Gönderen Konu: "Duvardan Dökülen İnciler" Takvim Yaprakları  (Okunma sayısı 1063811 defa)

0 Üye ve 223 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurban | Kurbanda Temizlik ve Etin Muhafazası
« Yanıtla #1035 : 07 Ekim 2013, 11:03:45 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Sizden her kim kendisi, çoluk çocuğu hakkında korkudan emniyette olur, sıkıntı ve hastalıklardan âfiyette olursa, yanında da (helâlinden) günlük yiyeceği bulunursa, sanki dünya(nın bütün nimetleri) kendisine verilmiş gibi olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)




07
Ekim Pazartesi 2013

Hicrî: 2 Zilhicce 1434 - Rûmî: 24 Eylül 1429

İnebahtı Deniz Savaşı ve Donanmamızın Yakılması (1571) • Rusya'da Komünist İhtilali (1917) • Amerikan ve İngiliz Kuvvetlerinin Afganistan'a Girmesi (2001)


Kurban

Zilhicce ayının onuncu, on birinci, on ikinci günleri ile on birinci, on ikinci gecelerinde ibâdet ve Allâh’a yakınlık niyeti ile kesilen beş nevi hayvan (deve, koyun, keçi, manda ve sığır)a kurban denir.

Zarûrî ve aslî ihtiyaçları ve borçlarından sonra nisâb miktârı malı olan her Müslümana senede bir kere Kurban Bayramı günlerinden birinde kurban kesmek vâcibdir.


Kurbanda Temizlik ve Etin Muhafazası

Hastalıksız ve sağlık kontrolleri yapılmış hayvanlar alınmalıdır. Hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, parçalanması, etin nakli, muhafazası ve pişirilmesinde temizliğe son derece dikkat edilmelidir.

Sakatat ile etler aynı yerde bulundurulmamalıdır.

Kesme, yüzme ve parçalama işleri serin yerlerde (14 °C altında) yapılmalı; kan, bağırsak vs. atıklar gelişi güzel etrafa atılmamalı ve akarsulara dökülmemelidir.

Etler, kesildiği sıcaklıkta buzdolabına, poşet içine veya hava almayacak şekilde büyük parçalar halinde üst üste konulmamalı; etin sıcaklığı düştükten sonra buzdolabına konulup 12 saat dinlendirilmelidir. Hemen yenilmeyecek etler bu dinlendirmeden sonra, ihtiyaca uygun miktarlarda derin dondurucuya konulmalı veya kavurma yapılarak muhafaza edilmelidir.

Et, buzdolabında 2-3 gün, kıyma ise 1-2 gün dayanır. Eğer daha uzun müddet muhafaza edilecekse küçük parçalar halinde buzdolabının buzluğunda veya derin dondurucuda saklanması gerekir.

Donmuş etler, çözülmesi için buzdolabının alt raflarında bekletilmeli, kalorifer ve soba üzerinde veya oda sıcaklığında bekletilmemelidir.

Pişmiş etler sıcak iken derin dondurucuya konulmamalı, oda sıcaklığında 2 saatten fazla da kalmamalıdır. Zehirlenme tehlikesine karşı dikkatli olunmalıdır.

Çiğ eti hazırlamadan önce ve sonra eller iyice yıkanıp kurulanmalıdır. Çiğ etler için kullanılan kesme tahtası, meyve ve sebzeler için kullanılmamalıdır.





Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurbanın Hikmeti | Mutfağımız: Susamlı Kurabiye (10 Kişilik)
« Yanıtla #1036 : 08 Ekim 2013, 10:21:18 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Dört zamanda semânın kapıları açılır ve duâlar müstecâb olur: Allah yolunda düşman saflarıyla karşılaşıldığı zaman, yağmur yağdığı zaman, namaz kılındıktan sonra, Ka’be görüldüğü zaman.”
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr)




08
Ekim Salı 2013

Hicrî: 3 Zilhicce 1434 - Rûmî: 25 Eylül 1429

Balkan Harbi'nin Başlaması (1912) • Çatalca'nın Kurtuluşu (1922)


Kurbanın Hikmeti

Eti yenilen hayvanları boğazından kesmek sûretiyle hayvanın eti, necis (pis) olan kanından temizlenmiş olur, “Bismillâhi Allâhü Ekber.” diyerek kesilince de etinin yenilmesi helâl olur.

Kurban kesmekte Allâh’ın kullarına ziyâfet vardır.

Kurban kesmek Allah yolunda bir fedâkârlıktır, Allâhü Teâlâ’nın verdiği nimetlere bir şükürdür, ayrıca sevâb kazanmağa ve Allâh’a yakınlığa vesîledir, belâlara karşı da bir siperdir.

İnsanlar her gün dünyânın her tarafında yüz binlerce hayvan kesiyorlar. Fakat bunlardan yalnız maddî imkânı olanlar istifâde edebiliyor. Kurban Bayramı’ndaki etlerden ve derilerden fakirler de istifâde etmektedir. Şahsın menfaati yerine de cemiyet menfaati konuluyor.

Kurban kesmek İslâm’ın pek insanî ve ictimâî büyük bir fedâkârlığıdır.

Kurban kesmekle kesilen hayvan sayısı çok artmış olmaz. Çünkü kurbanda kasaplar et satamayacağından kesecekleri hayvan sayısı azalır.

