Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Çok yaşamanın sırrı

Başlatan Ay Iıığı, 19 Ocak 2009, 23:52:32

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ay Iıığı


(Çok daha uzun süre hayatta kalmanın sırrını gerçekten fark ettim galiba!
Bunu size de söylememi ister miydiniz?)



Bir ölümcül hastaya; “sağlıkla geçireceğin altı ayın olsa ne yapardın” diye sorulsa cevabı ne olurdu?..

Bu bilmeceden de kolayı şu: Allah göstermesin, ama varsayalım ölümcül hastalığı olan sizsiniz! Ve son anda, sanki bir ikramiye gibi, size; “tamamen sağlıklı olarak geçirebileceğiniz bir sene” bağışlansa ve bu durum da size bildirilse...

Bu bir seneyi nasıl kullanırdınız?

İşte bu sorunun cevabı; uzun yaşamanın, yani ömrünü uzatmanın da sırrıdır!..

Öleceği kesin birini misal vermiştik ya; o kişi ben’im mesela veya sensin, yahut başkası! Zaten, “öleceği kesin olmayan” bir âdemoğlu, bir tek tane mahlûk göstersenize bana!..

Şimdi soruya dönelim:
Öleceği kesinleşmişken, bir yıl daha ve hem de sağlıklı yaşayabilme “ikramiyesi” kazanmış adama, “bu bir yılı nasıl kullanacağı” sorulsaydı, acaba;

“-Gündüz, televizyonda üç saat evlendirme programı... Akşamüstü iki saat yemek programı... Sonra üç saat yarışma, ardından film ve son olarak da varsa spor, yoksa paparazzi dedikoduları izlerdim!..” Diyebilir miydi gerçekten?

Veya tam da ölmek üzere olan bir kadına; “son kırk senende ne yaptın” diye soracaklar. Sorunun cevabını da istatistik yapan kurumlar verecek:

“Televizyon seyretti, hem de 40 yıldır ve hem de şu, şu, şu kanalları!..”

Şimdi elinizi vicdanınıza koyarak bana söyleyin:
Bu yazımız tarihe geçmez mi?


Kanepesinin, televizyon karşısındaki kısmı artık oturmaktan delinmiş olan kimsenin son 40 yılıyla;
...kitaplarının, çarşı esnafının, öğrencilerinin, müşterilerinin, akrabalarının içinde
“y-a-ş-a-y-a-n” birinin 40 yılı aynı uzunlukta mıdır?

Hayat çok güzel, artık yaşamaya var mısınız?

 

Stop
Muammer Erkul
09 Ocak 2009 Cuma

lalegül

Çok güzel bir paylaşım
teşekkürler...
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)