Gönderen Konu: Bir Bebeğin Duası  (Okunma sayısı 516503 defa)

0 Üye ve 136 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #405 : 09 Şubat 2006, 20:04:39 »

Resulullah Aşkındandır

 
Hep enbiya evliyalar aşıktırlar Peygamber'e
Hak rızası bulanlar,Resulullah aşkındandır
                           
Yüreğim dağladıklarım, su gibi çağladıklarım
Aşkından ağladıklarım ,Resulullah aşkındandır
                           
Aşk oduna yanmışam, mest ü müdam olmuşam
Kıydım tatlı bu canıma ,Resulullah aşkındandır
                               
Ya Resul göster cemalini, miskin Sıddık aşıkın
Gözlerimden akan yaşlar ,Resulullah aşkındandır


Sıddık Naci Eren Balıkesiri
İlahiler ve Kasideler s.46
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #406 : 09 Şubat 2006, 20:16:06 »
---EFENDİM---

 

 Efendim;

İsmin anıldığında doluyor gözlerim, sızlıyor yüreğim derinden,

Hatıran canlanıyor gönlümde, muzdaribim olamadım bir Hureyren,

Çölde bir kum tanesi düşünüyorum geçiyorum kendimden,

Her gün basarsın üstüme diye hasretle bekliyorum.

 Efendim;

Yine gelmişde geçiyor bizler seni görmeden bir kutlu doğumun daha,

Her gece seni görmeyi arzu ederken bir mutlu doğumu daha,

Olurmuydu hayatın manası sen şenlendirmeseydin yeryüzünü,

Nasip olurmu bilmem görmek hayatta iken O Gül yüzünü.

Efendim;

Hayalin canlanıyor gözümde yürürken o güzel Medinende,

İnsanlığı aydınlatan o muhteşem güzelliğinle,

Seni göremedim lakin isterdim asrında olaydım bir dâne,

Geçtiğin yollarda ayağına takılayım da erişeyim nazarına.

Efendim;

Sen Medineye geldiğinde bir kutlu Muhacirdin,

Sen dünyaya gelmeden gelmenle müjdelendin,

Her zaman düşündüğün senin için her şey ümmetin,

Sen hayatındada vefatındada alemlere rahmettin.

Efendim;

Nasıl sevmeyelim seni Ol Mahbubu Hüdasın,

Hem haber veriyor O Furkan ki Raufur Rahimsin,

Övüldün geçmişte peygamberler haber verdiler senden,

Kiminin dilinde Faraklit, diğerinde Ahmed'din.

Efendim;

İsmin anıldığında doluyor gözlerim, sızlıyor yüreğim derinden,

Hatıran canlanıyor gönlümde, muzdaribim olamadım bir Hureyren,

Çölde bir kum tanesi düşünüyorum geçiyorum kendimden,

Her gün basarsın üstüme diye hasretle bekliyorum.

Efendim;

İnsanlık Hamdi senden öğrendi, nankörlüğün en Karanlığını yaşarken,

Manası olmayan her şey anlam kazandı , beşer kızlarını gömerken,

Zira yılanlar hicretinde seni görmek için mağaralarda beklerken,

İnsanlık sırtlandan beterdi, acımasızca birbirini parçalarken.

Efendim;

Teselli ederdin mağarada o kutlu arkadaşını senin için ağlayıp üzülürken,

Üzülme Allah bizimledir derdin müşrikler kapında beklerken.

İzin alırken umre için senden O celalli Ömer'in,

Tevazuda en son had, derdin "kardeşciğim benide unutma duandan".

Osman'ın iki cihanda sevdiğin müjdelediğin Zinnureyn'in,

Damadı olmakla şereflendi, o iki cihan serverinin,

Savaş meydanlarında seni anlatır ilmin kapısı o güzel Ali'n,

Der ki; 'en sıkıntılı anlarda saklanırdık O korkusuz Peygamberin'.

 Efendim;

Senin bulunduğun zaman insanlığın saadet asrıydı,

Senin doğumunla ilk yıkılan Kisranın kasrıydı,

Sönen Mecusilerin bin yıllık ateşiydi,

Gelişin gönüllere girecek sevdanın vaktiydi,

Gelmişti zamanı artık, gerçek aşk faslıydı.

 Efendim;

Asrımıza senin hatıran seni anlatan bir gül goncası gibi sünnetin,

Hiç beklemiyordu belki seni bu gün beklediği gibi ümmetin,

Okunuyor dillerde yine o günkü gibi sevgiyle mevlidin,

Aminenin çiçeği Ezvac-ı Tahiratın gülüydün.