Kendi zevkleri için her gün binlerce hayvanın kesilmesini çok görmeyenlerin senede bir kere Allah için ve insanların da faydasına kurban kesilmesini çok görmeleri insaflı bir tavır değildir.

Hâsılı kurban; dînî, ahlâkî, ictimaî birtakım hikmetler ve maslahatlar için emredilmiştir. Bunu takdîr etmeyecek bir akıl sâhibi düşünülemez.


Mutfağımız: Susamlı Kurabiye (10 Kişilik)

Malzemeler: 2 yumurta, 100 gr. tereyağı, 1,5 su bardağı toz şeker, 1 su bardağı sıvı yağ, 1 paket kabartma tozu, vanilya, 1 su bardağı küçük parçalanmış ceviz, 1 su bardağı kuru üzüm ve un.

Yapılışı: Yumurtanın beyazı alınıp sarısı ve diğer malzemeler karıştırılır, kulak memesi yumuşaklığına gelinceye kadar azar azar un katılarak bir hamur yoğurulur. Ceviz büyüklüğünde hamur alınıp, hurma şekli verilir. Yumurta beyazları çırpılır ve hurma şekli verilen hamurlar önce yumurtaya sonra susama batırılır ve 190 derece ısınmış fırında pişirilir. Afiyet olsun.  





Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurbanın Müstehabları | Kurban Keserken Besmeleye Dâir
« Yanıtla #1037 : 09 Ekim 2013, 14:52:45 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kim kurbanının derisini satarsa, onun için (tam) kurban (sevâbı) yoktur.”
(Hadîs-i Şerîf, Hâkim, el-Müstedrek)




09
Ekim Çarşamba 2013

Hicrî: 4 Zilhicce 1434 - Rûmî: 26 Eylül 1429

Yanya Kalesi'nin Fethi (1431)


Kurbanın Müstehabları

1- Kurban edilecek hayvanı kurban günlerinden evvel alıp beslemek.
2- Kesileceği yere incitmeden ve hürmet ile götürmek.
3- Becerebiliyorsa kendisi kesmek.
4- Kesemiyorsa ehil bir kimseyi vekil edip kesilirken kendisi hazır bulunmak.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Ey Fâtıma, kalk ve kurbanının kesilmesine şâhid ol. Zîrâ kanından ilk damlası yere düştüğünde işlediğin her bir günâhın af ve mağfiret olunur. Ve ‘İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi’'l-âlemine lâ şerîke leh.’ duâsını oku.”

5- Bıçağın büyük ve keskin olması.

6- Kurbanın iki şah damarı ile yemek ve nefes borusunu kesmek.

7- Hayvan ölmeden derisini yüzmemek.

8- Kurbanı keserken kurbanın âzâ(organ)ları ve parçaları mukâbilinde kendi vücûdunun ve bütün âzâlarının cehennemden âzâd olmasına niyet etmek.


Kurban Keserken Besmeleye Dâir

“Bismillahi Allâhü Ekber”den sonra hiçbir şey ile meşgul olmayıp kurbanı hemen boğazlamak şarttır.

Besmeleden sonra bıçak bilenirse besmeleyi tekrar etmek lâzımdır.

“Bismillâhi Allâhü Ekber.” dedikten sonra kurban yerinden kalkıverse yatırılıp keserken tekrar besmele çekilir.

Besmeleden sonra elindeki bıçağı bırakıp diğer bir bıçak alsa besmeleyi tekrar etmek lâzım olmaz.

Lâkin bir kurban üzerine besmele okuduktan sonra onu bırakıp diğerini kesecekse besmeleyi tekrarlamak lâzımdır.

Birkaç kurbanı birbiri ardınca boğazlasa her birinde besmeleyi tekrarlamak lâzımdır.




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurban Nasıl Kesilir? | İsimlerimiz
« Yanıtla #1038 : 10 Ekim 2013, 13:47:18 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kim Allah rızası için anne babasının veya onlardan birisinin kabrini ziyaret ederse (nâfile) mebrûr hac yapmış gibi olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)




10
Ekim Perşembe 2013

Hicrî: 5 Zilhicce 1434 - Rûmî: 27 Eylül 1429

Hz. Hüseyin Radıyallâhü Anh'ın Şehâdeti (680) • Belgrad'ın İkinci Defa Fethi (1690)


Kurban Nasıl Kesilir?

Kurban kesmeye ‘Yâ Rabbi! Şu vücudum sana karşı o kadar hata ve isyan etti ki affedilebilmem için bu vücudu  sana kurban etmem lazım. Fakat sen insan kurban etmeyi haram kıldığından vücuduma bedel olarak bu hayvanı kesiyorum, kabul eyle.’ diyerek niyet edilir.

Besmele-i şerîfe ile;

“İnnî veccehtü vechiye lillezî fetara’s-semâvâti ve'l-arda hanîfen ve mâ ene mine'l-müşrikîn” ve

“Allâhümme hâzâ minke ve leke. Allâhümme inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi'l-âlemîn, lâ şerîke lehû ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü'l-müslimîn” duâlarını okuduktan sonra;

“Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd, Bismillâhi Allâhü ekber” deyip hemen kesilir.

Kurbanın şu dört şeyi kesilir:

1) Nefes borusu.

2) Yemek borusu.

