Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Ah Ertuğrul ah!

Başlatan Gülüıü yaralı, 03 Aralık 2008, 21:42:18

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Gülüıü yaralı



AĞZINA SAĞLIK ABDURRAHMAN HOCAM o1))


Ah Ertuğrul ah!

Ah Ertuğrul ah! Yaktın beni. İşte bizi asıl çılgına çeviren gerçek de bu ya.. Peki o zaman bu "başörtüsü düşmanlığı" neydi!

Bensize bu yüzden çektiklerimizi anlatayım mı? Benim yaşadıkların seninaile gerçeğinden daha dramatik Ertuğrul.. Bizim kod adımız "Mürteci"idi.

Küçükkızım hâlâ açık lise de okuyor. Onun büyüğü liseyi bitirdi, Almancaöğrendi, Avusturya'ya gitti. Orada hazırlık okudu. O gün için birmühendislik fakültesine kaydolabilmişti apar topar, Leoben'de.. İki yılkaldı, dersleri iyiydi ama bir yanda ana hasreti, öte yandan sosyalbilimlere olan ilgisi.. Arkasından giden abisi Viyana'da işletmeokuyordu. Ayrı ayrı şehirlerde kaldılar.. Dayanamadı döndü, okuluyarıda bırakıp. Çünki fakülte değiştirmek için yeniden sınava giripbaşka bir bölümü kazanmasını istiyorlardı.. Sonunda döndü. NewportÜni'den, davranış bilimlerinden mezun oldu ama onu da YÖK tanımıyor..

İmam Hatip'de okurken emdiği sütü burnundan getirdi sizinkiler..
Gelinim Cerrahpaşa Tıpda son sınıftaydı.. Sınıfının en başarılı öğrencisi idi.. Başörtüsü yüzünden gözaltına alındı.. Sonra okuldan atıldı..Okulunu bitirmek için Bakü'ye gitti, bir dönem de orada okudu. BirazRusça öğrendi. Rüşvet istediler, baskılar gördü, baktı olmayacak döndügeldi. İngilizcesini ilerletti, zaten biraz biliyordu. Sonra onun daAvusturya'ya gitmesine karar verdik. Almanca öğrendi, Viyana'ya gitti..Hazırlık okudu, alttan eksik derslerini tamamladı. Transkriptinialacak, resmi başörtülü olduğu için kimlik ve belge sorunu yaşadık..Viyana'daki Hıristiyan / Ateist / Liberal öğretim üyeleri veyöneticiler bile bu olanlara bir anlam veremediler.. Öğrenci birliğiönce yanlış anlamış, zorla başının örttürüldüğünü sanmışlar. Başınıaçabilirsin, ailenden de yardım almak zorunda değilsin, biz sanaöğrenim kredisi buluruz, çalışma izni sağlarız demişler.. Türkiye Müslüman ülke ya, hükümetbaşörtüsü için baskı yapıyor; ailesi de sanıyorlar. Başını örttüğü içinokuldan atıldığını anlatmak için çok uğraşmış. Fakülteden kayıt içingerekli belgeleri almakta zorlanınca, zorunlu olmayan bazı ek belgeleribeyan sureti ile doldurup okula kaydını yaptılar.. Bir daha dabaşörtüsü sorunu olmadı.

Düşünebiliyormusunuz, bizimkiler yapmaları gereken işlemi bile yapmıyorlar.Ellerinden gelse bir kaşık suda boğacaklar.. Dininin gerekleriniyaşayan insanız ya, günahımız öyle büyük, öyle büyük ki, bütün cezalarbu suça göre küçük!..

2 yıl geçti, tam son sömestri okuyacak, çocuğu oldu. Oğlum Dubai'de işbuldu. Dubai'ye göçtüler, bir yıl için 3 yıl daha okudu ve yine okulunubitiremeden öğrenimi yarım kaldı. Dubai'de çalışıyorlar. Doktorlukyapmıyor, başka işlerle uğraşıyor. Şimdi Arapça öğreniyor. Eşine yardımediyor. Ayşe Arman'a sorsana, o zaman zaman Dubai'de uğruyormuş ona..

Bir tek suçumuz vardı, dinimizin emrettiği gibi yaşamak..
Kurban derilerimizi bile sorun yapan sizinkiler değil mi idi?
İkna odaları kurmadınız mı kızlarımız için..

Bilir misin Ertuğrul, benim eşim İmam Hatip orta kısımdan sonra okuyamadı başörtüsü yüzünden. Kız kardeşim de öyle.. İki kız yeğenim de. Zaten iki kardeşiz biz..
Başımıza gelmeyen kalmadı. Ne ağır bedeller ödedik bir bilseniz.. Saçlarımız ağardı. Bir ömür böyle geçti be Ertuğrul!

Bunca yaşadıklarıma rağmen, size ne küfrettim, ne yumruk attım ve ne deevinizi, işyerinizi taşladım.. Hem kendimizi, kardeşlerimin acılarınıanlatabilmek için vicdanınızın kapılarını çalmaya devam ettim..
"Onlar cahildirler, bilmiyorlar" dedim durdum kendi kendime!

Herkes benim kadar şanslı ve sabırlı olmayabilir, ama benim sizi anlamaçabamın onda biri kadar sizin bu insanların acılarını anlamanızıbeklerdim. Neyse ki, aradan yıllar geçti, bir ömür geçti, kapınınarkasında zincirleri takılı da olsa, kapının aralandığını görmek benimutlu etti.