 Efendim;

İsmin anıldığında doluyor gözlerim, sızlıyor yüreğim derinden,

Hatıran canlanıyor gönlümde, muzdaribim olamadım bir Hureyren,

Çölde bir kum tanesi düşünüyorum geçiyorum kendimden,

Her gün basarsın üstüme diye hasretle bekliyorum.
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #407 : 13 Şubat 2006, 09:50:46 »
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #408 : 13 Şubat 2006, 17:59:38 »





Efendim!... Gül efendim, güzel efendim. Efendim.

İnsanlığın güzeli, güzel insan. İyiliğin ve hayrın
temsilcisi. Efendim.

Ey yeryüzüne sevgiyi,merhameti ve adaleti getiren
güzel insan.

Sen sahipsizlerin sahibiydin, sen kimsesizlerin
kimsesi. Yetimler Sana sığınırdı, gariplerin ocağı
sendin.

Sen olmayınca yetimler,garipler kime sığınacak, kim
okşayacak yetim çocukların başlarını..Yetimler,garipler Sensiz kaldı efendim,
yüreğinin sıcaklığını Senden alanlar da olmasa..

Sen nurun,Sen aydınlığın, Sen temizliğin
temsilcisiydin. biz, biz kirlendik efendim. insanlık
kirlendi efendim. yürekler karardı
efendim,aydınlığını,nurunu Senden alanlar da olmasa.

Sen tutardın elimizden,cennete doğru götürürdün.
Şaşkınlar senin rehberliğinde doğru yola erişti. Sen
olmayınca nicemiz yolunu şaşırdı Efendim.

Sen ölçüyü öğretmiştin bize efendim. Sen olmayınca
ölçü bozuldu.karalara ak, aklar kara dendi.

Sen ışığımızdın Efendim,Senin o pâk yüzün, o nurlu
kalbin aydınlatırdı bizi. Işığımızı söndürdüler
Efendim, güneşimize kastetti yarasalar. Bülbüller
kovuldu şehirlerimizden. Güvercinlerin kanatları
kırıldı. Güller koparıldı.

Senin sıcacık yüreğin yüreğimiz ısıtırdı efendim.
Sen olmayınca insanlar üşüyor, yürekler üşüyor
efendim. Sen olmayınca çağ üşüyor..yüreğinin
sıcaklığını senden alanlar da olmasa.

Sen alemlere rahmettin, sen merhamet doluydun
efendim. Sensiz şehirler merhameti kaybetti
efendim,yetimler sahipsiz kaldı, güvercinlerin
kanatlarını saracak bulunmadı..merhameti senden
öğrenenler de olmasa.

Gül efendim,güzel efendim.. yine de kainat üzerinde
her ne güzellik varsa Senden kalanlar..Senin
aydınlığınla aydınlananlar.

Merhamet dolu Efendim, Senin o aydan aydınlık yüzüne
bakacak yüzümüz yok.yok lakin senin şefkatini,senin
merhametini biliyoruz efendim. Bırakma n'olur
ellerimizi.kovma n'olur Kevserinin başından.

Efendim. gül efendim, güzel Efendim.benim
efendim.canım efendim.

Bilemedik,bilemediler kıymetini..Bilenlerin çoğuysa
şimdi senin dizin dibinde. Olsun ne çıkar değil mi
ki, alemlerin sahibi Seni kıymetli kıldı.

Sen tabibimizdin, Sen sevdiğimizdin efendim. Ne
zaman dara düşsek, ne zaman yüreklerimiz ve yeryüzü
bizi sıksa sana koşardık, bilirdik ki Senin yüreğin
okyanuslardan genişti. Şimdi kimlere koşalım
efendim,nurunu Senden alanlar da olmasa.

Efendim, gül efendim güzel efendim. efendim.

Salih Yağmur
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #409 : 15 Şubat 2006, 09:48:25 »
Ey; gözlerinde cenneti saklayan, ayağını bastığı yerler cennet kokan
nebi!.

Ey; Yaradan'ın en guzel eseri!. "Sen olmasaydın, sen olmasaydın..
alemleri yaratmazdım!." dedigi!. Var oluşunun şerefine, bütün varlığı hediye ettiği!.

Ey; insanoğlunun ufku -en güzel insan.. Allah'ın sevgilisi, kainatın
gozbebeği!.

Ey; rahmeten li'l-alemin!.

Senden şefaat dilenen biçarelerin en sefiliyim, desem.. şefaat eder
misin?.

Ey; kupkuru çölleri cennete ceviren gül!.

Ey; gönlünden gül dökülen resul!.