3 - 4 ) İki şah damarı

Bu dördünü de kesmek sünnettir. Bunlardan üçünü kesse helâl olur.

Deveyi gerdanından, koyun, keçi ve sığırı çene ile göğüs arasından, yumrucuk denilen kemiğin altından boğazlamak sünnettir.

Kurbanı kıbleye doğru yatırıp (ön ayakları ile arka sol ayağını) bağlayarak kesmek sünnettir.

Kolaylık için sığırların dört ayağını bağlamak câizdir.

Deve ayakta kesilir.

Eğer hayvan kaçarsa veya insana hücûm ederse yâhut kuyuya düşüp de boynundan kesmek mümkün olmazsa, kesilmesi niyetiyle “Bismillâhi Allâhü Ekber” diyerek, bir bıçakla veya kesici bir şeyle (herhangi bir yerinden) yaralamak sûreti ile öldürülse helâl olur.


İsimlerimiz:
Erkek: Yahya, Kız: Kerime




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
En Faziletli Gün Arefe Günü
« Yanıtla #1039 : 13 Ekim 2013, 00:35:52 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Allâhü Teâlâ’nın, kullarını Cehennem’den en çok âzâd ettiği gün Arefe günüdür.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)




11
Ekim Cuma 2013

Hicrî: 6 Zilhicce 1434 - Rûmî: 28 Eylül 1429

Mudanya Konferansı ve Mütârekesi (1922)


En Faziletli Gün Arefe Günü

Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular:

“Allâh katında arefe gününden daha fazîletli hiçbir gün yoktur. Arefe gününde Allâhü Teâlâ rahmeti ile dünyâ semâsına tecellî eder, yer halkı ile gökteki meleklere karşı iftihar edip şöyle buyurur: 'Kullarıma bakınız. Azâbımı görmedikleri hâlde rahmetimi umarak, uzak yoldan terli ve toz toprak içerisinde, saçları dağınık bir vaziyette bana geldiler. Kullarımın cehennem azâbından kurtulup bağışlanmaları en çok arefe gününde olur.'

“Şeytanın arefe gününden başka hiçbir günde daha zelîl, daha hakîr, daha küçük ve daha öfkeli görüldüğü olmamıştır. Bu, arefe gününde Allâh’ın rahmetinin inmesinden ve Allâh’ın günâhları bağışlamasındandır. Bir de Bedir Muhârebesi’nde böyle görülmüştür. Çünkü şeytan o zaman, Cebrâil Aleyhisselam’ı (düşmana karşı) melekleri saf yaparken görmüştü.”

“Kim ki arefe gününde Allâh’tan dünyâ ve âhirete âit bir ihtiyacını isterse, Hz. Allâh onu yerine getirir.”

Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) arefe günü akşamı ümmeti için duâ ettiler. Allahu Teâlâ duâsını kabul edip: “Zulmederek başkasının hakkını alanlar hâriç bütün ümmetin affedildi. Muhakkak ben, mazlumun hakkını zâlimden alıcıyım.” buyurdu.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Yâ Rabbi! Dilersen mazluma cennetini verir, zâlimi de mağfiret edersin” diye ilticâ ettiler. Arefe akşamı buna cevap verilmedi. Sabah olunca Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) duâsını Müzdelife’de tekrar ettiler. Orada “İstediğin verildi” buyuruldu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) güldü. Onun güldüğünü gören Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer (r.anhümâ) sebebini sordular.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Muhakkak Allâh'ın düşmanı İblis duâmın kabul edildiğini ve ümmetimin mağfiret olduğunu öğrenince gâyet perişan bir vaziyette yerden toprak alıp başına saçıyordu. Onu böyle görünce güldüm.” buyurdular.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hacca Gidemeyen Müslüman Ne Yapmalı?
« Yanıtla #1040 : 13 Ekim 2013, 00:42:13 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Haccetmiş olanla karşılaştığın zaman ona selâm ver, onunla musâfaha et ve o evine girmeden önce senin için istiğfar etmesini iste. Zira onun günahları bağışlanmıştır.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)




12
Ekim Cumartesi 2013

Hicrî: 7 Zilhicce 1434 - Rûmî: 29 Eylül 1429

Amerika'nın Keşfi (1492) • Sokollu Mehmed Paşa'nın Şehâdeti (1579) • Eğri Kalesi'nin Fethi (1596)


Hacca Gidemeyen Müslüman Ne Yapmalı?

Hacca gidemeyen müslüman, Arefe günü öğle ile ikindi arası, kendini Arafât'ta kabûl ederek Allah rızâsı için 2 rek'at namaz kılar. Her rek'atte; 1 Fâtiha-i şerîfe, 3 Kul yâ eyyühel-kâfirûn, 10 İhlâs-ı şerîf okur.

Namaza şu niyetle başlanır: “Yâ Rabbi, bugün şu saatlerde Arafat'ta milyonlarca müslümanın ‘Lebbeyk’ diye ilticâ ettiği zamanda, âciz kulun orada bulunamadı. Bu kulunun rûhunu onlarla beraber kılıp, benim ilticâmı da onların ilticâsına ilhâk buyur. Orada afv-ı umûmîye mazhar kıldığın kullarına beni de ilhâk eyle!..” Allâhü Ekber.

