Gönderen Konu: "Duvardan Dökülen İnciler" Takvim Yaprakları  (Okunma sayısı 1063821 defa)

0 Üye ve 221 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hazret-i Ali'den (k.v.) Hikmetler | İsimlerimiz
« Yanıtla #1065 : 06 Kasım 2013, 10:57:51 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Düşmanların en büyüğü düşmanlığını saklayandır.”
(Hz. Ali kv.)




06
Kasım Çarşamba 2013

Hicrî: 3 Muharrem 1435 - Rûmî: 24 Teşrin-i Evvel 1429

Katip Çelebi'nin Vefatı (1658)


Hazret-i Ali'den (k.v.) Hikmetler

• Kıskanç kimse, günahsız kimseye kin besler.
• Bahtiyar, başkasından ibret alandır.
• İyilik kötü dili keser.
• Ahmaklık en kötü yoksulluktur.
• Zenginliğin iyisi akıldır.
• Tamahkâr, illet prangasına mahkumdur.
• Kötü yola sapıp helâk olanın nasıl helâk olduğuna hayret edilmez, belki kötü kimsenin nasıl kurtulduğuna hayret edilir.
• Nimetlerin elden kaçmasından korkunuz. (malınızı israf etmeyiniz).
• Size nimetler geldiği zaman şükrü az yaparak uzaktakini de kaçırmayın.
• Düşmanını mağlûp ettiğin vakit, zaferine şükür olarak onu affet,
• Cimri kişi, fakir gibi yaşamaya çabalar. Dünyada fakirler gibi yaşar. Âhirette zenginlerin hesabı gibi hesaba çekilecektir.
• Akıllı kimsenin dili kalbindedir. Ahmağın kalbi ise dilinin arkasındadır.
• İlim, küçük kimseyi yüceltir, cehalet de yüksekte olanı alçaltır.
• İlim maldan üstündür, çünkü o seni korur, malı ise sen korursun.
• İki kişi belimi kırdı: Biri edebi olmayan âlim, diğeri cahil mutasavvıftır ki;
Birincisi hem fetva verir hem de insanları kendisinden nefret ettirir.
İkincisi ise ibadeti ile insanı şaşırtır.

• İnsanların kıymeti en az olanı, ilimleri en az olanlardır.
• Herkesin değeri yaptığı iyilikle ve ilmiyle ölçülür.


İsimlerimiz:
Erkek: Faruk, Kız: Fâtıma,




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ebu'l-Hasen Eş-Şâzelî'den (k.s.) Nasihatlar
« Yanıtla #1066 : 07 Kasım 2013, 10:34:55 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Her aydan üç gün oruç tutmak senenin tamamında oruç tutmak gibidir.
Bu üç gün eyyâm-ı biyzdır ki her (kamerî) ayın on üç, on dört ve on beşinci günleridir.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Nesâî)




07
Kasım Perşembe 2013

Hicrî: 4 Muharrem 1435 - Rûmî: 25 Teşrin-i Evvel 1429

Şair Bâkî'nin Vefatı (1600)


Ebu'l-Hasen Eş-Şâzelî'den (k.s.) Nasihatlar

Eğer Allâhü Teâlâ’nın her hüzün, gam ve kederinde bir ferahlık, her darlığında bir çıkış yolu ihsân etmesini ve ummadığın yerden rızık vermesini istersen istiğfâra devâm et.

Eğer îmânının kemâle ermesini dilersen ahlâkını güzelleştir.

Hikmete kavuşmak istersen fuzûlî; lüzumsuz, boş konuşmayı terk et.

Eğer ibâdetin lezzetini hissetmek istersen çok yeme, oruç tutmayı, gece kalkıp teheccüd kılmayı ihmâl etme.

Eğer kendi nefsinin ayıplarından kurtulmak istersen insanların ayıplarını araştırma. Zîrâ insanların ayıplarını araştırmak bir münafıklıktır.

Eğer yüzünün nûrlanmasını dilersen gece namazına devam et.

Kıyâmet gününün susuzluğundan kurtulmak dilersen oruca devam et.

Eğer kabir azabından selâmet dilersen necasetten temizliğe dikkat et. Bütün haramlardan sakın ve şehvetleri terk et.

Zengin olmak istersen kanâate devam et.

İnsanların en hayırlısı olmak istersen onlara faydalı ol.

Hâlis muhsinlerden olmak dilersen Allâhü Teâlâ’ya görüyormuş gibi ibâdet et. Zîra sen onu görmesen de o seni görür.

Eğer Allâhü Teâlâ’nın seni sevmesini dilersen Müslüman kardeşlerinin ihtiyâçlarını gider. Hadîs-i şerîfte: “Allâhü Teâlâ bir kulunu sevdiğinde insanların ihtiyâçlarını (görmeyi) ona havale kılar.” buyurulmuştur.

Eğer Allâhü Teâlâ’ya itaatkâr kullardan olmak dilersen onun sana farz kıldıklarını edâ et.

Eğer Allâhü Teâlâ’ya günahlardan temiz olarak mülâkî olmak; kavuşmak istersen cünüblükten hemen guslet ve Cuma günü boy abdestine devam et ki kıyâmet günü Allâhü Teâlâ’ya günahsız varasın.

Kıyâmet günü karanlığından selâmet bulmak ve nûr içinde diriltilmek istersen Allâh’ın yarattıklarından kimseye zulmetme.