Küçak kız çocuğunun elinden tutup da giden, kuşu ölen çocuğa
başsağlığı dileyen.. gözlerinden yaş dökülen devenin gözyaşlarını silen
resul!.

Benim de gözümün yaşını siler misin?.

Küçük kız çocuğunun tuttuğu gibi tutsam elinden; yüreğimden binlerce
kuş uctu, bin'i de öldü desem.. bana cennet kuşlarından bir kuş bahşeder
misin?.


Ey; Islam'ın peygamberi!. Sevda ikliminin, en güzel mevsiminin.. en
guzel çiçeği!. Ama mahzun, ama kederli...

Daima düşüncede, daima hüzün icinde ömründe, bir defa bile, kahkahayla
gülmemiş.. gül yüzlü, güler yüzlü sevgili!.

Gözlerimi yumsam, ve; hulyana dalsam.. o gül kokulu gülüşün ile, benim
de gözlerimin içine güler misin?.

Bir kerecik olsun seni düşünerek başımı koyduğum olmuşsa yastığıma,
tutunduğum olmuşsa sana ve senin sevdana.. işte onun, işte onun hatrına!.

Ey; gözünü sevdiğim, özünü sevdiğim, sözünü sevdiğim!.

Ey; gönlümün sultanı efendim!. Ümidim, muradım, kurtarıcım, mujdecim...

Seninle Kevser havuzunun başında bulusabilecek miyim?. desem..
bulundugun yerden, yureğime bir damla su serper misin?.

Seni sevsem!. Cok, cok sevsem!. Öyle cok sevsem ki; sen koksa özüm,
yüreğim.. sen koksa nazım, edam.. gönlüm sen dolsa, benim herşeyim sen olsan !

Ali'n, Fatıma'n gibi olsam!. Seni, onlar gibi seviyor olsam.. sen
de; beni, onları sevdiğin gibi sever misin?.

Ey; bize bizden daha ziyade merhamet eden!. "Ümmetim, ümmetim!."
diyerek, üstümüze titreyen!.

Ey; en ziyade muhtacımız, en cok isteyenimiz!. Bizi, Hak'tan
dileyenimiz!.

Sen, umanı umutsuzluğa düşürmezsin!. Sen, senden isteyeni geri
çevirmezsin!.

Senden, senin rahmetini dilesem.. ey; alemlere rahmet olsun diye
gönderilen, banada rahmet eder misin?

Ey; Rahim!. Ve.. ey; Kerim!.

Asr-ı saadet'ten değilim!. Kokladığın gül, soludugun hava, yediğin
hurma, içtiğin süt, okşadığın kuzu, bindiğin deve, avuçladıgın kum dahi
değilim!. Bir kez olsun, yüzüne yüz sürmedim!.

Lakin; ben, senin.. "Kardeşlerim!." dediğindenim!. Ve; sana ve
sünnetine revan olmak isteyenlerdenim!. Ve lakin; daha hala sevgili Veysel Karani'nin tırnağının ucu misali bile değilim, desem.. bana da
hırkandan gonderir misin?.

Doğduğun günün, gecenin hürmetine.. bu gün ve gece; yüreğime, bir nur
olup düşer misin?.

Sevgili Peygamberim!. Rabbim; sana ve, senin al ve ashabına..
ağaçların yaprakları, denizlerin dalgaları ve yağmurların damlaları
sayısınca salat, selam ve bereketler ihsan eylesin; amin!.
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #410 : 15 Şubat 2006, 20:18:56 »
Esselatü Vesselamü Aleyke ya Resûlullah!

Esselatü Vesselam Aleyke ya HabibAllah!



Sevgili Peygamberim! Sana bu mektubu bir Nisan ayının son gününde, ömrümün yarı yılı geçmiş, belki de tükenmiş bir bahar akşamında yazıyorum. Yine sana özlem doluyum, yine hasret doluyum, sana duygularımı nasıl anlatayım bilemiyorum.

Belki de şöyle başlamalıyım.

Ey güzeller güzeli, Rabbimin sevgilisi! Bu Nisan ayının güzelliği kadar güzel şu parlayan ayın ışığından daha parlak, şu mis gibi kokan hanımellerinden de güzel kokulu. Şu kırmızı güllerin güzelliğinden de güzel ve zarafetinden de zarif, ey tüm insanların sevgilisi! Ey Ebubekir'in dostu, Ömer'in yoldaşı, Ali'nin kılıcı, Osman'ın hayası, selam olsun sana!