Namazdan sonra:

* 70 İstiğfâr-ı şerîf,
* 11 veya 70 adet, “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli şey'in kadîr” tevhîdini okur.
* 3 veya 11 yâhut 70 kerre “Allâhü ekber, Allâhü ekber, Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” diyerek tekbir getirir.

* 100 defa aşağıdaki tesbîhi okur:

“Sübhânellezî fi’s-semâi arşuhû,
Sübhânellezî fi’l-ardı sültânühû,
Sübhânellezî fi’l-ardı hukmühû,
Sübhânellezî fi’l-cenneti rahmetühû,
Sübhânellezî fi’l-kabri kazâühû,
Sübhânellezî fi’l-kıyâmeti adlühû,
Sübhânellezî fi’l-bahri sebîlühû,
Sübhânellezî rafea’s-semâe,
Sübhânellezî beseta’l-arda,
Sübhânellezî lâ melce’e ve lâ mence’e minhü illâ ileyh.”

Arefe günü öğleden sonra Hızır aleyhisselâm ile İlyâs aleyhisselâmın Arafât’ta buluştuklarında okudukları şu duâyı da –mümkünse– 100 defa okumalıdır:

“Bismillâhi mâşâallâhü lâ yasrifü’s-sûe illallâh. Bismillâhi mâşâallâhü lâ yesûku’l-hayra illallâh. Bismillâhi mâşâallâhü lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm."

Bundan sonra duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Teşrik Tekbîri | Kurban Kesemeyenler Ne Yapmalıdır?
« Yanıtla #1041 : 13 Ekim 2013, 00:50:07 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Elbette o kurbanların ne etleri, ne kanları Allâh'a erecek değildir. Ona sizden ancak takvâ erecektir...”
(Hacc Sûresi, âyet 37)




13
Ekim Pazar 2013

Hicrî: 8 Zilhicce 1434 - Rûmî: 30 Eylül 1429

Ankara'nın Başkent Olması (1923)


Teşrik Tekbîri

Hz. İbrâhim (a.s.) Hz. İsmâil’i (a.s.) kurban olarak kesmek üzere iken Cebrâil (a.s.) “Allâhü ekber Allâhü ekber” dedi. İbrâhim (a.s.) bu tekbîri işitince, “Lâ İlâhe illallâhü vallâhü ekber” buyurdu. İsmâil (a.s.) da “Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” buyurdu.

Teşrîk tekbîri, teşrik günlerinde alınan tekbir demektir. Mükellef olan her müslümana vâciptir. Bakara Sûresi’nin “Sayılı günlerde Allâh’ı zikrediniz...” meâlindeki 203. âyeti teşrik tekbirine işâret etmektedir.

Zilhiccenin dokuzuncu günü arefedir. Arefe günü sabah namazından başlayarak beş gün -ki, zilhiccenin 13’üncü, bayramın dördüncü günü- ikindi namazına kadar her farz namazın arkasından “Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd.” diye tekbir alınır. Toplam yirmi üç vakit eder.

Sol tarafa selâm verildikten sonra [b]ara vermeden, daha yerinden kalkmadan, mescidden çıkmadan ve dünyâ kelâmı konuşmadan[/b] tekbir getirmek lâzımdır. Teşrik tekbirini okumakta; münferid (namazını yalnız kılan), imâm, cemâat, mukîm, müsâfir, kadın-erkek herkes aynıdır. Namazın başında imâma yetişemeyen kimse de lâhık gibi yetişemediği rek’atleri kazâ edip selâm verdikten sonra bu tekbiri okur.


Kurban Kesemeyenler Ne Yapmalıdır?

Kurban kesmeye mâlî vaziyeti müsâit olmayanlar, bayramın birinci günü öğleden sonra altı rek’at namaz kılarlar.

Namaza şöyle niyet edilir: “Yâ Rabbi, âciz kulun kurban kesemedi. Kurban yerine şu vücûdumu huzûrunda yere sererek kurban ediyorum. Beni de kurban kesenler meyânına kabul eyle.”

1. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İnnâ enzelnâhü...,
2. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İnnâ a’taynâ...,
3. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn...,
4. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İhlâs-ı şerif,
5. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Felâk Sûresi,
6. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Nâs sûresi okunur.

Her iki rek’atte bir selâm verilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Âdemoğlu, Kurban Bayramı günü Allah için kan akıtmaktan (kurban kesmekten) daha sevimli bir iş yapmış olamaz.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)




14
Ekim Pazartesi 2013

Hicrî: 9 Zilhicce 1434 - Rûmî: 01 Teşrin-i Evvel 1429

Bugün Arefe. Yarın Kurban Bayramı.


Bayram Namazı Nasıl Kılınır?

Bayram namazının her iki rek’atindeki üçer adet fazla tekbirlere “zevâid tekbirleri” denir. Vâcip olan bu tekbirler, birinci rek‘atte kırâatten önce, ikinci rek‘atte kırâatten sonra alınır. Bayram namazı şöyle kılınır:

Bayram namazı kılmaya kalben niyet edilir. “iftitâh tekbiri”nden sonra eller bağlanır ve “Sübhâneke”den sonra imâm sesli, cemâat ise gizlice “Allâhü ekber” diyerek eller kaldırılır ve yanlara salınır; ikinci tekbir alınır ve eller yanlara bırakılır; üçüncü tekbir alınıp eller bağlanır. İmam açıktan Fâtiha ve zamm-ı sûre okur, cemâat dinler. Rükû ve secdeden sonra da ikinci rek‘ate kalkılır.

