şu kadar okunur:

15 kere, Sübhâneke’den sonra (Fâtiha’dan önce),

10 kere, zamm-ı sûreden sonra,

10 kere, rükûda, (tesbihlerden sonra)

10 kere, rükûdan kalkınca ayakta (kavmede),

10 kere, birinci secdede, (tesbihlerden sonra)

10 kere, iki secde arasındaki oturuşta (celsede),

10 kere, ikinci secdede. (tesbihlerden sonra)

Birinci rek’atte okunan tesbihlerin adedi 75’tir.

İkinci rek’atte aynı sıra ile yine 75 defa okunur.

Üçüncü ve dördüncü rek’atler de böyle kılınır. Birinci kâdede (oturuşta) tahiyyattan sonra Salli ve Bârik, üçüncü rek’ate kalkınca önce Sübhâneke okunur.

Tesbih namazı, kılınması teşvik edilmiş bir namazdır. Bunu alışkanlık hâline getirmek müstehaptır. Kılmasını bilmeyenlerin istifâde etmesi maksadıyla cemaatle de kılınabilir.

İsimlerimiz: Erkek: Üzeyir, Kız: Zelîha



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Saltanat mı, Cihâd mı?
« Yanıtla #1601 : 27 Nisan 2015, 10:49:45 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كَفَى بِالْمَرْءِ سَعَادَةً أَنْ يُوثَقَ بِهِ فِي أَمْرِ دِينِهِ وَدُنْيَاهُ. (كنز

“Din ve dünyâ işlerinde kendisine îtimâd edilir olması, kişiye saâdet olarak yeter.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)



27
Nisan Pazartesi 2015

Ayın Safhaları


Rûmî: 14 Nisan 1431 - Hicrî: 8 Recep 1436

Kanuni Sultan Süleyman Han'ın Doğumu (1495) • Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın Hal'i , Sultan Reşad Han'ın Tahta Çıkışı (1909)


Saltanat mı, Cihâd mı?

Kânûnî Sultân Süleymân Hân hazretleri, gençliğinden vefatına kadar aziz ömrünü tamamen Allâh’ın dinini yüceltmek için sarf etmiş bütün Müslümanların rahat ve huzuru için kendi rahatını terk etmişti. Ömrünü kâh küffâr ile, kâh sapıklar ve dinsizler ile cenk ve cihâd ile geçirmiş, bizzat ordusu başında 13 sefere gitmişti. Hatta ömrünün sonunda, gücü kuvveti kesilmiş halde iken Avusturya kalelerinden Zigetvar’ın fethi için sefere çıkmıştı.

İslâm askeri bu kaleyi muhasara ettikleri sırada Sultanın hastalığı şiddetlenip fetihten bir gün evvel ölüm sıkıntısı içerisindeyken “Kale feth olundu mu” diye sordular. “Padişahım henüz fethedilmedi. Amma himmetinizle fetholunmak üzeredir” denilmesi üzerine “Ocağı yana, ne hoş olmadı” buyurdular. Bu sözlerinden fazla geçmeden kalenin içinde bir yangın çıkması ile o kale fetholundu.

Merhûm Sultan vefât etmeden evvel, çadırı içinde yere döşeli kilim ve keçenin bir tarafını söktürdüler. Sonra izzet tahtından tevazu toprağına inip Cenâb-ı Hakka niyâz ile yüzünü topraklara sürdü ve şöyle niyâz eyledi:

“İlâhî! Sen bütün varlıkların yaratıcısı, ilâhısın. Ben ise senin topraktan yarattığın kusurlu bir kulunum. Birkaç gün mahlûkatın üzerine çoban kılıp kulların hizmetinde kullandım. Lâkin ben zayıf ve bu hizmeti layıkıyla eda etmekten âciz olduğumdan üzerime vacip olanı îfâ edemedim. Şimdi de amellerimin karşılığını görmek üzere senin dergâhına yöneldim. Ey Ekremü’l-Ekremîn ve Ey Erhamü’r-Râhimîn! Benim bunca kusurlarımı affet ve amel defterimden bütün günahlarımı mahvet. Zira senin dergâhından başka sığınacak yerim yoktur.”

Padişah, ilticasına böyle devam ederken hizmetine bakanlar: “Sultanım, bu kadar tazarru kâfidir. Duânız inşaallâh müstecâbdır” dediler, kaldırıp yerine getirdiler. Bundan sonra fazla geçmedi, Sultan Süleyman vefât etti.