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Her kim Allâh’ın rızasına ermek (cemaliyle müşerref olmak) isterse sâlih amel işlesin ve ibadetinde Rabbine kimseyi şirk koşmasın (amellerine riya karıştırmasın).”
(Kehf Sûresi, âyet 110)




08
Kasım Cuma 2013

Hicrî: 5 Muharrem 1435 - Rûmî: 26 Teşrin-i Evvel 1429

Sultan İkinci Süleyman Han'ın Tahta Çıkışı (1687)


Ölümü Çok Hatırlamalı Fakat Temenni Etmemelidir

Sünnetlerden biri de, ölümü çok hatırlamaktır. Bir hadîs-i şerîfte: “Her kim günde bir defa ölümü hatırlarsa, görmediği halde Allâhü Teâlâ’dan korkanlardan olur. Her kim de hatırlamazsa onlardan olmayacağından korkarım.” buyruldu.

Ölümü çok hatırlamak dünya lezzetlerini yok eder ve günahlara keffâret olur. Dünyadan yüz çevirtir, çok belayı az gösterir, az nimeti çok gösterir, dünya kederlerini giderir, dünya darlığını genişletir.

Sünnetlerden biri de ölümü temenni etmemektir. Zira Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

• “Sakın sizin hiç biriniz (salih olsun fasık olsun) ölümü temenni etmesin! Çünkü o, hayır ve ihsan sahibi ise (yaşayıp) hayrını ve ihsanını artırması umulur. Eğer günahkâr bir kişi ise (yine yaşayıp günün birinde) tevbe ederek Allâh’ın rızasını dilemesi umulur.”
• “Sizden biriniz ölümle karşılaşmayı istemesin. Zira ölüm korkusu şiddetlidir. Allâhü Teâlâ’nın uzun ömür verip, hakka yönelmeyi ihsan etmesi, o kişinin saadetindendir.”

Hastalanınca bütün günahlarından tevbe etmek sünnettir. Hastalıktan iyileştiği zaman veya yolculuktan döndüğü zaman gusül abdesti almak müstehabdır. Bundan sonra kendisini sanki amele yeniden başlamış olarak kabul eder.   (Şir’atü’l-İslam, Fazilet Neşriyat)

NÜKTE: Yüz suyu neye yarar?

Hoca Neş'et ihtiyaç sahiplerine yardımdan geri durmaz, bazı büyüklere müracaat suretiyle de muhtaçların işlerine himmet edermiş.

Birisi, “Efendim! Şunun bunun için bu kadar yüz suyu dökmek reva mıdır?” demiş. Hoca Neş'et:

“Yüz suyu ile değirmen çevrilmez ya, böyle işler görülür!...” demiş.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Muhakkak kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçedir veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)




09
Kasım Cumartesi 2013

Hicrî: 6 Muharrem 1435 - Rûmî: 27 Teşrin-i Evvel 1429

Erzurum Müdafaası (1877) • Babaeski ve Pehlivanköy'ün Kurtuluşu (1922)


Kabir Azabından Kurtaran Bazı Şeyler

Cuma günü veya gecesi ölmek kabir azabından korur. Ebû Ya’lâ’nın Hz. Enes (r.a.) yoluyla rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: 
“Her kim Cuma günü ölürse, kabir azabından korunur.” Hadîs-i şerîfteki kabir azabından kastedilen mana, kabir suali üzerine terettüp eden azaptan korunmaktır. Zira sahih olan görüşe göre peygamberler ve çocuklar hariç herkes kabir sualine çekilecektir. Bir rivayete göre peygamberler de kabir sualine çekilecektir. Çocukların kabir sualine muhatap olmayacaklarının delili ise ulemanın şu sözleridir: Mümeyyiz de olsa, çocuğa telkin vermek sünnet değildir.
• Ramazan ayında ölmek de kabir azabına manidir. Hatta Ramazan ayı hürmetine diğer aylarda ölen Müslüman’dan da azap kaldırılır. 

Bazı Yiyecek, İçecek Ve Meyvelere Dâir

Cebrail (a.s.), Resulullah (s.a.v.) Efendimize kuvvetlenip geceyi ibadetle geçirmesi için keşkek yemesini söylemiştir.

Resûlullah’ın (s.a.v.) en sevdiği yemek kabaktır.

Mercimek çorbası ve arpa ekmeği peygamberlerin (aleyhimüsselâm) yemeğidir.

Et yemek, işitmeye, görmeye ve beyne başka yiyeceklerden yetmiş kat fazla kuvvet verir. Etin en güzel yeri hayvanın sırtıdır.

Sütle yapılan yemek, üzüntüyü giderir, hastanın gönlünü rahatlatır.

Sirke, en faydalı katıktır. Üzüm hem katıktır, hem meyvedir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kendisine tatlı ve gül gibi güzel kokulu bir şey hediye edildiğinde geri çevirmezdi.

Bir hadîs-i şerîfte: “Her kim her gün sabahları aç karnına yedi tane Acve hurması yerse, o gün ona ne zehir, ne sihir zarar vermez.” buyurulmuştur.  (Şir’atü’l-İslam, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Bebekler Niçin Ağlar | Mutfağımız: Âşûre
« Yanıtla #1069 : 10 Kasım 2013, 15:51:55 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kulun, mizanına konulacak ilk şey, âilesi için nafaka olarak harcadıklarının sevâbıdır.”
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)




10
Kasım Pazar 2013

Hicrî: 7 Muharrem 1435 - Rûmî: 28 Teşrin-i Evvel 1429

I. Varna Zaferi (1444) • Kırklareli'nin Kurtuluşu (1922) • Atatürk'ün Ölümü (1938)


Bebekler Niçin Ağlar

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

• “Bebeğin iki aya kadar ağlaması Allâh’tan başka ilah olmadığına (ve Muhammed aleyhisselâm’ın onun kulu ve resulü olduğuna) şehâdettir.