İkinci rek‘atte imâm, önce Fâtiha sonra bir sûre veya üç âyet okur. Sonra birinci rek‘atin başında alınan tekbirler bu kez kırâatın sonunda üç defa alınır ve eller hep yanlara salıverilir. Dördüncü tekbir ile rükûa gidilir, namaz tamamlanır.

Arefe ve Bayram Geceleri Ne Yapmalı?

Arefe ve bayram geceleri mümkünse Hatm-i Enbiyâ, Hatm-i İstiğfâr yapılır ve Tesbîh Namazı kılınır. (Hatm-i İstiğfâr, 1001 defa “Estağfirullâhe’l-azîm ve etûbü ileyk”  okumaktır.) (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kurban günü, bayram yapmakla emrolundum. Allâhü Teâlâ onu bu ümmet için bayram kılmıştır.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Nesâî)




15
Ekim Salı 2013

Hicrî: 10 Zilhicce 1434 - Rûmî: 02 Teşrin-i Evvel 1429

Bugün Kurban Bayramının 1. Günü. Kurban Bayramınız mübarek olsun.


Kurban Bayramı Günü Müstehab Olan Şeyler

1) Namaza gitmeden misvak kullanmak.
2) Gusletmek. (Boy abdesti almak)
3) Güzel bir koku sürünmek.
4) Temiz ve helâl elbise giymek.
5) Bayram sabahı erken kalkmak.
6) Kurban Bayram’ında fecr-i sâdıkın doğmasından evvelki vakitten (imsaktan) bayram namazını kılıncaya kadar oruçlu gibi, orucu bozan şeylerden uzak durmak.
7) İlk yediği şey kurban eti olsun diye yemeği namazdan sonraya tehir etmek. (Dürer) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kurbanın ciğerini yerlerdi.
8) Mümkün ise namaza yürüyerek gitmek.
9) Namazdan sonra başka bir yoldan dönmek.
10) Neşeli olmak.
11) Çok sadaka vermek.
12) “Tekabbelallâhü minnâ ve minküm” (Allah bizden ve sizden kabul buyursun.) diyerek akraba, komşu ve sevdiklerine duâ etmek ve onlarla musâfaha etmek.
13) Kurban Bayramı namazına giderken yolda sesli tekbir getirmek.

Kurban Kestikten Sonra Ne Yapılmalı?

Kurban kesildikten sonra 2 rek’at teşekkür namazı kılınır. Fâtiha’dan sonra birinci rek’atte 1 Kevser Sûresi (İnnâ a’taynâ...), ikinci rek’atte 1 İhlâs Sûresi (Kul hüvellâhü ehad…) okunur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Kurbanınızı kestiğinizde elinizdeki bıçağı bırakın. Sonra iki rek’at namaz kılın. Müslümanlardan hangisi bu iki rek’at namazı kılar da Allâhü Teâlâ’dan bir şey isterse Allâhü Teâlâ o kimseye elbette istediği şeyi verir.”

“Yâ Rabbi! Bu koyun (sığır veya keçi) sendendir, sanadır ve rızan içindir. Lütfunla ve kereminle halîl’in İbrâhim (a.s.) ve kurbanın İsmâîl (a.s.)’dan ve habîb’in Muhammed’den (s.a.v.) kabul ettiğin gibi kabul et; fazlın, lütfun ve kereminle yâ Ekrame’l-Ekramîn!..” diye duâ edilir, dînî ve dünyevî hâcetler istenir.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ana Baba Hakları | Nükte: Zihni Efendinin Kızları
« Yanıtla #1044 : 17 Ekim 2013, 18:48:17 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Allahü Teâlâ, bütün günahlardan dilediğini(n cezasını) kıyâmet gününe tehir eder. Ancak ana babaya karşı gelenin cezasını ölmeden önce hayatta iken verir.”
(Hadîs-i Şerîf, Hâkim, el-Müstedrek)




16
Ekim Çarşamba 2013

Hicrî: 11 Zilhicce 1434 - Rûmî: 03 Teşrin-i Evvel 1429

Bugün Kurban Bayramının 2. Günü. Kurban Bayramınız mübarek olsun.


Ana Baba Hakları

Ana babanın evlâdı üzerinde birçok hakları vardır. Ana babaya karşı gelmek büyük günahların en büyüklerindendir. Bu hususta birçok âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler vardır. Bu âyet-i kerîmelerden bazıları şunlardır:

“Onlara öff (bile) deme” (İsrâ sûresi, âyet 23.)

“…Bana ve ana babana şükret. Dönüş ancak banadır.” (Lokman sûresi, âyet, 14.)


Resûlullah (s.a.v.) buyurdular: “İnsanların kadınlarına karşı iffetli olunuz ki sizin kadınlarınız da iffetli olsun.
Babalarınıza iyilik edin ki oğullarınız da size iyilik etsinler.
Bir kimseye din kardeşi özür dileyerek gelirse -haklı olsun haksız olsun- onun özrünü kabul etsin. Eğer böyle yapmazsa (kıyâmet gününde) Kevser Havuzu’mda benim yanıma gelemez.”