Rahmetullâhi aleyh.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sultanhisar’ın İngiliz Denizaltısını Batırması
« Yanıtla #1602 : 28 Nisan 2015, 10:11:15 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَعْظَمُ النَّاسِ هَمًّا اَلْمُؤْمِنُ الَّذِي يَهُمُّ بِأَمْرِ دُنْيَاهُ وَآخِرَتِهِ. (مختار الاحاديث

“İnsanlardan hüzün, keder ve sıkıntısı en çok olan hem dünyâsına hem de âhiretine ehemmiyet veren mü’mindir.”
(Hadîs-i Şerîf, Muhtâru’l-Ehâdîs)



28
Nisan Salı 2015

Ayın Safhaları


Rûmî: 15 Nisan 1431 - Hicrî: 9 Recep 1436

Çanakkale Cephesi'nde Kirte Zaferi (1915)


Sultanhisar’ın İngiliz Denizaltısını Batırması

Sultanhisar torpidobotu asker ve mühimmat taşıyan vapurlarımızı, Çanakkale Boğazından giren düşman denizaltılarına karşı korumakla vazifeli idi. 29 Nisan 1915 günü vazifesini başka bir torpidobota devredip İstanbul’a dönmesi emredildi. Rıza Kaptan diyor ki:

Denizaltıları arayarak gidiyorduk. Karaburun civarına gelince gözcü: “Ufukta bir tekne var!” diye bağırdı. Sonra askerler hep birden “Denizaltı!” diye bağırıştılar: Bu Avustralya Deniz Kuvvetleri’ne bağlı o devrin en modern denizaltısı olan AE-2 idi. Sultanhisar süratle ilerledi, tam top atacağı sırada denizaltı daldı. Sultanhisar biraz evvel avcı iken şimdi av oluyordu.

Biraz sonra iki bin metre mesafede denizaltının periskopunun çıktığını gördüm. Ve üzerine hücum ederken ateş emrini verdim. Henüz dördüncü topu atmıştık ki periskop içeri alındı. Bu sırada denizaltı bize isabetsiz iki torpido attı. Manevra yaparak torpidodan kurtulduk. Bu şekilde mücadele bir müddet devam etti.

… Son bir çare kalıyordu. Bir taraftan top ateşine devam ederken diğer taraftan çarpışmak üzere dümen tarafına bindirecektim. Sultanhisar kendinden on misli büyük avın üzerine saldırıyordu ki denizaltı, önümüzde gayet seri bir hareketle denize daldı ve birkaç dakika sonra bizim pek yakınımızdan süratle denizin üstüne fırladı. Şiddetle sarsıldık. Galiba tam altımızdan denizin yüzüne çıkarak bizi devirmek istemişti.

“Ateşe devam!” emrini verdim. Bütün toplar ve mavzerler atefl ediyordu. Nihayet bütün düşman mürettebatı ellerinde beyaz mendil, kolları yukarda denizaltının güvertesine dizildiler. İki buçuk saat devam eden mücadele sona ermişti. 3 subay ve 29 askerden ibaret olan düşman gemisinin mürettebatı, Sultanhisar’ın güvertesine alındıkları zaman nasıl olup da böyle küçücük tekneye teslim olmak mecburiyetinde kaldıklarına mahcup oldular. İngilizler bu hicap ve hayretlerinde haklıydılar. Çünkü Sultanhisar 97 ton, İngiliz denizaltısı 825 ton ağırlığındaydı. 2 tane 7,5’luk ve 5 tane 35’lik torpido kovanıyla teçhiz edilmişti.

Sultanhisar birkaç saat sonra İstanbul’a gelerek içindeki esirleri teslim etti. Küçük fakat muzaffer geminin kahraman mürettebatı harp madalyaları ile taltif edildiler.” (Yavuz’un Çamurlu Kaftanı, Çamlıca B. Y.)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Receb Ayında Kılınacak Namaz
« Yanıtla #1603 : 29 Nisan 2015, 11:00:30 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ اَحْيَا سُنَّتِى فَقَدْ اَحَبَّنِي وَمَنْ اَحَبَّنِي كَانَ مَعِى فِي الْجَنَّةِ . (كنز

“Kim sünnetimi ihyâ ederse beni sevmiş olur. Beni seven kimse de cennette benimle beraber olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)



29
Nisan Çarşamba 2015

Ayın Safhaları


Rûmî: 16 Nisan 1431 - Hicrî: 10 Recep 1436

Yıldız Sarayı'nın İttihatçılarca Yağmalanması (1909)


Receb Ayında Kılınacak Namaz

Receb’in 1’i ile 10’u arasında 10 rek’at, 11’i ile 20’si arasında 10 rek’at ve 21’i ile 30’u arasında 10 rek’at kılınacak Hâcet Namazı vardır. Bunların üçünün de kılınış şekli aynıdır. Yalnızca namazların sonlarında okunacak duâlarda fark vardır.

Bu 30 rek’at namazı kılanlar, hidâyete ererler. Bu namazı kılanın kalbi ölmez. Bu 30 rek’at namaz Resûlullâh Efendimiz’in (s.a.v.) berberi Selmân-ı Pâk (r.a.) Hazretleri tarafından rivâyet edilmiştir.

Bu namazlar, akşamdan sonra da, yatsıdan sonra da kılınabilir. Fakat, cuma ve pazartesi gecelerinde ve bilhassa teheccüd vaktinde kılınması daha faziletlidir.

Kılınışı: Hâcet namazına şu niyetle başlanır:

“Yâ Rabbi, teşrifleriyle dünyâyı nûra gark ettiğin Efendimiz hürmetine, sevgili ayın Receb-i Şerîf hürmetine, beni feyz-i ilâhîne, afv-ı ilâhîne, rızâ-yı ilâhîne nâil eyle, âbid, zâhid kulların arasına kaydeyle, dünyâ ve âhiret sıkıntılarından halâs eyle, rızâ-yı şerîfin için” Allâhü Ekber.