Dört aya kadar ağlaması, Allâhü Teâlâ’ya itimaddır.

Sekiz aya kadar ağlaması peygamber’e (s.a.v.) salevattır.

İki seneye kadar ağlaması da anne babasına istiğfardır.

Susadığı zaman Allâhü Teâlâ annesinin göğsünde ona cennetten bir pınar ihsan eder de onu içer. Böylece yeme ve içme ihtiyacı karşılanmış olur.”

“Bir seneye kadar, ağladıkları için çocuklarınızı asla dövmeyiniz. Zira onlar dört ay şehâdette bulunurlar, dört ay bana salevat okurlar, dört ay da anne babasına dua ederler.” 



Mutfağımız: Âşûre

Malzemeler:
1 kilo buğday, 2 kilo şeker, yarım kilo nohut, yarım kilo kuru fasulye, yarım kilo kuru üzüm, 1 su bardağı pirinç, 1 su bardağı ince doğranmış kuru incir, 1 su bardağı ince doğranmış kuru kayısı, 3 tane ince doğranmış elma. 1 su bardağı ceviz, 1 su bardağı nar, biraz tarçın, 1 su bardağı fındık, 1 paket çam fıstığı, 1 paket kuş üzümü

Yapılışı:
Buğday akşamdan pişirilir.
Nohut, kuru fasulye, kuru üzüm akşamdan ıslatılır. Ertesi gün ayrı ayrı haşlanır, suları süzülür.
Bütün malzeme büyük bir tencerede karıştırılır. Âşûrenin kıvamına göre su ilâve edilir.
Kaynamaya başlayınca incir, kayısı, elma ve şeker katılıp bal rengine gelinceye kadar pişirilen âşûre bekletilmeden kâselere boşaltılıp üzeri ceviz, fındık, nar, fıstık ve tarçınla süslenir.

Bu malzemeden takriben 40-50 kişilik âşûre çıkar.


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Âşûrâ (Muharremin onuncu) gününde oruç tutunuz. O öyle bir gündür ki, o günde peygamberler (aleyhimüsselâm) oruç tutarlardı.”
(Hadîs-i Şerîf, İbn-i Hacer, el-Metâlibu’l-âliye)




11
Kasım Pazartesi 2013

Hicrî: 8 Muharrem 1435 - Rûmî: 29 Teşrin-i Evvel 1429

Birinci Dünya Harbi'ne Girişimiz (1914)ve Harbin Sonu (1918) • Kofçaz ve Demirköy'ün Kurtuluşu (1922)


Âşûrâ Günü Meydana Gelmiş ve Gelecek Bâzı Mühim Hâdiseler

Muharrem ayının onuncu günü Âşûrâ günüdür. Âşûrâ gününde çok büyük ve mühim hâdiseler meydana gelmiştir. Fakîh Ebu’l-Leys Hazretleri’nin Tenbîhü’l-Gâfilîn kitabında rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Âşûrâ günü meydana gelen hâdiselerden bâzıları şunlardır:

1. Göklerin ve yerin yaratılması,
2. Âdem aleyhisselâmın tevbesinin kabul edilmesi,
3. Nûh aleyhisselâmın gemisinin karaya oturması,
4. Mûsâ aleyhisselâmın, Firavun’un şerrinden kurtulması ve Firavun'un helâk olması,
5. İbrâhim aleyhisselâmın dünyâya gelmesi ve ateşten kurtulması,
6. Eyyûb aleyhisselâmın hastalıktan şifâ bulması,
7. Yûnus aleyhisselâmın balığın karnından kurtulması,
8. Süleyman aleyhisselâma saltanat verilmesi,
9. Hz. Hüseyin (r.a.)’in şehîd edilmesi.
10. Kıyâmetin kopması da Âşûrâ günü olacaktır.


Muharremin 9. Ve 10. Geceleri

Muharremin 9’uncu ve 10’uncu geceleri birer tesbih namazı kılmalıdır. Yine 9’uncu ve 10’uncu geceleri teheccüd vaktinde Allâh rızâsı için 4 rek’at namaz kılınır. Her rek’atte Fâtiha-i şerîfeden sonra 50’şer İhlâs-ı şerîf okunur.

Bu günlerde Hatm-i Enbiyâ’ya devâm etmelidir. Bilhassa 9’uncu günü akşamı, (yâni 10’uncu gecesi) Hatm-i Enbiyâ yapılması çok fazîletlidir. (Hatm-i Enbiyâ’nın nasıl yapıldığı, Duâ ve İbâdetler isimli kitabımızda târif edilmiştir.)