“Allâhü Teâlâ, ana babaya karşı gelene, devamlı şarap içene ve yaptığı iyiliği başa kakana rahmet nazarı ile bakmaz.”  

Nükte: Zihni Efendinin Kızları

Bolu’da saatçi merhum Hacı Zihni Efendi’ye ilk çocukları dünyaya geldiğinde:

– “Zihni Efendi, bir kız çocuğun doğdu” diye müjdelemişler.
Sevinmiş güler yüzle:
– Makbulüm oldu, adı da “Makbule” olsun demiş.

İkinci kızının doğumunu müjdelemişler:
– “Zihni Efendi, bir kızın daha oldu,” demişler.
– Aman ne mürüvvet, adı da “Mürüvvet” olsun demiş.

Üçüncü kızını müjdelemişler.
– Pek çok memnun oldum, adı da “Memnune” olsun demiş.

Dördüncü kızının olduğunu müjdelemişler:
Ne büyük nimet, adı da “Nimet” olsun demiş.

Beşinci kızını müjdelediklerinde:
“Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ‘Kız çocuğu çok olanın, rızkı da çok olur.’ buyurmuşlar. Allâh'ın hikmetinden sual edilmez, bunun adı da “Hikmet” olsun demiş.




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Sevabı en süratli verilecek hayır, (yaratılmışlara) iyilik yapmak ve sıla-i rahimdir. Azabı en süratli verilecek olan şer (kötülük) zulüm ve sıla-i rahmi terk etmektir.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)




17
Ekim Perşembe 2013

Hicrî: 12 Zilhicce 1434 - Rûmî: 04 Teşrin-i Evvel 1429

Bugün Kurban Bayramının 3. Günü. Kurban Bayramınız mübarek olsun.


Resûl-i Ekrem'in (s.a.v.) Güzel Muaşereti

Seyyid-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) her hususda insanların en kerîmi idi. Herkes ile güzel görüşür, daima güler yüzlü bulunur. Sohbet esnasında -münasebetsiz bir lakırdı olmadıkça- kimsenin sözünü kesmezdi.

Ve her kavmin büyüklerine daima ikram eder, onları kendi kabilelerinin reisliğine tâyin buyururdu. Davetleri ve verilen hediyeleri kabul buyurur, mukâbilinde de hediyeler verirdi.

Dine aykırı olmayan hususlarda insanlara muhalefet etmek istemezdi. Hoşuna gitmeyen bir şey görünce -günah olmadıkça- görmezlikten gelirdi.

Hele Ashâb-ı Kirâm’ı hakkında pek iltifatkâr idi. Kendilerine rastgelince selâm verir, ellerini tutar, musâfaha eder, içlerinden görünmeyenleri araştırır, hasta olanları ziyarete gider, hatırlarını sorardı. Hattâ, ashâbı ile bazan latifeler de yapardı. Maamâfih, latifelerinde de birer hakikat parlardı.

Hz. Enes diyor ki: “Ben Resulullah'a on sene hizmet ettim. Hiçbir gün bana darılarak 'Of!.' demedi. Ve yaptığım hiçbir şey için 'Neden yaptın?', yapmadığım birşey için de 'Neden yapmadın?.' diye buyurmadı.”


Yarı Gölgeli Ay Tutulması

Yarın (18 Ekim Cuma) “Yarı gölgeli ay tutulması” meydana gelecektir.

Yeni Zelanda, Alaska ve Japonya’nın haricinde kalan her yerden görülebilecektir.

Tutulma Avrupa kıtasından yarı gölgeli olarak gözlenebilecek; Türkiye, Almanya ve Avusturya’dan parçalı olarak görülebilecektir. 

Tutulmanın büyüklüğü: 0.2718’dir.

Ay’ın gölgeye girişi: 18 Ekim 2013 23.50 (Türkiye Saati)

Tutulmanın ortası: 19 Ekim 2013       01.51    ”

Ay’ın gölgeden çıkışı: 19 Ekim 2013  03.49    ”



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Herşeyi İman Etti, Hatta Yüzüğü Bile | Yolculuk Âdâbından
« Yanıtla #1046 : 27 Ekim 2013, 23:33:38 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Ashâb-ı Kiram birbirleriyle karşılaştıklarında musâfaha ederler, seferden döndükleri zaman da kucaklaşırlardı.”
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-İman)




18
Ekim Cuma 2013

Hicrî: 13 Zilhicce 1434 - Rûmî: 05 Teşrin-i Evvel 1429

Bugün Kurban Bayramının 4. Günü. Kurban Bayramınız mübarek olsun.


Herşeyi İman Etti, Hatta Yüzüğü Bile

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.), Muâz bin Cebel’i (r.a.) Yemen’e göndermişti. Hz. Muâz oradan döndüğünde elinde “Muhammedün Resûlullâh” nakışlı bir yüzük vardı. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Bu yüzük nedir?” diye sual buyurdular. Hz. Muâz;

– “Yâ Resûlullâh, ben insanlara yazılar yazıyorum. Yazdıklarımın üzerine ilaveler ve noksanlıklar yapılmasın diye böyle mühür olarak kullandığım bir yüzük edindim.” dedi. Resûllullâh Efendimiz (s.a.v.) Hz. Muâz’a sordular.