Sevgili Peygamberim, gönül yoldaşım, sırdaşım, arkadaşım, sevgilerin en güzeli ile sevdim seni. Seni sevmek ne kadar güzelmiş, yaşımın olgun bir zamanında ancak anlayabildim. Seni tanıdıkça sevdim, sevdim, sevdim.

Sana olan özlemimi anlatmak için Asr-ı Saadette yaşayabilseydim, bu sevdayı seninle paylaşabilseydim, yüreğimizi daraltan sıkıntıları sana anlatabilseydim. Senin tozun toprağın olabilseydim Efendim. Sorma bizleri ne olursun, bizler ne haldeyiz, senin bıraktığın yerlerde ne yazık ki değiliz. Senin ümmetin makam, mevki, mal, itibar peşinde. Hiç kimse sormuyor artık zenginin malı helalden mi haramdan mı? Mevki ve makam sahipleri o yerleri gerçekten hak ediyor mu? İnsanları ağlatanlar, ağlatmaktan zevk duyar oldu. Fakir fukara ne halde, hiç kimse sormaz oldu. Mevki ve makam sahipleri bulundukları yerleri kaybetmemek için, haksızlığa göz yumuyor.


Senin zamanında böyle değildi Efendim.

Ey güzeller güzeli bizleri seyretmektesin. Ümmetinin halini hepsini bilmektesin. Senden dua bekliyoruz Efendim. Medine'nin sıcak meltemleriyle nur ve ışık saracak rahmet bulutlarını gönderiver. Allah'tan gelen her şeye teslimiz, sabır ediyor ve şükrediyoruz, ama artık bu sıkıntılarımız bitsin istiyoruz.

Diyeceksin belki de, sizler bunları hak ediyorsunuz. Benim sünnetime Rabbimin emrine karşı geliyorsunuz. Beni gerçek anlamda sevmiyorsunuz.



Hayır Efendim. Gerçekten seni çok seviyoruz, baktığımız her yerde seni görmeye çalışmaktayız, ama belki de bizler nefislerimizin kurbanıyız. Bir çiçeğe senin gibi bakmayı bilmediğimiz için, toprağın yeşermesini, ağacın yeşillenmesini, bir ananın çocuğunu sevmesinden ibret almayı bilmediğimiz için böyleyiz. İşte onun için belki de Asr-ı Saadette yaşamak istiyoruz. Senin teslimiyetini görmek şükrü eda edişini seyretmek, seninle aynı mekanı paylaşmak ve aynı havayı solumak için istiyoruz.
Belki de sana şöyle seslenmek istiyoruz.

Ey Sevgililer Sevgilisi nerdesin?
Gel artık yüzyıllar geçti aradan
Bir dua iklimiyle gel ne olur
Bir rahmet deniziyle gel ne olur
Sil bütün kanayan yaraları
Aydınlat yeniden bütün dünyamızı
Işık saçarak nur saçarak gel
Gel de ey güzeller güzeli
Nasıl gelirsen gel


Efendim, altı sene önce Hacda çok güzel duygular yaşadım. Medine'nin mis kokuyordu havası, meleklerin miski amberdi kokusu. Adım adım yaşadım, ama dayanamadım. Senin soluduğun havayı solumak, senin gezdiğin toprakta gezmek, Uhud Dağını seyretmek, Hamza'nın şehit oluşunu hayal etmek öyle güzeldi ki, Rabbim tekrarını nasip etsin inşaAllah.


Ya Nebi! Sana olan özlem hiç bitmiyor, dinmiyor. Rabbimin yarattığı her şeyde, Onun azametini görmeye, senin 'Ümmetim, ümmetim' diye seslenişini duymaya çalışıyoruz. Senin yolundan belki de tam olarak gidemiyoruz, ama senden şefaat bekliyoruz. Bir gün gelip bu dünyadaki görevimiz bittiğinde bizi gerçek alemde kucaklamanı bekliyoruz. Sana selam olsun ey Sevgililer Sevgilisi. Kalbimiz yanarak özlemimiz bir kat daha artarak yalvarıyoruz Rabbimize. Bizi sana layık ümmet etsin. Layık etsin ki ebedi alemde ebediyen seninle olalım.

Şimdilik hoşçakal Efendim.

Selma Kar
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #411 : 16 Şubat 2006, 17:55:04 »
SEN
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammedsin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim.
(Şeyh Galip)

Vahiy meleği Cebrail aleyhisselam, anlatıyor:

-Hazret-i Allah, beni yarattı. Onsekizbin yıl arz altında kaldım...

-Ey Cebrail seni kim yarattı?