Her rek’atte 1 Fâtiha, 3 Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, 3 İhlâs-ı şerîf okuyup, 2 rek’atte bir selâm verilir. Böylece 10 rek’at tamamlanır.

• İlk on gün içinde kılınan namazdan sonra, 11 defa “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît, ve hüve Hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr” okunup duâ edilir.

• İkinci on gün içinde yani Receb’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’atten sonra, 11 defa: “İlâhen Vâhıden Ehaden Sameden Ferden vitren Hayyen Kayyûmen dâimen ebedâ” okunup duâ edilir.

• Üçüncü on gün içinde, yâni Receb’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten sonra da 11 kere: “Allâhümme lâ mânia limâ a’tayte, velâ mu’tıye limâ mena’te, velâ râdde limâ kadayte, velâ mübeddile limâ hakemte, velâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddü. Sübhâne Rabbiye’l-Aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb, Sübhâne Rabbiye’l-Aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb, Sübhâne Rabbiye’l-aliyyi’l-a’le’l-Kerîmi’l-Vehhâb, Yâ Vehhâbü yâ Vehhâbü yâ Vehhâb” okunur ve duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Amel Defterinde Çok İstiğfâr Bulunan Kimseye Müjdeler Olsun
« Yanıtla #1604 : 04 Mayıs 2015, 16:51:28 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

(قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَكْثِرُوا مِنَ الْاِسْتِغْفَارِ فِي شَهْرِ رَجَبَ فَاِنَّ للهِ فِي كُلِّ سَاعَةٍ مِنْهُ عُتَقَاءَ مِنَ النَّارِ وَاِنَّ للهِ مَدَائِنَ لَا يَدْخُلُهَا اِلَّا مَنْ صَامَ شَهْرَ رَجَبَ. (كنز

“Receb ayında çokça istiğfar ediniz. Allâhü Teâlâ’nın bu ayın her anında cehennemden azad ettiği kulları vardır. Muhakkak Allâhü Teâlâ’nın (cennette) öyle köşkleri vardır ki oraya ancak Receb ayında oruç tutan girebilir.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)



30
Nisan Perşembe 2015

Ayın Safhaları


Rûmî: 17 Nisan 1431 - Hicrî: 11 Recep 1436

Gazneli Mahmud'un Vefatı (1030) • Muş'un Kurtuluşu (1917) • Hitler'in Ölümü (1945)


"Amel Defterinde Çok İstiğfâr Bulunan Kimseye Müjdeler Olsun"

Resûlullâh Efendimiz sallallâhü aleyhi vesellem buyurdular:

“Muhakkak kalblerde demirin paslandığı gibi pas meydana gelir. Onun cilâsı istiğfardır; Allâhü Teâlâ’dan günahlarının bağışlanmasını istemektir”

“Amel defterinde çok istiğfâr bulunan kimseye müjdeler olsun”

Akıllı kimseye layık olan çok istiğfâr getirmesi, Allâhü Teâlâ’dan affını ve mağfiretini taleb etmesidir. Zira Hak Teâlâ Tevvâb’dır; kendisine tevbe ve istiğfâr edenin tevbesini kabûl eder, günahlarını affeder. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de -meâlen- şöyle buyurmuştur: “Ve onlar ki bir kabahat yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri vakit Allâhü Teâlâ’nın azâbını veya azametini anarlar da derhal günahlarına istiğfar ederler. Günahları da Allah’dan başka kim mağfiret eder? Hem yaptıklarına bile bile ısrar etmezler.” (Âl-i İmrân s., âyet 135)

Resûlullâh Efendimiz aleyhisselâm buyurdular:

“Bir kul günah işler de:

“Ya Rabbi, bir günah işledim, onu mağfiret et” diye duâ eder. Rabbi de:

“Kulum günahlarının hesâbını soracak ve bağışlayacak Rabbi olduğunu bildi mi? İşte ben de kulumu bağışladım” buyurur. Sonra Allâh’ın dilediği kadar müddet geçtikten sonra bir günah daha işler. Kul yine:

“Ya Rabbi bir günah daha işledim, onu da bağışla” der. Hak Teâlâ da:

“Kulum günahlarının hesabını soracak ve bağışlayacak Rabbi olduğunu bildiği için ben de onun günahını bağışladım” buyurur. Sonra Allâh’ın dilediği kadar müddet geçtikten sonra bir günah daha işler. Kul yine:

“Ya Rabbi, bir günah daha işledim, onu da bağışla” der. Hak Teâlâ:

“Kulum günahlarının hesâbını soracak ve bağışlayacak Rabbi olduğunu bildi mi? Ben onun günahını bağışladım” buyurur. Böyle ne kadar tekrar etse yine Allâhü Teâlâ onu bağışlar.

“Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: Kim benim günahları mağfirete kudret sâhibi olduğumu bilirse onu mağfiret ederim. Bana hiçbir şeyi şirk koşmadıkça onun günahının çokluğuna bakmam.”