Muharrem ayı içerisinde mümkün olduğu kadar çok istiğfâr etmelidir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)

Muharrem ayının onuncu (Âşûrâ) günü; önceki bir gün yâhut sonraki bir gün ile birlikte oruç tutmak sünnettir. Yalnız Âşûrâ günü oruç tutmak tenzîhen mekruhtur. Hadîs-i şerîfte, “Âşûrâ orucunu tutunuz ve ona dokuzuncu yâhut on birinci günü ilâve ederek Yahûdilere muhâlefet ediniz, onlara benzemeyiniz.” buyurulmuştur.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Farzlardan Sonra Duâ Makbuldur | Âşûrâ Günü Neler Yapılır?
« Yanıtla #1071 : 12 Kasım 2013, 11:07:57 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Âşûrâ gününde oruç tutunuz, (Ancak) Yahûdilere muhâlefet ediniz: Bir gün öncesiyle veya bir gün sonrasıyla beraber tutunuz.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i İbn-i Huzeyme)




12
Kasım Salı 2013

Hicrî: 9 Muharrem 1435 - Rûmî: 30 Teşrin-i Evvel 1429

Pîrî Mehmed Paşa'nın Vefatı (1522) • Düzce Depremi (1999)


Farzlardan Sonra Duâ Makbuldur

Bir gün Hâce Abdülhâlık Gucdüvânî (k.s.) Hazretleri’nin huzuruna uzaktan bir yolcu geldi ve:
“Hâce Hazretleri! Bana imanla âhirete gitmem için dua buyurunuz. Şeytanın tuzaklarından selâmetle kurtulalım.” dedi.
Hâce Hazretleri;
“Allâhü Teâlâ farz namazları edadan sonra yapılan duâyı kabul edeceğini vaat etti. Sen, farz namazdan sonra bize dua et, biz de farz namazlardan sonra sana dua edelim. Böyle olursa bizim ve sizin hakkınızdaki duânın kabul olduğunun eseri zahir olur. Muvaffakiyet ancak Allâhü Teâlâ’dandır.” buyurdular.  


Âşûrâ Günü Neler Yapılır?
1- O gün, eve ufak-tefek erzak alınırsa, bir sene boyunca evde bereket olur.
2- En az on müslümana birer selâm veya bir müslümana on defa selâm verilir.
3- Fakir fukarâ sevindirilir.
4- O gün gusledenler, bir sene ufak-tefek hastalık görmezler.
5- 10 defa şu duâ okunur: “Sübhânallâhi mil’el-mîzân. Ve müntehe’l-ılmi ve mebleğa'r-rızâ ve zinete'l-arş.”
6- Âşûrâ gününe mahsus olmak üzere kuşluk vaktinde 2 rek'at namaz kılınır. Her rek'atte 1 Fâtiha, 50 İhlâs-ı Şerîf okunur.
Namazdan sonra da 100 defa şu salevât-ı şerîfe okunur: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin ve Âdeme ve Nûhın ve İbrâhîme ve Mûsâ ve Îsâ vemâ beynehüm mine’n-nebiyyîne ve'l-mürselîn. Salevâtü'llâhi ve selâmühû aleyhim ecmaîn.”
7- Öğle ile ikindi arasında 4 rek’at namaz kılınır. Her rek'âtte 1 Fâtiha, 50 İhlâs-ı Şerîf okunur.
Namazdan sonra 70 istiğfâr-ı şerîf, 70 salevât-ı şerîfe, 70 defa da “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyil-azîm” denilir. Sonra da ümmet-i Muhammed'in hidâyeti ve halâsı, kurtuluşu için duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Resûlullâhın Şefâati | İsimlerimiz
« Yanıtla #1072 : 13 Kasım 2013, 11:35:51 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Her kim Âşûrâ günü çoluk-çocuğuna cömert davranırsa, Allâhü Teâlâ senenin tamamında ona rızık genişliği verir.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)




13
Kasım Çarşamba 2013

Hicrî: 10 Muharrem 1435 - Rûmî: 31 Teşrin-i Evvel 1429

Tekirdağ'ın Kurtuluşu (1922)
Bugün aşûre / ÂŞÛRÂ günü


Resûlullâhın Şefâati

Ebû Mûsâ el-Eş’arî (r.a.) anlattı:

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) ile bir gazvede iken bir seferinde onu göremedik. Gece bulunduğu tarafa doğru onu aramak için gittim. Ashâbdan bir başka zâtın da benim gibi onu aramakta olduğunu gördüm. Biz bu halde iken Resûlullâh (s.a.v.) bulunduğumuz tarafa doğru geldi.

Bizler:
“Yâ Resûlallâh, harb hâlinde olduğumuz bir memleketteyiz. Emniyetinizden endişe ediyoruz. Bir ihtiyâcınız olduğunda Ashâbınızdan birini yanınıza alsanız.” dedik.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.):
“Ben rüzgâr uğultusu yahut arı sesi gibi bir ses işittim, Rabbim tarafından me’mûr melek gelip beni ümmetimin yarısının cennete girmesiyle şefâatim arasında serbest bıraktı, şefâati tercîh ettim. Bildim ki bu onlar için daha geniştir...”

Ashabı:
“Yâ Resûlallâh, Allâh’a duâ buyurunuz, biz de şefâat edeceklerinizden olalım” dediler. Resûlullâh (s.a.v.) onlara duâ etti.

Sonra bu iki zât bunu ve Resûlullâh’ın mübârek sözlerini diğer Ashâb’a bildirdiler.

Ashâb bölük bölük gelerek:
“Yâ Resûlullâh, şefâat edeceklerinizden olmamız için Allâh’a duâ ediniz.” demeye başladılar. Resûlullâh da onlara duâ ederdi. Gelenler etrâfını sardı ve iyice çoğalınca, Resûlullâh aleyhisselâm:

“Muhakkak şefâatim Lâ ilâhe illallâh şehâdeti ile ölenedir.” buyurdular.