-Sen yarattın yara Rabbi. Her şey senin ve sen her şeyi yaratansın... Bense... ben, güçsüz ve ihtiyaç sahibi bir mahlukum.

Konuşmadan sonra bir onsekizbin yıl daha geçti... Yüce Allah yine sordu:

-Seni kim yarattı?

-Ya Rabbi, beni yaratan; öldürmeye ve diriltmeye kudreti olan sensin. Bense kuvveti hiç bir şeye yetmez biçarayim.

Üçüncü onsekizbin yıl da geçti...

-Ey Cebrail, ben kimim, sen kimsin?...

-Allahım sen her şeyin yaratıcası ve sahibi; bense bir kulcağızım.

Bu cevabımın peşinden bir merakımı dile getirdim:

-Ya Rabbi benden üstün bir varlık halkettin mi?

-Karşına bak, buyurdu...

Yüce emre uyarak gösterilen yere baktığımda mbir nur gördüm. Ama nasıl bir nur? Güzelliğine hayran kaldım. Dört tarafında da dört ayrı nur?

-Allahım, gözlerimi alan bu harika aydınlık da ne?

-Seni, ne kadar melek varsa hepsini ve bütün her şeyi aşkına yarattığım nur!... O, en aziz kulum ve Peygamberimdir. O, canlı cansız her şeyin en üstünü ve en hayırlısı olan Muhammed Mustafa'dır "sallAllahü aleyhhi ve sellem"

Sordum:

-Ya çevresindeki nurlar?

-Sağındaki Ebu Bekir Sıddik, solundaki Ömer ibni Hattab, önündeki Osman bin Affan, ardındaki Ali İbni Ebi Talib'dir. "RadıyAllahü teala aleyhim".

-Ya Rabbi; bu beş kişinin diğer insanlardan üstün bir tarafı olmalı!

-Bu beşi kendime dost seçtim. Onları seven beni sevmiş, düşmanlık eden bana düşman olmmuş olur. Bunları sevenleri cennete, sevmeyenleri cehenneme koyacağım.

Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed'in
Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in

İlk insan Adem Peygamber, arş üzerinde "La ilahe illAllah Muhammedün Resulullah" yazısını görünce ismin sahibinin erişilmezliğini anladı. Ancak O'nun ismi sadece göklerin en yükseğini mahyalandırmamıştı. Kelime-i tevhid cennette her sarayda, her yaprakta, her çiçekte, her bucakta okunuyordu.

Adem aleyhisselam, bu hali oğlu Şit Peygambere anlatıyor:

-Cennette O'nun ismi ile güzelleşmemiş bir tek köşe bile görmedim. Her yan ve her yön o şerefli ismin pırıltılarını aksettiriyor.

-Peki, babacığım hanginiz daha kıymetlisiniz?

Şit aleyhisselamın sualine Adem Peygamber cevap vermek istememiş olacak ki sükutu tercih etti. Ne var ki aynı sual üçüncü kere tekrarlanınca ezeli hakikat daha o günden açıklandı.

Alemlerin Rabbi buyurdu:

-Ya Adem! Her şeyi senin için yarattım, seni ise o seçilmiş için!!! Cenneti o'nunla ve o'nun ümmetiyle dolduracağım. Kendisine arap dili ile Kur'an-ı kerim indireceğim. Bu kitabın emir ve hükümleri, hiç değişmeyerek dünyanın sonnuna kadar devam edecektir. Bu peygamber, benim en sevgili kulumdur. İyiliği her insana ulaşacaktır. O'na uyanlar seçkin kullarımdan olur. Büyük şefaat sahibidir. İsmi yer yüzünde "Muhammed" göklerde "Ahmed"dir. O'nu dünyanın sonuna yakın göndereceğim. Hiç bir Peygamber O'ndan üstün olmadığı gibi, hiç bir ümmet de O'nun ümmetinin sayısına varamayacaktır. Ümmeti abdestli gezer. Öyle ki bunların yerdeki nurları yıldızların gökteki aydınlığı gibidir.

Ol dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem,
Okundu hatm-i kelam, şannına Muhammed'in

Adem babamız, cennetten çıkarılınca, üç yüz sene göz yaşı döktü. Çok üzgün ve çok pişmandı. Gaibden gelen bir sesin de hatırlatması ile el açıp-cennette iken Cebrail aleyhisselamdan öğrendiği bazı isimleri araya koyarak-dua etti:

-Ya Adem, kıyamete kadar gelecek evladının günahlarının bağışlanmasını isteseydin bu isimlerin sahiplerinin sevgisi için yine kabul ederdin...