Ecevit'in kapısını da çalmıştım bir zamanlar. Hasan Aksay, Bahri Zenginbirlikte ziyaret etmiştik Bülent beyi.. Geçen gün yazdım. MurtazaÇelikel anlamıştı bu gerçeği ilk olarak, eşi Aysel Çelikel ÇYDD'deyönetimdeydi biliyorsunuz.. Bu diyalogla ilgili Asaf Savaş ve SeyfeddinGürsel'den bilgi alabilirsiniz.. Ama o sürecin sonu gelmedi.. Baykal'ınbu yeni açılımını acemice ve geç bulsam da, zamanlamasını yanlış bulsamda önemsiyorum.

Ertuğrul bey (Bu memlekette 'bey' demenin suç olduğunu bile bile,kasden yazdım. Mesela 'Hacı' sıfanı kullanmak da hâlâ suçtur amahükümet Hac yönetmeliği yayınlar, insanların nasıl 'Hacı' olacağınıtanzim eder. Dava açtım sonuç yok. İşlerine geldiği zaman, geldiğigibi. Atatürk ilke ve inkılablarını da işlerine geldiği gibi okuyor veyorumluyorlar..) ne kadar biliyorsunuz bilmem ama, ben o zamanlar sizinyönettiğiniz Ecevit'in dergisine müstear isimle, dini konularda birkaçmakale yazdım, yayınlandı. Mesela biri Hac ve Kurbanla ilgili idi..Mehmet Erdil galiba, derginin yönetimindeydi, o bilir..

Ha sahi siz, Yakup Kadri'nin, "Kadınlık ve Kadınlarımız" kitabınıbuldurup, şu "Çarşaf ve Peçeye Dair" yazısını bir bulup okusanız.. Birde şu "Hilafetin ilgası ile ilgili kanunun 1. Maddesi"ne bir baksanızne iyi olur. Bakın birçok laik Kemalist, devrim yasalarında hilafetinnasıl anlamlandırıldığını bilmez bile. Emekli paşaların da katıldığı,Akdeniz Üniversitesi'ndeki bir panelde bunu anlatınca ortalık birdenkarıştı. Neyse ki Erol Mütercimler yardımıma yetişti de kurtuldum. Evetyasaya göre Hilafet mana ve mefhum olarak cumhuriyetin manasındamündemiçtir. Aynı şekilde TBMM'nin şahsı manevisinde de mündemiçtir.. Bu ülke 'Hacı' demenin suç olduğu bir Hilafet memleketidir! Hilafetmana ve mefhum olarak neymiş! Birisinin bu değişimi Yargıtay Başkanına,Başsavcısına, Genelkurmay Başkanına, Anayasa Mahkemesi üyelerine habervermesi gerek..

Bize bir özür borcunuz var..

Şimdi dürüstlüğünüze inanabilmemiz için, bu konunun çözümü yönünde yeniadımlar atmalısınız.. CHP bizzat kendisi gerekli mevzuat değişimi içindüğmeye basmalı..
Bakın inadınız yüzünden neler oldu.. Çankaya'da kim oturuyor şimdi?Başbakanlıkta, Anayasa Mahkemesi Başkanlığında, Sayıştay, YÖKBaşkanlıklarına kimler geldi? Meclis Başkanı kimdi?
Milletle inatlaşılmaz..

Ertuğrul'un annesi, hâlâ namaz kılarmış. O günlerde açık.. Belki seninçocukların da örtünür bir gün.. Neden olmasın.. Onun aile fotoğrafı burenkliliğin ve değişimin fotoğrafı olur belki de.

CHP yönetiminin içinde buna benzer daha bir düzine hikâye çıkar. Bana göre Yargıtay Başsavcısının dramı çok daha derin!

Biz doğduğumuz anne babayı, doğduğumuz toprağı ve doğduğumuz zamanı kendimiz seçmedik..Hz. Ali zamanında Mekke'de doğup cehenneme gitmek mümkün olduğu gibi,Stalin zamanında Moskova'da doğup, ya da Firavunun sarayında büyüyüpcennete gitmek de mümkün. Sonuçta insanlar, yaptıkları ile ve yapmalarıgerektiği halde yapmadıkları, söyledikleri ve söylemeleri gerekirkensöylemedikleri, yazdıkları ve yazmaları gerekirken yazmadıkları ile yakendi cennetlerine sırtlarında tuğla, ya da kendi cehennemlerinesırtlarında odun taşırlar..

Bizgaybe, ahiret gününe iman ettik.. Dün olduğu gibi, bugün de, yarın daAllah (cc) bizi, mallarımızla, canlarımızla ve sevdiklerimizle, kimizaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.. O, her şeyigörmekle, duymakta ve bilmektedir. O, kadir-i mutlaktır! Yalnız Ondanyardım diler ve yalnız O'na sığınırız. O, bizim ilahımız veRabbimizdir..

Biz, Müslümanlardanız elhamdülillah; malım, canım, sevdiklerim Allah (cc) yoluna feda olsun!
Sebeb ey!
Selâm ve dua ile..


Abdurrahman DİLİPAK - VAKİT

HAKSIZLIĞI İŞLEYEN ÇEKENDEN DAHA SEFİLDİR !!!! Eflatun