İbn-i Melek (Vefatı M. 1399) merhûm şöyle demiştir:

 ‘Lâ ilâhe illallâh’ denildiği zaman ‘Muhammedün Resûlullah’ ile beraber tamamı kasdolunur. O halde Rasûlullah’ın şefaati ‘Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullah’ şehadeti ile ölenleredir.  


İsimlerimiz:
Erkek: İrfan, Kız: Mihriban




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Allâhü Teâlâ İnsanlara Çok Şefkatlidir | Yahya Aleyhisselâm
« Yanıtla #1073 : 14 Kasım 2013, 12:27:41 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Muhakkak ki Allâhü Teâlâ’nın yüz rahmeti vardır. Onlardan biri sebebiyle mahlûkât birbirlerine merhamet eder. Doksan dokuzu ise, kıyâmet günü içindir.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)




14
Kasım Perşembe 2013

Hicrî: 11 Muharrem 1435 - Rûmî: 01 Teşrin-i Sânî 1429

Alemdar Mustafa Paşa'nın Vefatı (1808) • Birinci Dünya Harbi'nde "Cihad-ı Ekber" İlanı (1914) • Hayrabolu'nun Kurtuluşu (1922)


Allâhü Teâlâ İnsanlara Çok Şefkatlidir

“Rasûlullâh’ın (s.a.v.) huzurlarına Hevâzin kabilesinden birtakım esirler gelmişti. Bunların içinde çocuğunu kaybetmiş bir kadın vardı. Gördüğü çocukları emziriyordu. Bu kadın esirler arasında çocuğunu bulunca hemen alıp sînesine bastı ve derin bir şefkatle çocuğunu emzirmeye başladı.

Bu yüksek şefkat levhasını görünce Rasûlullah (s.a.v.) bize: “Şu kadının çocuğunu ateşe atacağını zanneder, atacağına ihtimal verir misiniz?” dedi. Biz de “Hayır, atmamaya gücü yettikçe atmaz.” dedik. Rasûlullah (s.a.v.):

“İşte, Allâhü Teâlâ kullarına, bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir.” buyurdular.


Yahya Aleyhisselâm

Hz. Yahya, Zekeriyyâ aleyhisselâmın oğludur. Onun ihtiyarlığı zamanında zevcesi Îşâ'dan dünyâya gelmiştir. Allâhü Teâlâ'nın azabından son derece korkar, günleri âh ve inleme ile geçerdi. Daha genç iken kendisine peygamberlik ihsan olundu. Hazret-i Îsâ'dan üç sene veya altı ay evvel doğmuştur. İlk evvel Hz. Mûsâ'nın şeriatıyla amel ederdi. Sonra İncil-i Şerîfin Hz. Îsâ'ya verilmesi üzerine Îsâ aleyhisselâmın şerîatıyla amel etti.

Yahya aleyhisselâm, Hazret-i Îsâ'nın şeriatiyle amele başladığı bir sırada idi ki, Benî İsrail'in reisi, Musa aleyhisselâmın şeriatı üzere kendi kardeşinin kızını almak istedi. Fakat, Hazret-i Yahya, Îsâ aleyhisselâmın şerîatında bu nikahın artık caiz olmayacağını bildirdi. Bunun üzerine reis gücenip o masum peygamberi henüz otuz yaşlarında iken Hazret-i Îsâ'nın semâya kaldırılmasından bir sene evvel şehid etti.

Bu cinayete cür'et edenler bunun cezasını çekmiş, yurtları harap olmuş, nesilleri kesilip gitmiştir. Âhirette görecekleri azap ise daha şiddetli olacaktır.


İsimlerimiz:
Erkek: Hamza, Kız: Hande



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Ey Îmân Edenler! Siz De O (Peygambere) Salât Ve Selâm Edin..."
« Yanıtla #1074 : 15 Kasım 2013, 16:56:57 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“En faziletli gününüz Cuma günüdür. Öyleyse o günde bana çokça salevât okuyunuz. Zira sizin okuduğunuz salevâtınız bana arz olunur.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Ebû Dâvud)




15
Kasım Cuma 2013

Hicrî: 12 Muharrem 1435 - Rûmî: 02 Teşrin-i Sânî 1429

Hassa (Hatay)'nın Kurtuluşu (1921) • Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Kuruluşu (1983) • Filistin Devleti'nin Kuruluşu (1988)


"Ey Îmân Edenler! Siz De O (Peygambere) Salât Ve Selâm Edin..."

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

• “Sizden biriniz abdestini alıp bitirdikten sonra ‘Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlühû’ desin, sonra da bana salevât okusun. Böyle dediği zaman ona rahmet kapıları açılır.”
• “Cuma günü bana salevât okuyana kıyâmet günü şefaatçi olurum.” “Cuma günü bana çok salevât okuyun. Zira Cebrâil (a.s.) az önce Allâhü Teâlâ’dan bana şunu getirdi: ‘Yeryüzünde sana bir defa salevât okuyan bir müslümana muhakkak ben ve meleklerim on defa salevat okuruz.”  


İmam-ı Şâfiî (r.a.) “Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) çokca salevât okumayı her vakitte severim. Ancak Cuma günü ve gecesi okumayı daha fazla severim.” buyurmuştur.