– “Onun nakşında ne yazıyor?” Hz. Muâz;

– “Muhammedün Resûlullâh” dedi. Resûllullâh Efendimiz (s.a.v.);

– “Muâz’ın herşeyi iman etti, hatta yüzüğü bile” buyurdular. Sonra Resûllullâh Efendimiz (s.a.v.) o yüzüğü alıp mühür olarak kullandılar.


Yolculuk Âdâbından

Bir kimse yolculuğa çıkarken bilhassa hacca giderken ailesine, akraba ve komşularına, kardeşlerine veda edip onlardan duâ ister. Onlarla helâlleşir. Gücü yettiğince kalblerini hoşnud etmeye çalışır ki duâyı ihlasla yapsınlar. Zira Allâh onların duâsını onun hakkında hayırlı kılar. Müsâfirin hayır ehlinden tavsiye talebi de müstehabdır.

Yolcular, uzun yola çıkanlar geride kalanları Allâh’a emânet eder.

Evinden çıkarken “Bismillâhi tevekkeltü alellâh, lâ havle velâ kuvvete illâ billâh.” (Allâh’ın ismiyle çıkıyorum, Allâh’a tevekkül ettim. İsyandan dönmek ve taatde kuvvet ancak Allâhü Teâlâ iledir.) der.

Mümkün oldukça yanına yoldaş bulmaya ve toplulukla yolculuk etmeye çalışır. Bunda dînî ve dünyevî faydalar vardır.

Bir menzilde durduğunda “Rabbi enzilnî münzelen mübâreken ve ente hayru’l-münzilîn.” (Ya Rabbi, beni mübarek bir yere indir ve indirenlerin en hayırlısı sensin. (Mü’minun, 29) der.

Yolda arkadaşlarıyla gâyet geçimli ve güler yüzlü olur. Başkasına yük olmamaya çalışır. Dâimâ abdestli bulunmaya ve abdestli uyumaya çalışır. Dilinden Allâh’ın zikrini eksik etmez. Yolda her makam ve herhale uygun duâları okur.




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hâce Yûsuf Hemedânî Kuddise Sirruhû
« Yanıtla #1047 : 27 Ekim 2013, 23:40:54 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kıyâmet gününde isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyle ise isimlerinizi güzel koyunuz.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Ebû Dâvûd)




19
Ekim Cumartesi 2013

Hicrî: 14 Zilhicce 1434 - Rûmî: 06 Teşrin-i Evvel 1429

Hâce Yûsuf Hemedânî Kuddise Sirruhû

Silsile-i Sâdât’ın sekizinci altın halkası Yûsuf Hemedânî Hazretleri Hicrî 440 (m. 1048) senesinde Hemedan’da doğdu. Künyeleri Ebû Yakub, babasının ismi de Yakub’dur. İmâm-ı Âzam Hazretlerinin torunlarındandır. Hanefi mezhebinden idi. Zâhirî ilimleri öğrendi; kemal mertebesine ulaştı.

Bundan sonra, ibadet, riyâzet ve mücâhede yolunu seçti ve Silsiletü’l-Müceddidînin yedinci halkası, Ebû Ali Fârmedî (k.s.) Hazretlerine intisab etti, Seyr u sülûkünü tamamladı.

Yaya olarak otuz yedi defa hac yapmış, binlerce defa Kur’ân-ı Kerîm’i hatmetmiştir. Gece namazının her rek’atinde bir cüz Kur’ân-ı Kerîm okurdu. Tefsir, hadis, fıkıh, usûl ve furûa dair yedi yüz metin kitap ezberlemiştir. Yedi bin putperestin Müslüman olmasına vesile olmuştur. Hayatının büyük bir kısmını yolculukta geçirdi. Hayatının sonuna doğru Semerkand’a geldi ve evlendi. Her ayın başında Semerkand halkını ve âlimlerini davet eder, ilmî konuşmalar yapardı. Hızır (a.s.) ile sohbet ederdi. Güzel ok atardı. Göz hastalıklarına ve ağrılarına ilaç yapardı. Yazısı çok güzel idi. Çarşıda pazarda pişmiş şeyleri yemezdi. Odasında hasır, keçe, iki minder ve ibrikten başka bir şey yoktu. Ders okutur, çok nafile namaz kılar ve oruç tutardı.

Son zamanlarında bazan Herat bazan Merv’de kaldı. Herat’tan Merv’e giderken yolda, 535 (m. 1140) senesinde vefat etti. Vefat ettiği yere defnolundu. Daha sonra na’ş-ı şerîfleri Merv’e naklolundu.

Vefâtı yaklaşınca müridlerinden Hâce Abdullah Berekî, Hâce Hasen Endâkî, Hâce Ahmed Yesevî ve Hâce Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretlerine hilâfet verdiler. İrtihalinden sonra irşad vazifesini Hâce Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri devam ettirmişlerdir.

Yûsuf Hemedânî Hazretlerinin, Menâzilü’s-sâlikîn, Menâzilü’s-sâirîn ile Farsça Rütbetü’l-hayat ve Arapça ‘Risâle fi enne’l-kevne müsehharun li’l-insân’ isimli bir risâlesi vardır.