Hep erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler
Zikr-ü tevhid ettiler, nuruna Muhammed'in

O, müthiş tufandan önce Nuh aleyhisselama bir gemi yapması buyurulunca yüzyirmi dörtbin dört tane tahta hazırladı. Ve Cebrail'in tenbihi ile her tahtaya bir Peygamberin mübarek adını yazdı. Ancak ertesi gün tahtalardan isimler silinmişti. Olaya çok üzüldü. İsimleri tekrar yazdı. Devrisi sabah yazılar yine silindi. Bir daha yazdı ama bir sonraki gün tahtalar bomboştu... çok müteessir oldu... bir tuhaflık vardı bu işte. Sır, gelen vahiyle çözüldü.

-Tahtaların ilkine benim, sonuncusuna da habibim Muhammed Mustafa aleyhisselamın adını yaz ki şeytan öbür isimleri silmesin.

Nuh Peygamber, emredildiği gibi yaparak çalışıp gemisini tamamladı. Fakat dört tahta artmıştı. Bunu Cebrail aleyhisselamla konuştu:

-Ya Cebrail, fazla gelen dört tahtayı ne yapayım?

Vahiy meleği suali Hak teala'ya sundu.

İnsanlığın ikinci babası Nuh Peygambere haber geldi.

-Ey büyü peygamber! O dört tahtaya son peygamberimin dört halifesinin isimlerini yaz; gemi o zaman tamam olacaktır. Zira o dört insan, İsla dininin dört sütunu gibidir. İslamiyet onlarla ayakta kalır ve onlar sayesinde dünyanın her tarafına yayılır. Vahye uyularak denilenin yapılması ile gemi tamamlandı ve ondan sonra yüzebildi.

Nuh Peygaber, Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali'nin isimlerini artan tahtalara yazarak bunları gemisine çakmadıkça görünüşteki kusursuzluğa rağmen geminin yüzmesi ve felaketten kurtulması mümkün olmamıştı.

Ya mü'minler... mü'minlerin de o dört büyük zatın ismini kalplerine yazmadıkça dıştan ne kadar olgun ve noksansız görünürlerse görünsünler büyük imtihanda kurtulmaları mümkün olabilir mi? Sadece iki cihan güneşi eşsiz ve emsalsiz Peygamberimizi değil, O'nun dostlarını da sevmek gerekiyor... Bu şart yerine gelmeden, O'nun sevdiklerinin aşkı kalbe yerleşmeden cezadan kurtulmak ne mümkün?...

Veysel Karani kazandı, ahir yine özendi
Sekiz uçmak bezendi, aşkına Muhammed'in

İbrahim aleyhisselam, bir gün rüyasında Cenneti gördü. Uzunluğu yer ile gök arasındaki mesafeden fazlaydı. Meleklere:

-Buralar kime mehsustur? diye sordu.

-Evlatlarından Muhammed Mustafa ve o'nun ümmeti içindir, diye cevap verdiler.

İbrahim Peygamber, dikkatle bakınca ağaçlarda"La ilahe illAllah" budaklarında "Muhammedün Resulullah", meyvelerinde "Sübhanellah", "Velhamdülillah" cümlelerinin yazılı olduğunu gördü...

Uyandığında rüyasını milletine nakletti.

-Ümmeti Muhammed kimdir, diye sordular. İbrahim aleplisselam, düşünceye daldı. O anda Cebrail aleyhisselam peyda oldu ve:

-Ne düşünüyorsun ey Allah'ın dostu, dedi.

-Bir rüya gördüm... girdüklerimi ümmetime anlattım, Muhammed ümmetini öğremek istediler. Benimse bu hususta bilgim yok. Onun için düşünüyorum.

Cebrail aleyhisselam:

-Ben de fazla bir şey bilmiyorum, diyerek Cenab-ı Hakka arz etti:

Yüce Allah şöyle buyurdu:

-Muhammed, benim ahir zaman Peygamberimdir. Makbul kullarıma Peygamber olarak gönderecğim. O peygamberi bütün yaratılmışların arasından seçtim. Kendisini ve ümmetini yerden ve gökten yüzyirmi dört bin yıl evvel yarattım. Kıyamet günü O'nun yolundakilerin yüzü bütün insanların yüzünden daha ak, aydınlık ve abdest suyu değen vücut parçaları pırıl pırıl olacaktır.