• “Bir sıkıntısı olan kimse bana çokca salevât okusun. Çünkü salevât düğümü çözer ve sıkıntıyı giderir.”
• “Sizden birinizin kulağı çınladığı zaman, beni zikretsin, bana salevât okusun ve ‘Beni ananı Allah da hayırla ansın,’ desin.”
• “Bir şeyi unuttuğunuz zaman bana salevât okuyun. İnşâallâh onu hatırlarsınız.”
• “Bana salevât okuyunuz. Zira salevât sizin (günahlarınız) için keffârettir.”
• “İki Müslüman karşılaşıp kucaklaşsalar, musafaha etseler ve peygamber üzerine de salevât okusalar geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmadan birbirlerinden ayrılmazlar.”


Duânın evvelinde, ortasında ve sonunda salevât okunur. Zira alimler duâya Allâhü Teâlâ’ya hamdü sena ve Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) salevât okuyarak başlamayı ve bu şekilde bitirmeyi müstehap görmüşlerdir.


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
En Yüce Kelime: "Lâ İlâhe İllallâh Muhammedün Resûlullah"
« Yanıtla #1075 : 18 Kasım 2013, 11:24:51 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kim Allâh’tan başka ilah olmadığına ve benim, (Muhammed Mustafâ’nın) Allâh’ın resûlü olduğuna şehâdet ederse cennete girer.”
(Hadîs-i Şerîf, İthâfu’s-Sâde)




16
Kasım Cumartesi 2013

Hicrî: 13 Muharrem 1435 - Rûmî: 03 Teşrin-i Sânî 1429

Süveyş Kanalı'nın Açılması (1869) • UNESCO'nun Kuruluşu (1946)


En Yüce Kelime: "Lâ İlâhe İllallâh Muhammedün Resûlullah"

Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular:

“Meleklerin büyüğü Cibril (a.s.) dedi ki: “Lâ ilâhe illAllah Muhammedün Resûlullah” kelimesinden daha yüce ve daha büyük bir kelimeyle yeryüzüne inmedim. Gökler ve yerler bu kelimeyle ayakta durur. Ağaç, taş, toprak, deniz her şey bu kelime ile devam eder.

Bu kelime terazinin bir kefesine, gökler ve yerler de diğer kefesine konulsa, muhakkak bu kelime ağır gelir.


“Lâ ilâhe illAllah” kelime-i tevhîdi, “Muhammedün Resûlullah” ile birlikte söylenmesi meşhûr olduğundan her ne vakit yalnız birincisi söylense yahut yazılsa ikincisi de söylenmiş ve yazılmış olur. Aksi halde yalnız “Lâ ilâhe illallâh” tevhîdi ile Yahudi ve Hıristiyanların tevhidi arasında ne fark kalırdı? “Muhammedün Resûlullah” bu farkı meydana çıkarmaktadır.

Tevhîd, Resûlullâh Efendimizin peygamberliğine inanmadıkça fayda vermez. Çünkü bu iki kelime arasında kuvvetli bir alâka vardır. İkisi birlikte söylenince tamam olur.

“Lâ ilâhe illâllah” denilince, bundan  “Muhammedün Resûlullâh” da birlikte kasdedilmiş oluyor. Yahudiler de, hattâ Hıristiyanlardan bir kısmı da Lâ ilâhe illâllah diyor, ama bundan Muhammedün Resûlullâh'ı hiçbiri kasdetmiyor. O halde “Lâ ilâhe illâllah” İslam dininde iki şehâdetin; “Lâ ilâhe illâllah Muhammedün Resûlullâh”ın  alemi olmuştur.

Fetih sûresinin 28 ve 29. âyetlerinde buna işaretle şöyle buyuruluyor: -meâlen-:
“O Allâhü Teâlâ'dır ki resûlünü hidâyet ve tevhîd ve İslâm dîni ile gönderdi. Onun resûlü olduğuna Allâhü Teâlâ'nın bu şâhidliği kâfidir. Muhammed Allah'ın Resûlüdür. Onun beraberinde bulunanlar, kâfirlere karşı çok şiddetli, birbirlerine karşı ise pek merhametlidirler…



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Salevât-ı Şerife, Nerede Okunur | Yangınlarda Dikkat Edilecek Hususlar
« Yanıtla #1076 : 18 Kasım 2013, 12:03:17 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kim akşam namazından sonra -arada hiç konuşmadan- altı rek’at namaz (evvabîn) kılarsa elli senelik günahları bağışlanır.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)




17
Kasım Pazar 2013

Hicrî: 14 Muharrem 1435 - Rûmî: 04 Teşrin-i Sânî 1429

Şarköy ve Mürefte'nin Kurtuluşu (1922) • Sultan Vahdeddin Han'ın Yurtdışına Çıkarılması (1922)


Salevât-ı Şerife, Nerede Okunur

Fakirlik, ihtiyaç veya korku anında, yapmadığı bir işten dolayı itham edildiği zaman, Kur'ân-ı Kerîm hatmi yapıldığı zaman, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) ism-i şerîfi zikredildiği zaman veya ism-i şerîfini yazdıktan sonra, ilim öğretirken, vaaz ve nasihatte bulunurken ve hadîs-i şerîf okur, başlarken ve bitirirken, hâsılı her zaman, Salevât-ı şerife okunur.