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hayvanlara İyi Davranmak | Devlete Yadigar
« Yanıtla #1048 : 27 Ekim 2013, 23:50:08 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki eğer bu ümmetten bir Yahudi veya Hıristiyan beni işitir de sonra benimle gönderilen (Kitaba, dîn)e iman etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur.
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)




20
Ekim Pazar 2013

Hicrî: 15 Zilhicce 1434 - Rûmî: 07 Teşrin-i Evvel 1429

Hayvanlara İyi Davranmak

İslâm dîninde bütün mahlûkata şefkatle davranılması bir vazifedir. Bilhassa hayvanlara zulmedilmeyip iyi bakılması lâzımdır. Hayvanları pek ziyade yormamalı, dövmemelidir. Hayvanlara zulmün cezası ağırdır. Çünkü hayvanların Hak Teâlâ’dân başka yardımcısı yoktur.

Hadîs-i şerîfte “Allâhü Teâlâ’dan başka yardımcısı bulunmayanlara zulmedenler hakkında Hak Teâlâ’nın gazabı pek şiddetli olacaktır.” buyurulmuştur.

Hayvanların hakları vardır. Ehlî (evcil) hayvanların yiyeceklerini içeceklerini vaktinde vermek, vaktinde tımar etmek, haklarında rıfk ile, merhamet ile muamelede bulunmak lâzımdır. Her hayvan başka bir hizmet için yaratılmıştır. Meselâ: Sığır hayvanları arabalara koşulmak, tarlalarda çalıştırılmak için yaratılmıştır. Bunlara binilmemeli, bunların sırtlarına merkepler gibi yük yükletilmemelidir.

Zararlı olmayan serçe, hüdhüd gibi küçük kuşları vs. hayvanları beyhude yere öldürmemelidir.

Hiçbir hayvanın yüzüne vurmamalı ve yüzünü dağlamamalıdır. Hiçbir hayvanı nişan almak için hedef tutmamalı, kuşların yuvalarına geceleyin gitmemelidir.

Yılan, akrep, fare, çaylak, kara karga, kudurmuş köpek gibi zararlı hayvanlar öldürülür. Ancak hiç bir hayvanı -ne kadar zararlı olursa olsun- ateşe atarak öldürmek caiz değildir.

“Öldürülecek bir yılanın veya akrebin eşi, intikam alır.” diye söylenilen sözlerin aslı yoktur. 


Devlete Yadigar

Osmanlı âlimlerinden Münîb Efendi her eser yazdıkça sarayın iltifâtına mazhar olur, kendisine rütbe verilirmiş. Talebesi Atâullâh Efendi’ye Şeyhülislâmlık verilince, ona da Kazaskerlik rütbesi verilmiş.

Münib Efendinin arkadaşlarından Süleyman Molla tebrik için gelip: “Siz her rütbeye bir eser ile nâil oldunuz. Acaba bu rütbeye hangi eserle nâil oldunuz?” diye sormuş. Münîb Efendi:

“Evet, demiş, bu defa da bir şeyhülislâm yetiştirip devlete yadigâr ettim”. 



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9211
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Haccın Fazîleti
« Yanıtla #1049 : 27 Ekim 2013, 23:55:13 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

“Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü kabirler size âhireti hatırlatır.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)




21
Ekim Pazartesi 2013

Hicrî: 16 Zilhicce 1434 - Rûmî: 08 Teşrin-i Evvel 1429

Haccın Fazîleti

“Hangi amel daha fazîletlidir.” diye sorulduğunda Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): “Allâh’a ve Resûlüne îmân” buyurdu.

“Sonra hangisidir?” denince

“Allâh yolunda cihâddır.”

“Sonra hangisi” diye sorulunca

“Mebrûr hacdır” buyurdular. “Mebrûr”, hiç günah karışmıyan demektir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.):

“Mebrûr haccın mükâfâtı ancak cennettir.” buyurdular. Hz. Ömer (r.a.):

“Haccın mebrûr olması ne iledir” diye sorunca;

“Yemek yedirmek ve selâmı yaymak (müslümanlara selâm vermek) iledir” buyurdular.

Haccın kabûl edildiğinin alâmeti döndükten sonra hayırlı amellerin çoğalıp günahlara bir daha dönmemektir.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): “Allâh’ım, hacıları ve onların istiğfâr dilediklerini mağfiret et” diye duâ ettiler.

Büyüklerin bir âdeti şöyle idi: Günahlarla kirlenmeden önce hacıyı karşılarlar, alınlarından öpüp duâ etmesini isterlerdi.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

“Beş duâ vardır ki reddolunmaz: Dönünceye kadar hacının duâsı, dönünceye kadar gazinin duâsı, hakkını alıncaya değin mazlûmun duâsı, iyileşinceye kadar hastanın duâsı ve kardeşin din kardeşine gıyâben yaptığı dua.

Bu duâların en hızlı kabul edileni kardeşin din kardeşine gıyâbında yaptığı duâdır.”

Hz. Ömer (r.a.), Resûlullâh’dan umre için izin istedi. Resûlullâh izin verdi ve sonra “Ey kardeşim, duânda bizi unutma” diğer rivâyette “Duâna bizi de ortak et” buyurdular. Hz. Ömer “Resûlullâhın “Kardeşim” buyurması bana üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir.” dedi.

Hz. Hasan (r.a.) buyurdu: “Hacı yola çıkarken onu uğurlayınız, ondan duâ isteyiniz, döndüğünde de karşılayıp günahlara dalmadan önce musâfaha ediniz.”