Feriştehler geldiler, saf saf olup durdular
Beş vakit namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in

Tevrat, Musa aleyhisselama inince büyük Peygamber çok sevindi ve şükrünü dile getirdi. Cenab-ı Hak:

-İnsanların kalbine baktım. En mütevazi olarak seni gördüm. Bu sebeple seni Peygamber yaptım ve benimle konuşma devletine erdirdim, dedi ve ilave etti:

-Ölünceye kadar tevhid üzere ol. Sevgili Muhammed Mustafa'nın Resulüm olduğunu tasdik et ve kalbine O'nun muhabbetini yerleştir!

-Ya Rabbi, Muhammed kimdir; O'nu tanımıyorum?

-O öyle bir kimsedir ki yerleri ve gökleri yaratmadan binlerce sene evvel güzel ismini arşın üzerine yazdım. Ya Musa, sana çok yakın olmamı ister misin? Öyle bir yakınlık ki bedenine ruhdan ve gözünün siyahına beyazından daha yıkn olayım!..

-Allahım bundan gayrı ne arzum olabilir?...

-Öyleyse Habibime çok selavat oku.

Hak teala devam etti:

-Ölen bir kimse Muhammed aleyhisselamı inkar etmişse, o bedbahtı sürüterek cehenneme attırırım. Beni görmesini nasip etmem ve hiç bir melek ve peygamberin şefaat etmesine de için vermem!...

Bunu yolundakilere bildir.

-Ya Rabbi O'nun hakkında biraz daha bilgi sahibi olmak isterim.

-Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı; yeri-göğü, cenneti-cehennemi ayı, güneşi, geceyi-gündüzü, melekleri, Peygamberleri ve hiç bir şeyi yaratmazdım. O'nun Peygamberliğini kabul etmezsen İbrahim halilulllah bile olsan sana eziyet ederim!...

-Onun Peygamberliğini ve yüksekliğini kabul ettim Ya Rabbi!...

Havada uçan kuşlar, yeşerüp dağ ü taşlar,
Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed'in

Davut aleyhisselam, bir gün Zebur okurken kitaptan bir nur yükseldiğini; bu nurun odayı doldurduğunu ve kalbinin rahatladığını gördü... Ve bu hal, her Zebur okuyuşunda tekrar etti. Nurun mahiyetinni Allahü tealaya sordu:

-Ya Rabbi bu nur neyin nesidir?

-O, habibim Muhammed Mustafa'nın nurudur. Cümle alemi onun hatırına yarattım.

Bu tüyler ürperten ilahi cevap üzerine Davut Peygamber, yüksek sesle "Lailahe illAllah Muhammedün Resulullah" dedi. Bütün yırtıcı hayvanlar, kuşlar, böcekler ve yılanlar, çevresine toplandılar ve:

-Öyledir ya Davut! diyerek onu doğruladılar.

Bu olaydan sonra Davut Peygamber, Zubur okumaya başlarken kelime-i tevhid söyle oldu.

İmansızlar geldiler, andan iman aldılar
Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in

O'nu övmeye kalkan erir ve tükenir.

O'nu hiç bir lisan medhetmeye kafi gelmez. O' kelimeler üstü ve kelimeler ötesi ve gönüller dolusu sevgiye layıktır.

Yunus kim ede medhi, över Kur'an ayeti
Ah! vergil salevatı, aşkına Muhammed'in

Biz de... kendim, eşim, dostum, tanışım, arkadaşım, binler, onbinler, milyonlar, milyarlar, O'nu o en sevgili ve en üstün'ün Peygambeliğini kabul ettik ya Rabbi...

Bundan üstün devlet bilmiyoruz ya Rabbi!..


(alıntı)
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı ASUDE

  • yazar
  • ****
  • İleti: 632
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #412 : 17 Şubat 2006, 00:19:02 »
Allah razı olsun....

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #413 : 17 Şubat 2006, 09:41:39 »
cümle ümmeti muhammedden inşaAllah
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #414 : 17 Şubat 2006, 09:43:17 »




CUMANIZ MÜBAREK OLSUN  DEĞERLİ DUA DOSTLARIM
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı ASUDE

  • yazar
  • ****
  • İleti: 632
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #415 : 17 Şubat 2006, 19:15:45 »
tüm islam aleminin cuması mübarek olsun inşAllah....

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #416 : 18 Şubat 2006, 12:25:32 »
Cenâb-ı Hak, ebedî saâdet rehberimiz Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in örnek şahsiyetinden lâyıkı vechile hisse alıp, dünyâ ve âhiretimizi onun güzelliklerinden akislerle taçlandırmayı nasîb eylesin. Allâh Rasûlü'nün üsve-i hasenesini ilmiyle, irfânıyla ve bilhassa örnek yaşayışıyla insanlığa tebliğ etmeye çalışan bütün gayret ehli mümin kardeşlerimizden râzı olsun.