Yangınlarda Dikkat Edilecek Hususlar

• Yangında yere yakın (emekleyerek) hareket ediniz. Zehirli gazlar ve duman önce tavana yakın yerlerde toplanır. Mümkün ise ağzınızı ve burnunuzu ıslak bir bezle kapatınız. Mümkün olduğu kadar çabuk “ÇIKIŞ -EXIT” lerden binayı terk ediniz. Önceden bir poşete dolduracağınız hava binayı terk edene kadar gerekli oksijeni sağlayabilir.
• Asansörleri asla kullanmayınız.
• Kapılara dokunmadan önce elinizin tersi ile sıcak olup olmadığını kontrol ediniz. Arkasında alev olma ihtimaline karşı kapıyı daima yavaş ve dikkatlice açınız. Kapı sıcak ise asla açmayınız ki girecek oksijen ile ani bir parlamaya yol açabilirsiniz. Başka çıkış yolu deneyiniz.
• Bina dışına çıkar çıkmaz emniyetli bir yere giderek arkadaşlarınızı kontrol ediniz ve asla binaya geri dönmeyiniz.
• Binada mahsur kaldıysanız, pencereden milletlerarası imdat işareti beyaz bir kumaş veya bez sarkıtınız. Ortam dumanla doluyorsa lavabo deliklerinden bir süre daha temiz hava alabilirsiniz.
• İmkân varsa bulunduğunuz bölmenin kapısını içeriden devamlı ıslatmanız yangının o kısma hiç ulaşmadan gitmesini sağlayabilir.
• Diğer yangınlardan farklı olarak doğalgaz yangınında; önce gaz kesilmeli, sonra yangın söndürülmelidir. Bu arada, gaz kesilerek yangın söndürülünceye kadar, yakındaki yanıcı maddeler, mümkünse uzaklaştırılmalı veya çevresi su ile soğutulmalıdır.
• Gaz kesilmeden yangın söndürülürse yanmamış gaz kıvılcım gibi bir tutuşturucuya eriştiğinde patlamaya sebep olur. Bu sebeple önce gaz akışının kesilmesine dikkat edilmelidir.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kendisine bir hayır kapısı açılan kimse bunu fırsat bilsin (bundan istifade etsin). Zira o, bu kapının ne zaman kapanacağını bilemez.”
(Hadîs-i Şerîf, Kuzâî, Müsnedü’ş-Şihâb)




18
Kasım Pazartesi 2013

Hicrî: 15 Muharrem 1435 - Rûmî: 05 Teşrin-i Sânî 1429

Tiryaki Hasan Paşa'nın Kanije Müdafaası ve Zaferi (1601) • Deniz Harp Okulu'nun Açılışı (1776) • Uzunköprü'nün Kurtuluşu (1922)


Resûl-i Ekrem'in Yüksek Tevazuu

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yaratılmışların en şereflisidir. O kadar yüksek mertebesiyle beraber pek ziyâde mütevâzı idi. Fakirleri, zayıfları daima gözetir, müsafirlerinin altlarına kendi mübarek hırkasını serecek kadar lütufta bulunurdu. Bir meclise girince nerede boş yer bulursa orada oturmak ister, bulunduğu meclislerde elbisesini toplu tutup etrafa yaymazdı. Bununla beraber, bulunduğu meclislerde herkesten ziyâde vakarını korurdu. Söze lüzûm görmedikçe sükût ederdi. Gülmek icâb edince tebessüm ile iktifa buyururdu. Huzûr-ı saadetinde bulunanlar da son derece edebe riâyet eder, başlarını aşağıya eğerlerdi. Konuşurken seslerini yükseltmezlerdi, gülmeleri de tebessüm derecesini geçmezdi.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) âcizlere, yoksullara o kadar iltifat ve tevazu gösterdiği halde, kendileriyle muhaberede bulunduğu hükümdarlara karşı asla tezellül göstermez, peygamberlik makamının yüceliğini muhafazadan asla geri durmazdı. Kayserlere, Kisrâlara gönderdiği nâme-i hümâyunlarında daima mübarek ismini takdîm eder, meselâ “Allâh'ın kulu ve resûlü Muhammed -sallallâhu aleyhi vesellem- tarafından Rum büyüğü Hirakl'e” diye yazdırırdı. Ve kendilerini hiç perva etmeksizin İslâm dinine davet ederdi, kabul etmedikleri takdirde azaba uğrayacaklarını, saltanatlarının ellerinden çıkacağını kendilerine açıktan açığa ihtar buyururdu.

Sağlık: Kış Aylarında Hastalıklara Yakalanmamak İçin.

Ispanak, lahana, karnabahar, havuç, brokoli, kereviz ve balkabağından çokça yenilmelidir. Bunlardan çorba, börek ve pasta veya salata yapabilir veyahut etli veya zeytinyağlı sebze yemekleri de yapabilirisiniz.

Ayrıca sebze ve et suyu ile hazırlanmış çorbalar sofralardan eksik edilmemeli. Soğuk havalarda vücuda dayanıklılık veren balık, baklagiller, et, yoğurt ve kuruyemişler bilhassa ceviz de yenilmesi gereken gıdalardandır.