O’nu anıp,şefaatini isteyenlere selam olsun…

Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #417 : 21 Şubat 2006, 10:03:46 »
حَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلى نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ أَجْمَعِينَ.
اَللّٰهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ إِيمَانًا كَامِلاً وَمَعْرِفَةً تَامَّةً وَمَهَابَةً مِنْكَ وَمَخَافَةً بَيْنَ يَدَيْكَ وَشَوْقًا إِلَى لِقَائِكَ وَاسْتَعْمِلْنَا بِأَعْمَالٍ تَرْضَاهَا عَنَّا وَاجْعَلْنَا مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَجَعَلْتَ لَهُمْ وُدًّا فِي اْلأَرْضِ وَالسَّمَاءِ وَاجْمَعْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ الصِّدْقِ وَاْلإِخْلاَصِ وَالْخُضُوعِ وَالْخُشُوعِ؛ أَنْتَ قُلْتَ وَقَوْلُكَ حَقٌّ "اُدْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ" هَا نَحْنُ مُتَوَجِّهُونَ إِلَيْكَ، نَاظِرُونَ بِبَابِكَ فَلاَ تَرُدَّنَا خَائِبِينَ وَاسْتَجِبْ دَعْوَتَنَا كَمَا وَعَدْتَنَا.
وَصَلِّ وَسَلِّمْ يَا رَبَّنَا عَلَى سَيِّدِنَا سَيِّدِ اْلأَبْرَارِ وَاْلأَخْيَارِ.

Kainatın yaratıcısı ve yaşatıcısı Yüce Allah’a sonsuz hamd ü sena ve şükür; bütün resullerin seyyidi, enbiyanın imamı, asfiyanın serveri, mahlukatın ekmeli ve mürşidlerin sultanı Hazreti Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına da nihayetsiz salât ü selam ediyor, şu kutlu zaman diliminde yeryüzünün en bereketli ve en mukaddes beldelerini ziyaret için fevc fevc akın eden yüzbinlerce misafirinin dualarına icabette bulunduğu gibi Rabbimizin biz nâçâr kullarının niyazlarını da kabul buyuracağı ümidiyle ellerimizi bir kere daha kaldırıyoruz:

Ey her zaman kullarına rahmet ve merhametiyle muamele eden Yüce Allahımız! Sen’den bu düşkün kullarına da merhamet edip bizi de iman-ı kâmil ve marifet-i tâmme ile donatmanı dileniyoruz. Sinelerimizde, Sen’in azamet ve ululuğunun hakkı olan hürmete kaynak teşkil edebilecek mehâbet, mehâfet ve vuslata karşı şevk ü iştiyak hislerini uyaracak yegane Zat Sen’sin! Ne olur, bu lütuflarından bizi mahrum bırakma!

Bizleri razı ve hoşnut olacağın amellere muvaffak kıl.. taklide takılmayarak kendi iman binasını kendi cehd ü gayretiyle ikame eden, bu imanın tabiî bir neticesi olarak da yaptıklarını hep arızasız ve kusursuz olarak yerine getiren ve haklarında yerde-gökte ‘vüdd’/sevgi vaz’ettiğin kullarından eyle.. sadakatı, ihlası, Hak huzurunda hep hürmet içinde iki büklüm olup mütevazi davranmayı yani hudû ve huşûu da fıtratlarımızın bir yanı haline getir!

Ya Rab! Sen hak kelâmında ifade buyuruyorsun ki: “(Kullarım!) Bana dua edin, ben de o dualarınıza cevap vereyim!” İşte kapıkulların olarak huzurundayız ve Sana teveccüh ediyor, hakkımızda vereceğin hükmünü bekliyoruz. Ne olur, bahtına düştük, dualarımızı kabul etmemek suretiyle bizi haybete dûçar kalan zavallılardan eyleme; eyleme ve Yüce Kitab’ında vaadde bulunduğun gibi dualarımıza icabet eyle!..

Bizim de Efendimiz, bütün ebrar ve ahyârın da Efendisi olan Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa’ya, peygamber hanesinin seçkin fertlerine ve ashâb-ı güzîne salât ü selam ederek bunları Sen’den dileniyoruz.

Dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!...




Herkul.Org
_________________
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7484
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #418 : 21 Şubat 2006, 11:48:56 »
amin Allahrazı olsun

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Bir Bebeğin Duası
« Yanıtla #419 : 22 Şubat 2006, 10:46:00 »
Alıntı yapılan: "isra"
amin Allahrazı olsun



CÜMLEMİZDEN İNŞAAllah
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)