Meyvelerden muz, elma, mandalina, portakal, greyfurt yenilmesi faydalıdır. Yiyemeyenlere ve küçük çocuklara sıkılıp suyu içirilebilir.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye
« Yanıtla #1078 : 19 Kasım 2013, 10:46:56 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Âlimin hatası geminin parçalanması gibidir, hem kendini, hem de yanındakileri batırır.”
(Hz. Ali Kerremallâhü vecheh)




19
Kasım Salı 2013

Hicrî: 16 Muharrem 1435 - Rûmî: 06 Teşrin-i Sânî 1429

Keşan'ın Kurtuluşu (1922) • İstanbul Radyosu'nun Yayına Başlaması (1949) • Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) Paris Sözleşmesi (1990)


Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye

Mecelle, 19. yüzyılın ikinci yarısında Ahmed Cevdet Paşa riyâsetinde ilmî bir heyet tarafından hazırlanan, İslam hukûkunun ibâdât, muâmelât, münâkehât ve ukûbât kısımlarından sâdece muâmelât kısmını Hanefî fıkhına dayanarak îzâh eden, 1851 madde ve 16 kitaptan meydana gelen kânûn mecmûasıdır. 1876 yılında İkinci Abdülhamid Han zamanında mahkemelerde tatbik edilmiştir. 1926 yılına kadar mer’iyyette (yürürlükte) kalmıştır.

Mukaddime kısmında zikredilen 99 madde vecîz bir üslupla yazılmış “Kavâid-i külliye” olup İslâm hukûkunun temel esasları olan Kur’ân-ı Kerîm’den, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in hadîs-i şerîflerinden ve selef-i sâlihîn devrinde yapılan ilmî ve içtimâî çalışmalardan istinbât edilmiş, çıkarılmıştır.

Ahmet Cevdet Paşa Mecelle hakkında Tezakir kitabında şöyle yazmaktadır:

“Avrupa kıtasında ilk defa tedvin olunan (yazılan) kanunname Roma Kanunnamesi’dir ki İstanbul’da bir ilmî cemiyet tarafından tertib ve tedvin olunmuş idi. Avrupa kanunlarının esasıdır ve her tarafta meşhur ve mûteberdir. Fakat Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye’ye benzemez. Aralarında çok fark vardır. Çünkü o, beş altı kanun bilen zat tarafından yapılmıştır. Bu ise beş altı fakîh zatın ma'rifetiyle vaz'-ı ilâhî olan şerîat-i garrâdan alınıp çıkarılmıştır. Avrupa kanun-şinas(hukukçu)larından olup bu kere Mecelle’yi mütâlaa ve Roma Kanunnamesi’yle mukayese eden ve ikisine dahi sadece beşer eseri nazariyle bakan bir zat dedi ki: “Âlemde ilmî cemiyet vasıtasiyle iki def'a kanun yapıldı. İkisi de İstanbul’da vuku' buldu. İkincisi tertib ve intizamı ve meselelerinin düzen ve irtibatı hasebiyle evvelkinden çok üstündür. Aralarındaki fark dahi insanın o asırdan bu asra kadar medeniyet âleminde kaç adım atmış olduğuna bir güzel ölçüdür.”


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Babanın Bazı Vazifelerinden | Atalar Sözü
« Yanıtla #1079 : 20 Kasım 2013, 11:16:24 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Babanın evladına duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)




20
Kasım Çarşamba 2013

Hicrî: 17 Muharrem 1435 - Rûmî: 07 Teşrin-i Sânî 1429

Kiğı ve İpsala'nın Kurtuluşu (1922) • Lozan Konferansı'nın Başlaması (1922)


Babanın Bazı Vazifelerinden

Çocuğun nafakasını ve giyeceğini temin etmektir. Hadîs-i şerîfte: “İnsana günah olarak, geçindirmek zorunda olduklarını (yedirmeyip giydirmeyerek) zayi etmesi yeter.” buyuruldu.

Zamanı geldiğinde babanın çocuğuna namazı emretmesidir.

Baba, çocuklarına yardım edeceği zaman kız olsun erkek olsun hepsine adaletli davranmalıdır. Şayet çocuklardan birinin daha takvalı ve vera sahibi olduğunu biliyorsa ona farklı davranmasında bir mahzur yoktur.

Baba, çocuğuna iyi bir meslek, sanat öğretmelidir. Bir meslek, sanat sahibi olmak insanı fakirlikten kurtarır.

Güzel bir şekilde terbiye edip, yetiştirmelidir.

Resûlullah (s.a.v.): “Muhakkak kişinin evladını terbiye etmesi, bir sa’ (ölçek) sadaka vermesinden hayırlıdır.” buyurmuşlardır.

Baba, çocuğuna hayır dua etmeli, beddua etmemelidir. Nebiyy-i muhterem (s.a.v): “Babanın evladına duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir.” buyurdular.

Baba çarşı pazara yeni gelen meyvelerden satın alarak çocuklarına vermelidir. Bir hadîs-i şerîfte: “Her kim ailesi; çoluk çocuğu için bir şey satın alır onu elleriyle taşıyıp onlara götürürse, yetmiş senelik günahı bağışlanır.” buyuruldu.

Çarşıdan alıp eve götürdüğü şeyleri önce kız çocuğuna vermelidir. Zira onların yürekleri daha yufkadır. Bir hadîs-i şerîfte: “Her kim bir kız çocuğunu sevindirirse, Allah korkusuyla ağlamış gibi olur. Allâhü Teâlâ, Allah korkusuyla ağlayanın bedenini cehenneme haram kılar.” buyurulmuştur.


Atalar Sözü

Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.
Ananın bastığı yavru incinmez.
Baş nereye giderse ayak da oraya gider.
Gelen geçer, konan göçer.
İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder.